Siyasetçilerden Kobanê Davası açıklaması

  • 15:12 28 Mayıs 2024
  • Güncel
 
ANKARA - Halkların Demokratik Partisi (HDP) siyasetçileri, Kobanê Davası’nda verilen karara dair ortak bir açıklama yaptı.  
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) siyasetçileri, Kobanê Davası’nda verilen karara dair ortak bir açıklama yayınladı. Verilen cezalara tepki gösteren siyasetçiler, Kobanê ile dayanışmayı siyasi ve ahlaki görev olarak gördüklerini belirtti. Siyasetçiler, Avrupa’ya, Türkiye’ye yaptırım uygulaması için çağrıda bulundu. 
 
Açıklama metni şöyle: 
 
"Dünya ve Türkiye kamuoyuna, 
 
Biz aşağıda imzası bulunan sürgündeki HDP’li seçilmişler, 'Kobanê Kumpas Davası'nda yargılanan eşbaşkanlarımızın da aralarında bizlerin de olduğu milletvekillerimiz ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerimize verilen hukuksuz ve zalimane cezaları kuvvetle kınıyoruz. Bu ve diğer düzmece davalarda mahkûm edilen ve yargılamaları süren tüm yoldaşlarımız özgürlüklerine kavuşana kadar hak ve adalet mücadelemizi durmaksızın sürdürme kararlılığımızı duyuruyoruz.
 
'Kobanê Kumpas Davası' 6-8 Ekim 2014 'Kobanê Protestoları'ndan 7 yıl sonra, Saray’ın HDP’nin kapatılması maksadıyla Anayasa Mahkemesi’nde açılmasını planladığı davaya dayanak oluşturmak üzere, Emniyet Genel Müdürlüğü, Terörle Mücadele (TEM) Şubesi’nin yol göstericiliğinde imal edilmiş bir tertipten başka bir şey değildi. Dava savcısına hitaben yazıldıktan sonra dosyada unutulmuş TEM yazısı, hedef alınan 7 milletvekili ve 91 diğer 'şüpheli'ye kapatma davasında kanıt oluşturmak üzere 'şiddet içeren suçlar' atılması tavsiyesini içeriyordu ve iddianame bu tavsiyeleri harfiyen yerine getirdi.
 
İddialar düzmece ve temelsiz
 
Bu iddialar öylesine çürük, öylesine düzmece, öylesine temelsizdi ki, 16 Mayıs’ta açıklanan kararında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, 6-8 Ekim 2014 günlerinde meydana geldiği iddia edilen ve çoğu HDP’li 37 yurttaşın ölümüyle sonuçlanan saldırılar ve tahribat dolayısıyla yargılananlara yöneltilen suçlamaların esasen düzmece olduğunu itiraf etmek ve bu suçlamalar altındaki bütün HDP’lilerin beraatına hükmetmek zorunda kaldı.
 
Savcılığın bu tertiple HDP arasında kurabildiği tek bağlantı 6 Ekim 2014’te HDP Genel merkezi Twitter hesabından atılan “Kobanê’de durum son derece kritiktir. AKP iktidarının ambargo tutumunu protesto için halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye davet ediyoruz.” mesajıydı ve AİHM Büyük Dairesi HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın başvurusu üzerine bu mesajın suç oluşturmadığına ve ifade özgürlüğü kapsamı içinde kaldığına hükmetmişti.
 
Seçme ve seçilme haklarımız gasp edildi 
 
Ne var ki, Ankara’daki mahkeme, Erdoğan’ın medyadan vermekte beis görmediği talimatı doğrultusunda AİHM kararını çiğnemekte duraksamadı. HDP’li siyasetçileri bu mesaj dolayısıyla 'devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik bir fiil işlemek'ten ve 'gizli tanık' beyanlarına dayanarak 'örgüt yöneticiliği veya üyeliği'nden ve bu davayla birleştirilmiş çeşitli demeçler dolayısıyla 'örgüt propagandası'ndan on yıllarca hapis cezasına mahkûm etti. HDP’li seçilmişler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında, kendilerini seçenlere karşı yerine getirmekle yükümlü oldukları demokratik görevlerinin hakkını verdikleri, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması amacından ayrılmadıkları ve elbette devletin savaş politikalarına karşı müzakere ve barışı savundukları için cezalandırıldılar. Bu meşru olmayan hükümle, seçme ve seçilme haklarımız bu kez bir mahkeme tarafından hoyratça gasp edildi.
 
