'İşgalden önce beton bloklar Sergele yakınındaki baraja getirilmiş'

  • 09:14 18 Temmuz 2024
  • Güncel
Dilan Babat 
 
HABER MERKEZİ - Sergele’nin yakınında bulunan barajın civarında bir noktaya Türkiye ve KDP tarafından büyük bir sınır karakolu yapılmak istendiğini söyleyen gazeteci Beritan Sarya, ayrıca, Türkiye’nin saldırıdan önce bölgeye beton bloklar getirdiğini ifade etti.
 
Son günlerde Türkiye, Güney Kurdistan’ın Duhok kentine bağlı Amêdiyê kırsalında saldırılarını yoğunlaştırdı. Bölgeye kontrol noktaları kurarak kimlik kontrollerine başlayan Türkiye, köy merkezleri ve kırsal alanları havadan ve karadan bombalamaya devam ediyor. Türkiye'nin zırhlı araç ve asker sevkiyatı da günlerdir sürerken, bu saldırılar KDP ile işbirliği içinde gerçekleştiriliyor. Ayrıca, Suriye’den getirilen 800'ü aşkın paramiliter grup bölgeye konuşlandırıldı.
 
Bu gelişmelerin ışığında, gazeteci Beritan Sarya ile KDP öncülüğünde Güney Kurdistan’a yönelik Türkiye’nin saldırılarını ele aldığımız söyleşimizin ilk bölümünü yayınlıyoruz. 
 
“92’den beri Türkiye’nin KDP ile anlaşması sonucu 5 büyük üssü var, şimdi de 100’e yakın nokta karakol kurmuşlar. Şeladize gibi bir üs kurmayı düşünüyorlar. Şeladize’den Sergele, Bamerne, içeride Kanimasi, Batufa üsleri gibi birbirini tamamlayacak bir hat şeklinde ‘tampon’ bölge oluşturmaya çalışıyorlar.”
 
*Türkiye’nin KDP işbirliğinde Güney Kurdistan’a dönük başlattığı saldırılar sürüyor. Türkiye geçtiğimiz günlerde de Çelê bölgesinden asker, tank ve zırhlı araç sevk etti ve sevkiyatlar sürüyor. Öncelikle oradaki son durum nedir?
 
2017’den bu yana sürekli devam eden işgal hareketleri var. 2015 yılında savaş yeniden başladı, 2016’nın sonu ve 2017 yılında ise işgal hareketlerine dönüştü. 2021 yılı ile beraber Gare işgal harekatı sürecinde kimyasal silah kullandılar, Nisan 2024’te Metina’ya yeni bir işgal harekatı başlattılar. Behdinan hattında devam eden işgal harekatları var. Gerillanın olmadığı yerleri işgal ederek alana yayılma hedefleri vardı. Günlük olarak sevkiyatlar vardı ama daha gizli yürütüyorlardı. 25 Haziran’dan itibaren açıktan yapmaya başladılar, 3 Temmuz’da KDP ve Irak hükümeti kontrolünde olan resmi karayollarını Türkiye’nin zırhlı araçlarına, tanklarına, toplarına açtılar. 3 Temmuz’dan itibaren fiili olarak süreç ilhaka dönüştü. Daha önce Behdinan alanlarında bulunan medya savunma alanlarına kırsaldan geliyorlardı ya da indirme yapıyorlardı. Bu defa resmi karayollarından, köylerden, ilçelerden zırhlı birliklerle girip yeni bir saldırı dalgası başlattılar. Bu KDP teşvikiyle yapıldı. 2017’den bu yana KDP, bu savaşın içine sadece açık bir biçimde girmedi. 2022 yılından bu yana gerillayı kuşatmak üzere gönderiyor. Süreç Zineverte ile başladı, bu güçleri gerillanın bulunduğu alanların çevresine, geçiş hatlarına yerleştiriyorlardı. Orada hem gerillanın istihbaratını verme, hem de alanını daraltma, özellikle son yıllarda Türk devletinin gidemediği bölgelere, tepelere gitme, gerillaların işgalcilere karşı hazırladığı mayınları temizleme, işgalcilere yol yapma gibi hareketleri vardı.
 
