CHP Milletvekilleri: 5’li çete ile yandaşların dışında kimsenin menfaati esas alınmıyor

  • 22:30 24 Kasım 2021
  • Siyaset
ANKARA- CHP Milletvekilli Gamze Taşçıer, AKP’nin ürettiği çözümlerin, sorunun kaynağını beslediğini kaydetti. Burcu Köksal ise, “AKP iktidarında kimsenin menfaati esas alınmıyor, 5'li çete ile yandaşlar dışında ama yine de hatırlatmakta fayda var; aile hukukunda esas olan çocuğun menfaatidir” dedi.
 
Genel Kurul’da görüşülen İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin görüşülmesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Gamze Taşçıer ve Afyon Milletvekili Burcu Köksal, söz aldı.
 
‘Ürettiğiniz çözümler sorunun kaynağını besliyor’
 
İktidarın her sorununa temel bir yaklaşım şekli olduğunu, sorunun kaynağını çözmektense sonucu üzerine bir çözüm üretme arayışı içerisinde olduğunu belirten Gamze, “Kadına yönelik şiddetle de işte, tam bu anlayışla mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Yarın, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ama bugün, Adana'da bir kadın daha bir erkek tarafından katledildi. Geçtiğimiz haftalarda Bartın'da Azize, İstanbul'da Başak ve daha niceleri. Bu zihniyet, bu anlayışla sorunun kaynağı yerine sonucu üzerinden bir çözüm üretmeye çalışırsa üzgünüm bu isimler ne ilk olacak ne de bundan sonra devamının gelmesini engelleyemeyeceğiz. Çünkü siz, kadınlar şiddete uğruyor diye -tırnak içerisinde- pembe alanlar yaratırsanız, kadınlar için pembe otobüsler yapmaya çalışırsanız, kalkınma planlarında ve yıllık programlarda hamam mantığıyla kadın üniversitesi açmak isterseniz, ‘Boşanmak isteyen ya da boşanmış kadınlar şiddet görüyor.’ diye ‘aile ara buluculuğu’ adı altında kadınların boşanmasına engel olmaya çalışırsanız, kadınları birey olarak görmek yerine aile içine sıkıştırırsanız, kadınları öldüren katilleri ‘İdam edelim.’ gibi önerilerle sorunun kaynağını görmezden gelip sonucu üzerinden intikamla vicdanınızı rahatlatmaya çalışacak önerilerde bulunursanız, aslında bu sorunu çözmeye niyetiniz yok demektir. İktidarın sonuca dönük çabalarına sayısız örnekler verebiliriz ama ürettiğiniz çözümler dönüp dolaşıp o sorunun kaynağını besliyor” dedi. 
 
‘Kadınları ikinci sınıf gören bir zihniyet’
 
AKP’nin sorunlarının kaynağını kavramakla ilgili genel bir politika sorunu olduğunu ifade eden Gamze, “Kadına yönelik şiddetin sorununun temel nedeni kadınların şiddet görüyor olması değil, kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gören zihniyetin varlığı, kadın ve erkeğin fıtratına eşitliği yakıştıramayanlar, erkeklerin kadınlar üzerinde hak sahibi olduğunu düşünmeleri, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramına inanmayanlardır. Bunu kavramayan bir iktidarın da daha vahimi, bu kaynağı besleyecek söylemlerde ve eylemlerde bulunması da bu sorunu çözebilmeye yetisi olmadığının da bize göstergesi. Kadına yönelik şiddet, bazı adamların bazı kadınlara uyguladığı şiddetten çok daha öte başlı başına bir zihniyet sorunudur, olması gereken de topyekûn bu zihniyetle mücadele etmektir ama elbette ki bu mücadeleyi kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak gören bir zihniyetin yapabilmesi de mümkün değil” şeklinde konuştu.
 
‘Karanlık zihniyet’
 
Meclis’te tüm siyasi partilerin katılımıyla kadına yönelik şiddet komisyonun kurulduğuna, ardından bir hafta sonra uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir şekilde çıkıldığına vurgu yapan Gamze, “Bu Komisyona 15 yaşındaki kız çocuklarının evlenmesini savunanları -İstanbul Sözleşmesi'ni geçtik- Lanzarote Sözleşmesi'ni tartışmaya açanları, çok eşliliği savunanları, evrensel temel insan haklarından bile rahatsız olanları, 6284'ü hedef alanları çağırmaya başladığınız an aslında siz kendi zihniyetinizi gösteriyorsunuz. Bu kişiler -bu kişileri komisyonda dinletmeniz yetmediği gibi- kurumu yöneticisi ve bu zihniyetleri oralara sizler atıyorsunuz. Kürsüye çıkıp ‘Sembolik 2 bayan gelsin.’ diyenler ama siyasetçi kadınları sırf partinizden değil diye vitrin süsü olarak nitelendirenler aslında bu karanlık zihniyetin bizatihi kendileri. Sonuç olarak ‘Kadınlar olmazsa kadına yönelik şiddet de olmaz.’ gibi akıl tutulması mantıkla şiddeti önlemeye çalışıyorsunuz, çözümler üretmeye çalışıyorsunuz ama sorunun kaynağını besliyorsunuz”  sözlerini kullandı.
 
