‘Kadının tüm haklarını ortadan kaldırmaya çalışan bir iktidar ve bütçe var’

  • 09:04 23 Aralık 2019
  • Siyaset
Dilan Babat
 
ANKARA - 2020 yılı bütçesinde kadınlara yer verilmemesini değerlendiren HDP’li vekil Züleyha Gülüm, “Kadınları aile içine hapseden, görünmez kılan bir yaklaşım benimsenmiş durumda. Boşanmayı engellemeye çalışan, nafaka hakkını dahi ortadan kaldırılmaya çalışan, kadın düşmanı bir iktidar ve bütçe var” dedi.
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 6 Kasım tarihinde başlayan bütçe görüşmeleri geçtiğimiz hafta sona erdi. Görüşmeler yoğun ve tartışmalı başlarken, bakanlıklara ve savaşa en fazla bütçenin ayrılması ise dikkat çeken konulardan biri oldu. Bütçe görüşmelerinde, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un, “Aile bütünlüğü için yeni evlenenlere çeyiz bütçesinde yardımcı olacağız” sözleri ise yeniden kadını eve hapsetme, kadını şiddetle baş başa bırakma olarak yorumlanırken, kadınlara bütçe ayrılmaması, devletin kadın yoksulluğunu görmediğini bir kez daha kanıtladı.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, bütçe görüşmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Bütçe saraydan nasıl geldiyse aynı şekilde geçiyor’
 
Bütçe görüşmelerinin öncelikle komisyonlarda başladığını ve arkasından Meclis Genel Kurulu’na geldiğini hatırlatan Züleyha, “Çok yoğun, tartışmalı bir süreç sonunda bütçe görüşmeler bitiyor. Ancak tüm bu sürece rağmen saraydan nasıl geldiyse aynı şekilde geçiyor. Katılımcı, tüm tarafların iradesini yansıtan, demokratik kitle örgütlerinin görüşlerini alan bir süreç işlemiyor maalesef. Yurttaşların, kadınların, LGBTİ’lerin, engellilerin, emekçilerin, çiftçilerin, işsizlerin, işçilerin, tüketicilerin, gençlerin bizzat kendisinin ve örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin görüşlerine, eleştirilerine ve taleplerine kulaklar sağır. Halkın bütçesine halkın görüş ve taleplerinin yansıması sağlanmıyor, hatta engelleniyor. Oysa bütçe sürecine toplumsal katılım sağlanmaksızın bütçe hakkının kullanımı mümkün olamaz. Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki bütçe görüşmelerinde Halkların Demokratik Partisi olarak tüm ısrarlarımıza rağmen görüşmelerin canlı yayınlanması talebimiz dahi komisyonda çoğunluğu elinde bulunduran AKP-MHP tarafından kabul edilmedi” dedi.
 
‘Savaş ve güvenlik harcamaları tavan yaptı’
 
2020 merkezi yönetim bütçe kanun teklifinin, belirli bir kesimin yüzde 1’in bütçesi olduğunu ifade eden Züleyha, “Bu bütçenin, ezilen, sömürülen, yok sayılan ve inkâr edilen kesimlere vereceği hiçbir şey yoktur. Bu bütçeyle AKP bir kez daha tercihini halktan yana değil, ayrıcalıklı bir kesimden yana koyduğunu ilan etmiştir. Belirli ayrıcalıklı bir kesimin bütçesi olan 2020 bütçesi, barış bütçesi olmaktan uzaktır. Bu bütçe güvenlikçi bir zihniyetle savaş politikalarına uygun olarak hazırlanmıştır. Kürt sorununda savaş politikalarının yeniden hâkim olması, demokratik çözüm arayışlarının rafa kaldırılması ve yayılmacı politikaların geliştirilmesi ile birlikte bütçelerde savaş ve güvenlik harcamalarına ayrılan payda muazzam bir artış yaşanmış, 2020 bütçesinde de savaş ve güvenlik harcamaları tavan yapmıştır” diye belirtti.
 