800 civarı DAİŞ çetesi getirildi
 
Bu durum 2021 yılında tepe Çarçele ve Amêdiyê’de aynı şekilde yaşandı. 3 Temmuz’a kadar da KDP ve işgalci güçler birçok alanda birlikteydiler. 25 Haziran’da Türk devleti Metina’nın Berwarî ve Kanimasi bölgelerinde kontrol noktaları kurdu. Orası Irak ve Başûrê Kurdistan’ın toprakları, Türkiye’nin değil. Uluslararası hukuka göre de bu bir ilhak. Başûrê Kurdistan’da Dihok, Hewler ve Süleymaniye gibi şehirlerde bir yangın olmuştu. Bunu Ahdi-milli isimli MİT’e bağlı Türkmen kontra yapılanması üstlenmişti. Biz o süreçte gördük ki Irak İçişleri Bakanlığı ve KDP, PKK ve YNK’yi suçladı. Kendileri de açıklamıştı; ‘elektrik kontağından çıkmış’ diye ve halk da KDP’den şüpheleniyordu. Bu bir şeylerin ön hazırlığıydı. Ardından YNK açıkladı; Berwari ve Bala bölgesine 300 civarında DAİŞ’li getirildi. Başûrê Kurdistan’da bazı haber siteleri; Türk üniformalarıyla Zap, Metina hattına 800 civarı DAİŞ çetesinin getirildiğini ispatladı.
 
Şeladize gibi bir üs kurmayı düşünüyorlar
 
3 Temmuz’dan itibaren Grê Bahar’a indirme yapıldı. Grê Bahar’ın batı ve doğu uçlarında gerilla mevzileri yok. Bu indirmelere ve işgale karşı gerilla sürekli eylem içerisinde. Başûrê Kurdistan’ın karayollarını kullanarak, Üzümlü Sınır Kapısı, Serzerî Sınır Kapısı’na getirdikleri Şeladize, Delolok’tan Amêdiyê’den getirdikleri birlikleri Sergele hattına gönderdiler. Sergele, batı Zap’a bağlı stratejik bir köydür. Metina, Gare ve Zap geçiş hattı gibidir. Sergele’de bir karakol kurmaya çalışıyorlar, orada daha önce Bargale’ye yakın bir yerde Sergele bünyesinde KDP’nin 2022’de kurduğu bir karakol vardı. Oralara son günlerde bu harekâttan önce beton bloklar getirmişlerdi. Sergele’nin hemen yakınında baraja yakın bir noktada büyük bir sınır karakolu yapmaya çalışıyorlar. 92’den beri Türkiye’nin KDP ile anlaşması sonucu 5 büyük üssü var. Şimdi de 100’e yakın nokta karakol kurmuşlar. Şeladize gibi bir üs kurmayı düşünüyorlar. Şeladize’den Sergele, Bamerne, içeride Kanimasi, Batufa üsleri gibi birbirini tamamlayacak bir hat şeklinde ‘tampon’ bölge oluşturmaya çalışıyorlar. Kurdukları kontrol noktaları Türkiye sınırına 35 kilometre uzaklıkta. O bölgeyi bir işgal alanına dönüştürmeyi planlıyorlar.
 
Batı Zap ve Metina’da çok yoğun bir saldırı var
 
Bunu resmi olarak 3 Temmuz’da ilan ettiler, o bölgeyi Güney ve Bakur hattından kuşatarak, Zap ve Metina’da bulunan gerillanın direnişini kırmak, Gare’ye ilerlemek istiyorlar. Gare’den Musul’a işgal planlarını tamamlamak istiyorlar. KDP burada yardımcı güç olmaktan çıkmış işgalci bir güç konumundadır. Batı Zap, Metina’da çok yoğun bir saldırı var, köyler boşaltıldı. 29-30 Haziran’da daha yoğun bombardıman yapılıyor, yaklaşık 8 köyü boşalttılar, günlük olarak köyleri vuruyorlar. Türk ordusu Batı Metina ve Zap bölgesindeki bazı köyleri bastı. Önce KDP basıyordu, halkı tehdit ediyordu, şimdi de Türk ordusu köylüleri tehdit etti. Şimdi 600 köy boşaltma tehdidi altında. Bu saldırılar var, ama gerillanın direnişi de var. Gerillanın bu işgale karşı daha önce hazırlıkları vardı. Gerilla hava savunma sistemiyle cevap verdi. Dün de bugün de zırhlılarla Türk devleti takviyelerini sürdürüyor. Batı Zap alanında 7 eylem gerçekleştirildi. Bölgede ciddi bir işgal saldırısı ile KDP eliyle ilhak yapılıyor. Halk da direniyor, birçok eylem oldu. Geçen hafta Delolok-Amêdiyê arasında o bölgenin insanları karayollarını işgale karşı kapattılar.
 
“Eğer Esat ile Erdoğan anlaşırsa, işgal ettiği bölgeler ENKS’ye bırakılacak. Buna Esat sıcak bakıyor deniliyor. Ama bu tamamıyla yalan ve manipülasyon. KDP, Behdinan’ı Türk devletine sattı.”
 