Kobanê Kumpas Davası süreci ve hükmedilen cezalar, Türkiye’nin düzeninin 31 Mart seçimleriyle toplumun ortaya koyduğu değişim iradesine ve Kürtlerin talepleri etrafında belirginleşen demokratik yönelişe meydan okumayı sürdürdüğünün ve rejimin otokratik karakterinde kendiliğinden değişim beklentilerinin gerçekçi bir temelden yoksunluğunun da bir göstergesidir. Bu vesileyle işaret etmek isteriz ki, Türkiye’deki tek adam yargısının, AİHM kararlarına rağmen ve bu kararları çiğnediğini ilan ederek verdiği cezalar, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Ankara’nın AİHM kararlarının icrasını sağlamaktaki aczinin de eseridir.
 
Her zeminde mücadeleye devam
 
Bununla birlikte IŞİD’e karşı Kobanê direnişinde ve sonrasında görüldüğü gibi, rejimin çözümsüzlükte ısrarı, halkların tarihsel taleplerinin gerçekleşmesini ancak bir süreliğine geciktirebilir. Kobanê Davası kararının tıpkı Gezi Davası gibi Türkiye ve uluslararası kamuoyu vicdanında hiçbir karşılık bulamamış olması, bu hukuken çökmüş siyasi davayı arkalayan siyasetin de yargısı ve yürütmesiyle çökmeye mahkûm olduğunun en önemli belirtisidir.
 
Biz aşağıda imzası bulunan sürgündeki HDP’li seçilmişler, Kobanê Kumpas Davası kararları karşısında, HDP’nin 'Kobanê’de IŞİD soykırımına karşı mücadele' çağrısına kalben katıldığımızı, Kobanê ile dayanışmayı bir siyasal ve ahlakî görev olarak gördüğümüzü, halklarımızın bizlere özgürlük ve adalet için verdiği görevin bir sefere mahsus olmadığı, özgürlük ve adalet herkes için sağlanana, yoldaşlarımız özgürlüklerine, halklarımız demokrasi ve kendi kaderini tayin hakkına kavuşana kadar her düzeyde ve her zeminde mücadeleye devamda kararlı olduğumuzu duyururuz.
 
Karar siyasidir
 
Kobane Kumpas Davası kararının hukukun inkârı, Kürtlerin demokratik siyasetten tasfiyesine ve Kürt sorununun çözümsüzlüğüne yönelik bir siyasal karar olduğu kuşkusuzdur. Karar bu yönüyle yalnızca IŞİD’e karşı mücadele edenleri cezalandırmakla kalmıyor. Aynı zamanda Türkiye’nin IŞİD ve türevi cihatçı terör örgütlerine sahip çıkan politik çizgisinin halen sürdürüle geldiğini ifade ediyor. Dolayısıyla, Kobanê Kumpas Davası kararı IŞİD’in 'dar-ül harb' ilan ettiği bütün toplumlar için de bir tehdide can veriyor. Bu bağlamda, BM, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ve üye hükümetleri Avrupa Komisyonu'nun 2023 Türkiye Raporu'nda da vurgulandığı üzere, Kürt meselesinin çözüme kavuşturulması ve kalıcı bir çözüme ulaştırılması hedefiyle inandırıcı bir siyasi barış sürecinin yeniden başlatılmasında rol üstlenmeleri ve doğrudan doğruya Erdoğan hükümetince verilmiş olan bu karara karşı gündemlerindeki yaptırımları uygulamaya koymaya çağıyoruz."
 
Açıklamada imzası bulunan siyasetçiler: 
 
