‘HDP’ye kapatma davası AKP’nin siyaseten çöküşünün göstergesidir’

  • 09:05 28 Mart 2021
  • Siyaset
Aynur Aslan
 
VAN - HDP’nin kapatılmasına yönelik hazırlanan iddianame, yaklaşık 700 siyasetçiye yasak talebini değerlendiren Van Milletvekili Muazzez Orhan, tüm bunları AKP’nin siyaseten çöküşünün bir göstergesi olduğunu söyledi. Muazzez, “Bu siyaset, iktidarın gidişini hızlandırıyor. Bu boş bir hevestir. Milyonlar, HDP’nin arkasında” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik baskılar her geçen gün artarak devam ediyor. Gözaltılar, tutuklamalar ve benzeri durumlarla karşı karşıya olan HDP’yi hedef alan iktidarın geçtiğimiz aylardan bu yana dönem dönem sarf ettiği söylemlerin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderilen iddianamenin yanı sıra HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun da vekilliği AKP-MHP ittifakı tarafından düşürüldü.  
 
İddianamede siyaset yasağı istenen 685 kişiden biri olan HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan, partilerinin, Türkiye’nin temel sorunuymuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını, asıl sorunun ise antidemokratik uygulamalar olduğunun altını çizdi. 
 
‘HDP’yi halk yarattı’
 
HDP’nin halkın talepleri sonucunda oluşan bir parti olduğunu söyleyen Muazzez, partilerine açılan davanın AKP siyasetinin çöküşünün bir göstergesi olduğunu kaydetti. İktidarın, Türkiye halklarına hem siyasi hem ekonomik olarak vaat edecek bir politikasının kalmadığını belirten Muazzez, kadına ve Kürt halkına yönelik politikaların da hayat bulmadığını ifade etti. Muazzez, “Demokrasinin ayaklar altına alındığı, yargının bir sopaya dönüştürüldüğü, yine kendi tabanının bir yönüyle de milliyetçi ruhu arkasında tutabilmek için de partimize yönelik bir saldırı politikası yürütüldü. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi ve hemen birlikte partimize açılan davayı çökmüş politikalarının son saldırıları olarak değerlendiriyoruz. Daha önce Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın da vekillikleri düşürüldü. Burada görünen şey de tamamıyla hukukun, yasaların ayaklar altına alındığı, toplumsal barışın yok sayıldığı, diktatöryal bir rejimin temelinin atılmaya çalışıldığı bir süreç. Bu, artık kadınların, gençlerin, toplumun nezdinde karşılık bulmuyor”  dedi. 
 
‘Bu kararlar siyasi darbedir’
 
HDP’nin Türkiye’nin geleceği açısından halkların birlikte barış ve demokrasi içinde yaşaması için bir umut ve bir fırsat olduğunu kaydeden Muazzez, “Bu yanılgıya düşen anlayış kaybetmiştir. Belediyelere, üniversitelere, STÖ’ler kayyım atamalarından bellidir. Sorun bu ülkedeki antidemokratik uygulamalardır. Bir gece yarısı kadınların yıllardır büyük mücadeleler ile elde ettiği kazanımlarından olan İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanının kararı ile feshedildi, bir kararla Merkez Bankası Başkanı görevden alındı. Bu kararlar siyasi darbedir. Sorun HDP değildir. Bu sorunların çözümü HDP’yi kapatmak değil, sorunların giderilmesi için politikalar yürütülerek yasal güvencelere bağlamaktır” diye belirtti. 
 
‘Milyonlar HDP’nin arkasında’
 
Partilerinin kapatılmasına dönük hazırlanan iddianamede yer alan siyasetçilere yönelik yasak talebine değinen Muazzez şunları dile getirdi: “Biz biliyoruz ki HDP’de hiçbir zaman siyasetçinin yeri boş kalmadı. Eş Genel Başkanlarımız, belediye eşbaşkanlarımız, ilçe yöneticilerimiz hukuksuzca içeride tutuluyor. Bugüne kadar HDP, baskıların karşısında bir adım geri gitmedi. HDP’yi halk yarattı. Bu süreci yürütecek halkımız sırada bekliyor. Dolayısıyla bu siyaset, iktidarın gidişini hızlandırıyor. Bu boş bir hevestir. Milyonlar, HDP’nin arkasında. İktidarın vesayeti altında olan yargı, bu partiyi kapatabilir, ama bu halkı nasıl kapatacak? Her kapatma, bizlerin daha da çoğalması, daha fazla temsiliyle Meclis’te olmamızı sağlar. Yüzde 12 olan oy oranımız, bu kapanma davasıyla birlikte yüzde 20 oranında çoğalmıştır.” 
 
‘Çözüm İmralı’da’ 
 
Son dönemde artan baskılara rağmen halkın her yerde Newroz kutlamalarının yapıldığı alanlara akın ettiğini hatırlatan Muazzez, halkın alanlarda gereken cevabı verdiğini ifade etti. Halkın bir diğer talebinin ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit olduğunu kaydeden Muazzez, “Alanlarda öne çıkanlar, Kürt sorununun demokratik çözümü ve bunun muhatabının da İmralı olduğuna dair alandan yükselen sesler ve sloganlardır. Newroz kutlamaları, iktidar tarafından doğru değerlendirilmeli. Umuyoruz ki iktidar bundan sonraki süreçte halkın talebini esas alır. HDP’yi önünde engel olarak değil, bu ülkenin geleceği, demokrasisi için çalışan ve kapılarının her zaman barışa ve diyaloğa açık olduğunu görür ve girişimlerde bulunur. Partileri kapatmakla, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmekle sadece bir düşmanlık politikası yürütüyor” dedi.  
 
‘Kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz’
 
Her gün en az 3 kadının katledildiği bir süreçte İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle beraber kadın düşmanı politikalarının devrede olduğunu gösteren Muazzez son olarak şöyle konuştu: “Çıkarılan infaz yasaları ile kadın katliamlarının failleri serbest bırakılarak, cezasızlık politikalarıyla meşrulaştırıldı. Buradaki neden de kadın mücadelesinin iktidarı zor durumda bıraktığını ve bu kararın kadın mücadelesine bir darbe olduğunu bir kez daha söylemek gerekir. Türkiye’de de bölgede de kadınlar kazanımlarına sahip çıkacaktır. Asla kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. HDP olarak da bunun karşısında durmaya devam edeceğiz.”