*Türkiye’nin gerçekleştirmek istediği saldırılar bugün KDP eliyle gerçekleştiriliyor. KDP’nin bu işgaldeki çıkarı ne? KDP, Türkiye ile sadece kendi iktidarını devam ettirmek için mi anlaştı? Arka perdede hangi anlaşmalar yapıldı?
 
KDP demek Türk devleti demektir. Uluslararası güçlere dayanarak bölgede olan bir yapılanma. KDP’yi bir Kürt gücü olarak adlandırmak haksızlık olur. Şimdiye kadar Kürtlere verdiği hiçbir şey olmamış. Barzanilerin Mahabad Kürt Cumhuriyeti sürecindeki rolü biliniyor. KDP de onların kurduğu bir parti değildir, Süleymaniyeli aydın İbrahim Ahmet’in kurduğu bir partiydi. 1960’larda ayaklanmalara her yerden destek geldi. Ama İran’daki Rojhılatlı önderler bir mücadele başlatınca KDP, onları İran devletine sattı. Bunlardan biri Süleyman Muyini’dir. Kendilerini katledip İran’a teslim ettiler. Komala’nın başına aynı şeyi getirdiler. 1972’de KDP’nin liderlerini komployla katlettiler. Şeyh Sait’in, Seyit Rıza’nın mezarları belli değilse onların da yeri belli değil. 1975’te aşbattal (silah bırakma) yaptılar. 1978’de YNK, Bakûrê Kurdistan’a bir harekat başlatmak istedi, kendi peşmergelerini göndermeye çalışırken, 300 peşmerge KDP ve Türk ordusu tarafından Hakkari sınırında katledildi. Silah bırakmış bu yapı Kürtler hareketlenince tekrar aktifleştirildi. 1982’de bir anlaşma imzaladılar ama Türkiye ordusunun yaptığı ilk operasyonda 1983’te hemen çekildiler. 1985’ten itibaren ilişkilerini geliştirdiler. 90’lı yıllar boyunca Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yönelik operasyonlarında da yer aldılar. Ne zaman Kürt devrimciler Kurdistan ve Kurdistan halkları için bir şeyler yapmaya çalıştıysa hep KDP önlerine çıkıyor. Cinsiyetçi, sözde milliyetçi, Kürtlere karşı kullanılan bir güç.
 
“KDP’nin genel çıkarlarına da dair bir şey yok, Barzanilerin tamamıyla Türk devleti ile ailesel ilişkileridir. Başûrê Kurdistan’ı da Türk devletine bağlamak istiyorlar.”
 
*Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan görüşmesine de değinmenizi isteyeceğim. Görüşmede anlaşma sağlanırsa işgal edilen alanların ENKS’ye verileceği basına yansıdı. Buna dair gözlemleriniz nelerdir?
 
Esat ve Erdoğan görüşmesi ‘normalleşme’ adı altında yapılmaya başlanıyor. Erdoğan Suriye politikasında yenildi, Rojava devrimini tasfiye etmek için Esat ile görüşmeye çalışıyor, Esat kendi meşruiyeti için bunu kullanıyor. Rusya baskı yapıyor. Dışişleri Bakanı ve KDP’li Fuat Hüseyin en son NATO toplantısı sürecinde açıklamalarda bulundu. Irak’ta görüşmeler yapılacak diye, Mesut Barzani’nin arka planda olduğu konuşuluyor. Eğer Esat ile Erdoğan anlaşırsa, işgal ettiği bölgeler ENKS’ye bırakılacak. Buna Esat sıcak bakıyor deniliyor. Ama bu tamamıyla yalan ve manipülasyon. KDP, Behdinan’ı Türk devletine sattı. Tepe Bahar hattı, Heftanin, Metina, Xakurke’ye kadar ‘tampon’ bölge yani işgal etmeye çalışıyor. 3 Temmuz’daki hareket ilhaktır, bütünüyle Türkiye askeriyle her şeye el koymuş durumda. KDP’nin genel çıkarlarına da dair bir şey yok, Barzanilerin tamamıyla Türk devletiyle ailesel ilişkileridir. Başûrê Kurdistan’ı da Türk devletine bağlamak istiyorlar. Süleymaniye de tehdit altında, Türk devleti altında bir vali, kaymakam gibi olmak istiyorlar. Erdoğan Nisan ayında Başûrê Kurdistan’a gittiğinde, Hewler Kalesi’ne Türk bayrağı da asmışlardı. Eğer Esat ve Erdoğan görüşmesi konusunda çalışıyorlarsa da ENKS’yi bırakacak meselesi değil, tamamıyla Rojava Devrimi karşıtlığından dolayıdır.
 