‘En büyük payı yandaşlar alacak’ 
 
2020 bütçesinin aynı zamanda krizin itirafı olduğunu ve bundan sonra ekonomik krizin faturasının, emekçilere, kadınlara ve gençlere daha çok yükleneceğini vurgulayan Züleyha, sermayenin destekleneceğini söyledi. Doğanın talanına devam edileceğini, halkın olan her şeyin ulusal ya da uluslararası sermayeye devredilmeye devam edeceğini belirten Züleyha, “Bütçeden en büyük payı saray ve yandaşları alacak” diye konuştu.
 
‘Bütçe asıl olarak erkekler tarafından yapıldı’
 
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanının söylemlerinin yanı sıra bütçenin hazırlanış biçimiyle erkek bütçesi olduğuna dikkat çeken Züleyha, konuşmasına şöyle devam etti: “Kamu alanındaki kadroların çok büyük bir bölümü erkeklerden oluşuyor. Kanun yapma, denetleme, bütçe yürütme, hizmet verme, eğitim gibi kamu alanındaki kadroların çok büyük bir bölümünde erkekler var. Bu anlamıyla mevcut 16 bakanlığın 2’si, 49 bakan yardımcısından ise sadece 4’ü kadın. Teknik (mühendislik, ekonomi vb.) olarak değerlendirilen hiçbir genel müdürlük veya daire başkanlığında kadın bulunmuyor. Tüm genel müdürlük ve daire başkanlıkları içindeki kadınların oranı yüzde 2. Ülkenin mali kararlarının verildiği kurulların başında gelen Ekonomi Politikaları Kurulu’nun 9 üyesinden 3’ü ya da sosyal politikasının belirlenmesinde karar ve yetki sahibi olan Sosyal Politikalar Kurulu’nun 7 üyesinden sadece 1’i kadın. Kurumların bütçelerini hazırlayan strateji daire başkanlıklarının yüzde 95’i erkek. Yani bütçe asıl olarak erkekler tarafından yapıldı.”
 
‘Kadın düşmanı bir iktidar ve bütçe var’
 
Bütçenin toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçe olmadığını, AKP’nin cinsiyet eşitliği kavramını dahi reddederek, doğrudan hedef aldığını ortaya koyduğunu söyleyen Züleyha, “Benzer şekilde, bütçeden pay alan kurumların kadın erkek eşitsizliğini derinleştirecek beyan ve faaliyetleri de toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşım sergilemeyeceklerini de açıkça ortaya koyuyor. Bütçe kadını esas alan bir anlayış ile kurulmuş değil. İktidarın tüm politikalarında olduğu gibi asıl olarak aileyi koruma yaklaşımı egemen. Kadınları aile içine hapseden, görünmez kılan bir yaklaşım benimsenmiş durumda. Boşanmayı engellemeye çalışan, kadınları evliliğe zorunlu kılan, nafaka hakkını dahi ortadan kaldırılmaya çalışan, kadın düşmanı bir iktidar ve bütçe var” ifadelerini kullandı. 
 
‘Yeni muhafazakar bir toplum yapısı dayatılıyor’
 
Bütçe görüşmelerinde “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum eşitlik fıtratımızda yoktur” sözlerini de hatırlatan Züleyha, “Kadınları istediği makbul kadınlar haline getirerek, babaya, kocaya, aileye mahkûm olmasını, her türlü şiddete boyun eğmesini istiyorlar. Bu nedenle de kadınlar için bütçe yerine Diyanete bütçeyi tercih ediyor. Diyanet aracılığı ile makbul kadın yaratacağını düşünüyor. Aynı zamanda Diyanet aracılığıyla toplumun yeniden inşa süreci örülüyor. Yeni muhafazakâr bir toplum yapısı dayatılıyor” ifadelerinde bulundu.