'Kişisel ilişki tesisi’
 
Çocukla kişisel ilişkin tesisi yıllardır aile hukukunda sıkıntı yaşanan bir alan olduğunu belirten Burcu, evliliklerin bitmesine rağmen sorunların artarak devam ettiğini kaydetti. Burcu, “Bugüne kadar süregelen mevcut düzenlemede, çocuğun velayeti boşanma sonrası anneye verildiğinde babayla çocuk arasında şahsi ilişki tesisi, velayet babaya verildiğinde anneyle çocuk arasında şahsi ilişki tesisine karar veriliyordu. Lakin uygulamada, tabii, kişisel ilişki tesisi kolay olmuyor çünkü özellikle çekişmeli boşanma davalarında taraflar arasında yaşanan sorunlar, gerginlikler ve neredeyse düşmanlığa varan tutumlar neticesinde velayet ve kişisel ilişki tesisinde büyük sorunlar ortaya çıkıyor. Velayet kendisine verilmeyip çocukla kişisel ilişki tesisi kararı verilen taraf, diğer taraf eğer çocukla kişisel ilişki tesisi kararını uygulattırmıyorsa mahkeme kararını icra yoluyla tesis etmeye çalışıyor. Tabii, bu da maddi ve manevi açıdan birtakım sorunları, zorlukları ortaya çıkartıyor” dedi.
 
‘Neyi teslim ediyorsunuz?’
 
Çocuk teslimi sırasında çocuğu almak için eve gidildiğinde haciz tutanağında düzenlendiğini ve ebeveynlerin “alacaklı yada borçlu” kaydedildiğini ifade eden Burcu, “Yani çocuğun kararına bakılmıyor, adı üstünde: Teslim. Bir de bunu ‘borç miktarı’ , o bölüme yazıyorsunuz. O kadar yanlış bir terim ki... Hani, ‘çocuk teslim’. Neyi teslim ediyorsunuz arkadaşlar? Gerçekten, yıllardır uygulamada içimi acıtan bir terim bu. Bir insan, menkul değil, bir mal değil, bir eşya değil, çocuk bir insan. Önce, bence, bu ‘teslim’ terimini ortadan kaldırmak gerekiyor, onun yerine ‘çocukla şahsi ilişki tesisi’ tanımını kullanmak daha doğru. Şimdi, bu 36'ncı maddeyle icra yoluyla çocukların anne ve babalarıyla görüştürülmesi olayı sona eriyor ve 38'inci maddede de çocukla kişisel ilişki kurulması için teslim mekânlarının oluşturulacağı belirtiliyor. Bakıyorum ama hâlâ ‘teslim’ kelimesi geçiyor kanunda. Aile hukukunda çocuğun menfaati esas alınır. Gerçi AKP iktidarında kimsenin menfaati esas alınmıyor 5'li çete ile yandaşlar dışında ama yine de hatırlatmakta fayda var; aile hukukunda esas olan çocuğun menfaatidir. Ama maalesef bu teklifte çocuğun isteği, tercihleri yerine ebeveynin istek ve talepleri göz önünde bulundurulmuş. Bu, bence büyük bir eksiklik” ifadelerinde bulundu.
 
Paketteki sorunlar…
 
Paketin içerisinde bulunan sorunlardan bir tanesinin de tarafların birbirlerine karşı şiddet uygulaması durumunda, şiddete karşı koyacak tedbirler ve kolluğun sürekli bulunması gibi bir düzenleme olmadığına dikkat çeken Burcu,  “Bakın, bu uygulamada çok ciddi sıkıntılar yaratabilir. Zaten gerginlik yaşayan taraflar daha çok gerilip istenmeyen olaylar ortaya çıkabilir. Örneğin, çocuğunu teslim etmek için gelen bir anneye babanın şiddet kullanmaya kalkması durumunda ne olacak? Ya da taraflardan biri diğerine silah sıkmaya kalkarsa ne yapabileceksiniz? Dolayısıyla, daha birkaç hafta önce bu konuda seçim bölgem Afyonkarahisar'da, çocukla kişisel ilişki tesisi esnasında çocukların dedesi; babayı, halayı, babaanneyi, dedeyi ve büyük nineyi öldürdü. Yani çocukla kişisel ilişki tesisi noktasında sıkıntılar... Zaten iki taraf boşanmayla büyük sıkıntı yaşıyor, taraflar geriliyor. Böyle bir durumda ortaya çıkabilecek olumsuz bir durumla, bir şiddet olayıyla, bir cinayet olayıyla ilgili bir kolluk görevlendirmesi düzenlemede yok. Sadece diyor ki 36'ncı maddenin (5)'inci fıkrasında: ‘Yükümlü, teslim emrini yerine getirmezse, çocuk nerede bulunursa bulunsun müdürlük tarafından alınarak hak sahibine teslim edilir. Bu hâlde kolluktan yardım istenebilir.’ Bu, yetersiz yani kolluğun mutlaka teslim mekânlarında sürekli hazır bulundurulması gerekiyor. Bunlar, hayatın gerçekleri. İçinizde, mutlaka AKP Grubunda da geçmişte fiilen avukatlık yapmış milletvekilleri vardır, bunu bilir; bunlar, hayatın gerçekleri. Yıllarca avukatlık yapmış biri olarak uygulamada bu sıkıntılar doğabileceğinden şimdiden gelin yanlışları düzeltelim, eksikleri giderelim diyorum” diye belirtti.