Sebahat Tuncel: Wan'ın direnişi bize kazanacağımızı gösterdi

  • 13:16 19 Temmuz 2024
  • Güncel
 
WAN - DEM Parti Wan İl Örgütü'nün düzenlediği buluşmada konuşan Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel, "Wan, bu süreç açısından çok önemli bir çıkış yaptı. Burada elde edilen başarı takdire şayandır ve bu başarıyı her yere taşımak gerekiyor," dedi. Sebahat, tecrit ve izolasyonun devam ettiğini belirterek, Kürtlerin siyaset yapma hakkının engellendiğini vurguladı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan İl Örgütü, Kürt siyasetçi Sebahat Tuncel'in katılımıyla bir buluşma gerçekleştirdi. DEM Parti Wan İl Örgütü binasında düzenlenen buluşmaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yöneticileri, DEM Parti Wan milletvekilleri, belediye eşbaşkanları ve meclis üyeleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Barış Anneleri Meclisi üyelerinin yanı sıra birçok kişi katıldı. Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal ile birlikte DEM Parti il binasının bahçesinde alkış ve zılgıtlarla giriş yapan Sebahat, katılımcılar ile tek tek tokalaştı.
 
‘İçeride, dışarıda büyük bir direniş var’
 
Yoğun ilginin hakim olduğu buluşmada ilk olarak DEM Parti Wan İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt konuştu. Uzun bir zamandan sonra Sebahat'ı karşılamanın sevincini yaşadıklarını söyleyen Gülşen, Sebahat'ın Kürt kadın mücadelesinde önemli bir yeri olduğunu vurguladı. Gülşen, “Bugün cezaevinde, dışarıda, alanlarda mücadele eden tüm kadın yoldaşlarımızı saygı ile selamlıyorum" dedi. Gülşen devamında, "Kadın arkadaşlarımızın duruşu ve mücadelesi bizim için yol göstericidir," ifadesini kullandı.
 
‘Binlerce arkadaşımız cezaevinde’
 
Ardından konuşan DEM Parti Wan Milletvekili Mahmut Dündar da yüzyıllardır devam eden Kürt halkının mücadelesine değindi.
 
‘Esas olan Wan’ın direnişidir’
 
Buluşmada söz alan Sebahat ise konuşmasına, Wan'da kayyım atama girişimine karşı halkın direnişini kutlayarak başladı. Sebahat, "Wan, bu süreç açısından çok önemli bir çıkış yaptı. Burada elde edilen başarı takdire şayandır. Bu açıdan herkese teşekkür ediyoruz çünkü bize çok büyük bir moral verdi. Önemli olan bu başarıyı devam ettirebilmek. Wan'ın direnişi bize direnerek kazanacağımızı gösterdi. Esas olan Wan çizgisidir ve bu direnişi her yere taşımak gerekiyor," ifadesini kullandı.
 
‘İçeride tecrit ve izolasyon devam ediyor’
 
Kobanê Davası’na değinen Sebahat, “Kürtlerin siyaset yapma hakkını engelleyen korkunç bir dava. Ama bizler de bu davayla düzeni yargıladık. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir. Kürtlerin tarihinde zindan bir gerçeklik. İstiklal Mahkemelerinden bugüne kadar Kürtler için zindan bir gerçeklik. Biz, tahliye olduğumuzda özgür olmuyoruz, ne zaman Kürtler haklarına kavuşursa o zaman özgür oluruz. Zindan bizim kaderimiz değil ama bir gerçeklik. İçeride tecrit ve izolasyon devam ediyor. Yıllar geçti ama bu ülkenin temel sorunları hiç değişmedi ve giderek derinleşti,” diye konuştu.
 
‘Tecrit stratejik bir karardır’
 
Kürtlere karşı bir sömürge hukukunun olduğunu belirten Sebahat, “Bunu, İmralı’daki tecritten biliyoruz. Tecrit, aslında devletin Kürt sorununa yaklaşımını gösteriyor. Sayın Öcalan şahsında Kürt halkına yönelik mutlak bir tecrit ve işkence sistemi ile karşı karşıyayız. Tecrit bir insanlık suçudur. Devlet bilerek ve isteyerek bunu sürdürüyor. Devlet kendi yasalarına aykırı hareket ederek Sayın Öcalan’a disiplin cezaları veriyor. Tecrit, stratejik bir karardır ve bu kararın merkez üssü İmralı’dır. İmralı kapısı açılmadığı sürece Kürt sorununun çözülemeyeceğini herkes biliyor. Bu sorun çözülmediği için ülke mafya düzenine dönmüş, yasalar askıya alınmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde yasalar bu kadar ayaklar altına alınmamıştır. Bu kadar korkunç bir sistemle karşı karşıyayız” dedi.
 
‘Herkesin kayyıma karşı çıkması lazım’
 
Colemêrg Belediyesi'ne kayyım atanmasına ilişkin konuşan Sebahat şöyle devam etti: “Bu uygulama işkence, zulüm ve faşizmdir. Colemêrg’e kayyım atadılar ama bir tane namuslu vali, kaymakam çıkıp da ‘bu haksızlıktır’ demiyor. Bunu dile getirseler ve kayyım olarak atanmayı kabul etmeseler belki de bu sistem böyle gitmeyecek. Ama bir rant düzeni var ve bu düzeni sürdürmek istiyorlar. Bize, ‘hakkında dava açılmayan birini gösterin’ diyorlar, yüzbinlerce Kürt hakkında dava açılmıştır. Dava açılmayan Kürt mü kaldı? Kayyım sistemi, hukuken de ahlaken de kabul edilebilir değildir. Faşizm kendisini yalan üzerinden var eder. Bu yüzden gerçeği tersyüz ediyorlar. Tüm halkların bu uygulamalara karşı çıkması gerekiyor. İnsanlık onuruna sahip olan herkes buna karşı çıkmalıdır. Bu ülkenin tüm yükünü Kürtler mi çeksin? Kürtler bu ülkenin tüm sorunlarını 50 yıldır sırtlıyor. Bir zahmet batıdaki yoldaşlarımız da biraz bu yükü sırtlasın ve buna itirazlarını yükseltsinler.”
 
‘AKP, KDP’yi kullanıyor’
 
Türkiye’nin KDP ortaklığıyla Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarına da değinen Sebahat, “Biz birlik olmadığımız için bu kadar büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Federe Kurdistan Bölgesi'ni ilhak ediyorlar ama KDP ses çıkarmıyor. KDP barış ve kardeşlikten yana tavır alsaydı bugün bu savaş, tecrit ve çatışma biterdi. Ama AKP onları kullanıyor. KDP zannediyor mu ki Türkler oradan çıkacak! Kürtlerin birliği çok önemli bir noktadadır. Kardeşlik hukuku diyorsan o zaman önce kardeşinin hukukunu gözetmen gerekiyor. Bu nedenle tüm Kürtlerin her yerde birlik olması gerekiyor. Bizim demokrasi ve özgürlük ısrarımız devam edecektir. Bundan sonraki değişim dinamiğine öncülük etmemiz gerekiyor. Bunun için birliğimiz çok önemlidir” diye konuştu.
 
Konuşmaların ardından buluşma, soru-cevap bölümüyle sona erdi.