“Onların hiçbir şekilde halkın çıkarlarını düşünmek gibi bir dertleri yok. Hanedandırlar, çıkarları Türkiye’yi beslemeye dönük. İşgal hareketinin gelişmesinde KDP’nin zorunlu kaldığına inanmıyorum. KDP baştan beri Türkiye’yi Başûrê Kurdistan’ı işgal etmesi için çağırdı, teşvik etti.”
 
*Barzanilerin Türkiye’de birçok yatırımının olduğuna dair bilgiler de yansıyor. Bu konuda sizin değerlendirmeniz nedir?
 
Barzani ailesinin Türkiye’de, Amerika’da yatırımları var. Gizli bir biçimde kara para aklama üzerinden bu yatırımları yaptıkları ispatlandı. Barzani hanedanlığının Başûrê Kurdistan halkına yaptıklarından dolayı Amerika’da dava açıldı; suçları çok fazla. Barzaniler, PKK’ye karşı Türkiye’yi finanse etti. 2011’de imzalanan petrol anlaşması var, 2023 sonuna kadar Fransa’daki tahkim mahkemesi petrol akışını durdurana kadar yasa dışı petrol anlaşmasıyla Başûr’un petrollerini Türkiye’ye peşkeş çektiler. O anlaşma metni de gizlidir, Türkiye ulusal güvenlik meselesi diyor. Tamamıyla Türkiye’ye göre düzenlenmiş anlaşmalar. Esas faturada, Türkiye’nin çektiği borular bile Başûr hükümetine çıkarılıyor. Petrolden gelen gelir, Süleymaniye tarafıyla hiç paylaşılmadı, Hewler ve Duhok’ta kaldı, o da Barzanilerde kaldı. Memur maaşları verilmedi, maaşlar gönderildi ama hükümetin vermediği açığa çıkmıştı. Onların hiçbir şekilde halkın çıkarlarını düşünmek gibi bir dertleri yok. Hanedandırlar, çıkarları Türkiye’yi beslemeye dönük. İşgal hareketinin gelişmesinde KDP’nin zorunlu kaldığına inanmıyorum. KDP baştan beri Türkiye’yi Başûrê Kurdistan’ı işgal etmesi için çağırdı, teşvik etti.
 
“KDP, Kürt değil Türk gücüdür. Türk devletinin Başûrê Kurdistan’ı istediğini baştan beri biliyorlar. Onlar da Türk devletine bağlanmak istiyorlar. Bu bir komplo teorisi değildir, açıktır. Barzanilerin, KDP’nin Kürt gücü olduğu, Mesut Barzani’nin Kürt lider olduğu tabusunu yıkmak gerekiyor.”
 
*Barzanilerin AKP iktidarı ile bu kadar işbirliği halinde olmasını nasıl yorumlamak gerek? Barzaniler AKP ile bu kadar işbirliği halinde olmasına rağmen AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamalarda “Irak ve Suriye’nin kuzeyinden rahatsız olduğunu” sıkça dile getiriyor? Bu konuda ne dersiniz?
 
Barzaniler Türk devletini düşman olarak değil bir dost olarak görüyor. Kürtlük bugün sadece etnik bir olgu olmaktan çıkmış, sosyolojik bir olguya dönüştü. Kürtlük ve direniş özdeşleşmiş. Türklükte işgal, faşizm özdeşleşmiş. KDP, Kürt değil Türk gücüdür. Türk devletinin Başûrê Kurdistan’ı istediğini baştan beri biliyorlar. Onlar da Türk devletine bağlanmak istiyorlar. Bu bir komplo teorisi değildir, açıktır. Barzanilerin, KDP’nin Kürt gücü olduğu, Mesut Barzani’nin Kürt lider olduğu tabusunu yıkmak gerekiyor. Kürtler için ne yapmışlar? Kürtleri ezen, sömürgeleştiren güçlerle el eleler. Her gün Türk devleti Başûrê Kurdistan’da köyleri bombalıyor. İnsanların köylerine gitmesine, istedikleri kadar erzak almalarına izin vermiyorlar. İnsanları zorla çıkarıyorlar, insanların hatıraları var o topraklarda, Başûrê Kurdistanlılar topraklarına bağlılar. Parastin ve MİT istihbaratıyla SİHA’lar kaldırılıyor. Böyle bir Kürt gücü olabilir mi? Ulusa bir faydası olabilir mi? Mesele bu durumu görüp görmemeleri değil, görüyorlar, çünkü Türk devletinin memurlarıdır.
 
Yarın: 'Türkiye Başûrê Kurdistan ile Rojava'yı birbirinden koparmayı hedefliyor'