Ali Atalan (25. Dönem Batman ve 26. Dönem Mardin Milletvekili), Ayşe Acar Başaran (25, 26 ve 27. Dönem Batman Milletvekili), Bedia Özgökçe Ertan (26 ve 27. Dönem Van Milletvekili), Besime Konca (26. Dönem Siirt Milletvekili), Demir Çelik (24. Dönem Muş Milletvekili), Dilan Dirayet Taşdemir (25, 26 ve 27. Dönem Ağrı Milletvekili), Dilek Öcalan (25 ve 26. Dönem Urfa Milletvekili), Ertuğrul Kürkçü (24. Dönem Mersin, 25 ve 26. Dönem İzmir Milletvekili), Fatma Kurtulan (23. Dönem Van Milletvekili), Feleknas Uca (25 vr 26. Dönem Diyarbakır Milletvekili ve 27. Dönem Batman Milletvekili), Ferhat Encü (25 ve 26. Dönem Şırnak Milletvekili), Faysal Sarıyıldız (24, 25 ve 26. Dönem Milletvekili), Hasip Kaplan (23 ve 24. Dönem Şırnak Milletvekili), Hatip Dicle (19. Dönem Diyarbakır Milletvekili), Hişyar Özsoy (25 ve 26. Dönem Bingöl Milletvekili ve 27. Dönem Diyarbakır Milletvekili), Leyla Birlik (25 ve 26. Dönem Şırnak Milletvekili), Lezgin Botan (25 ve 26. Dönem Van Milletvekili), Kemal Aktaş (24. Dönem Van Milletvekili), Mehmet Emin Adıyaman (25 ve 26. Dönem Iğdır Milletvekili), Musa Farisoğulları (27. Dönem Diyarbakır Milletvekili), Nihat Akdoğan (25 ve 26. Dönem Hakkari Milletvekili), Nuran İmir (27. Dönem Şırnak Milletvekili), Nursel Aydoğan (24, 25 ve 26. Dönem Diyarbakır Milletvekili), Osman Baydemir (25 ve 26. Dönem Urfa Milletvekili), Pero Dundar (27. Dönem Mardin Milletvekili), Remziye Tosun (27. Dönem Diyarbakır Milletvekili), Saadet Becerekli (25 ve 26. Dönem Batman Milletvekili), Selim Sadak (19. Dönem Şırnak Milletvekili), Selma Irmak (24. Dönem Şırnak Milletvekili, 25 ve 26. Dönem Hakkari Milletvekili), Serpil Kemalbay (27. Dönem İzmir Milletvekili), Sibel Yiğitalp (25 ve 26. Dönem Diyarbakır Milletvekili), Tuğba Hezer Öztürk (25 ve 26. Dönem Van Milletvekili), Yurdusev Özsökmenler (25. Dönem Van Milletvekili), Ziya Pir (25 ve 26. Dönem Diyarbakır Milletvekili), Hüsamettin Zenderlioğlu (24. Dönem Bitlis Milletvekili), Osman Özçelik (23. Dönem Siirt Milletvekili), Filiz Koçali (HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı), Metin Tekçe (Hakkari Belediye Eş Başkanı), Hüseyin Yılmaz (Ağrı Belediye Eş Başkanı), Fırat Anlı (Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı), Hatice Çoban (Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanı), Cemile Eminoğlu (Diyarbakır/Bismil Belediye Eş Başkanı), Zülküf Karatekin (Diyarbakır/Kayapınar Belediye Eş Başkanı), Nejdet Atalay (Batman Belediye Eş Başkanı), Fatma Şık (Diyarbakır/Sur Belediye Eş Başkanı), Nadir Bingöl (Diyarbakır/Ergani Belediye Eş Başkanı), Şükran Sincar (Şırnak/Uludere Belediye Eş Başkanı), Cemal Özdemir (Diyarbakır/Sur Belediye Eş Başkanı), Yüksel Baran (Diyarbakır/Bağlar Belediye Eş Başkanı), Leyla İmret (Şırnak/Cizre Belediye Eş Başkanı), Veysel Keser (Van/İpekyol Belediye Eş Başkanı), Rukiye Baran (Diyarbakır/Çınar Belediye Eş Başkanı), Ayten Sezgin (Bitlis/Veyselkarani Belediye Eş Başkanı), Nezahat Ergüneş (Van/Bostaniçi Belediye Eş Başkanı), Abdullah Demirbaş (Diyarbakır/Sur Belediye Eş Başkanı), Hasan Basri Fırat (Erzurum/Hınıs Belediye Eş Başkanı), Hüseyin Güneş (Muş/Varto Belediye Eş Başkanı), Burhan Kocaman (Elazığ/Karakoçan Belediye Eş Başkanı), Nuran Atlı (Mardin/Mazıdağ Belediye Eş Başkanı), Abdurrahman Zorlu (Diyarbakır/Hani Belediye Eş Başkanı), Yüksel Bodakçı (Diyarbakır/Silvan Belediye Eş Başkanı), Gülay Peker (Erzurum/Hınıs Belediye Eş Başkanı), Zilan Aldatmaz (Van/Saray Belediye Eş Başkanı), Şuna Atabay (Van/Çaldıran Belediye Eş Başkanı), Emrullah Cin (Urfa/Viranşehir Belediye Eş Başkanı), Semira Varlı (Van İl Genel Meclisi Başkanı)