'Eğitim emekçisi kadınların yüzde 69'u kendini güvende hissetmiyor'

  • 14:24 24 Kasım 2018
  • Emek/Ekonomi
HABER MERKEZİ - Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreterliği, eğitim ve bilim emekçisi kadınların yoksulluğa, güvencesizliğe ve şiddete karşı görüşlerinin yer aldığı bir rapor hazırladı. Rapora göre, kadınların yüzde 69'u çalışırken kendini güvende hissetmiyor, elde edilen birçok sendikal hak ise hem iktidar hem de bulundukları iş yerlerindeki iktidar yanlısı yönetimlerce yok edilmeye çalışılıyor. 
 
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, 25 Kasım etkinlikleri kapsamında, 9-10 Kasım tarihleri arasında Ankara'da düzenledikleri "Kadın Emeği ve İstihdam Çalıştayı"nda Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreterliği tarafından eğitim ve bilim emekçisi kadınların yoksulluğa, güvencesizliğe ve şiddete karşı görüşlerinin yer aldığı rapor hazırladı. 
 
Merkez Kadın Sekreterliğinin konuyla ilgili raporunda, kadınlara yöneltilen sorular ve cevaplarına göre elde edilen verilere şöyle yer verildi:  
 
* Kadınlara, kamu personel rejiminde yaşanan dönüşüme dair (performansa göre ücretlendirme, güvencesiz, kadrosuz, esnek çalışma vb.) düşüncelerini sorduk
 
* Çalışırken kendinizi güvende hissediyor musunuz? Güvenceli çalışma koşullarına sahip olup olmadıklarını sorduk,
 
Katılanların yüzde 31'i ''Evet'' yanıtı vermiştir.
 
Katılanların yüzde 69'u ise ''Hayır'' yanıtı vermiştir. 
 
* Görev tanımları dışında olan işleri (mesai saatleri dışında toplantı, hizmet içi eğitim vs.) yapmak durumunda kalıp kalmadıklarını sorduk, 
 
Katılanların yüzde 67'si "Evet" yanıtı vermiştir.
 
Katılanların yüzde 33'ü "Hayır" yanıtı vermiştir.
 
Evet yanıtı verenlerin;
 
yüzde 44 hafta sonu öğretmenler kurul ve veli toplantılarının, yüzde 25 hizmet içi eğitimlerin, yüzde 31 kişi derse hazırlık, e-okul işlemleri, seminer şube öğretmenler kurulu, zümre, kapsayıcı eğitim, gezi, Fatih projesi, BEP toplantılarının, okul gezilerinin ve ortak sınavların mesai saati dışında yapıldığını ifade etmişlerdir.
 
Temizlik işçileri ve anaokulunda çalışan taşeron kadınlar net bir iş tanımları olmadığını, ihtiyaç duyulan her işe koşulduklarını söylediler. Tam gün okullarda 12 saat mesai yaptıklarını ifade ettiler. Özellikle temizlik görevlisi olarak çalışan kadınların mesai saatlerindeki farklılık dikkat çekici ve çalışılan kuruma göre farklılıklar gösteriyor. 
 
*Çalışırken mesleğiniz ile ilgili olmayan ve kişisel alana giren konularda (ayrımcılık, baskı, sözlü ya da yazılı tehdit, motivasyonun kırılmaya çalışılması vb.) müdahaleye maruz kalıp kalmadıklarını sorduk,
 
Katılanların yüzde 43'ü "Evet" yanıtı vermiştir. 
 
Katılanların yüzde 57'si "Hayır" yanıtı vermiştir.
 
Evet diyenlerin;
 
Yüzde 77'si idare tarafından baskı, kontrol, mobbinge maruz kalıyorum diyenler, yüzde 23'ü velilerden dolayı. 
 
*Kadınların çalışma hayatında yaşadıkları sorunları sorduk,
 
Haksızlık, iyi niyetin suiistimal edilmesi, torpil, kayırma, stresli iş ortamı, geleceğini güvende hissetmeme, yıpranma, kadınların erkek hegemonyası ile başa çıkmak zorunda kalması, gençlerin gelecek kaygısı, okullara kaynak aktarılmaması, idarecilerin siyasi davranması, öğretmene şiddet, mobbinge maruz bırakılma, işini kaybetme korkusu, öğretmen inisiyatifinin değersiz görülmesi, özlük haklarının iyileştirilmemesi, kadrosuzların kadroya alınmaması, veli-okul işbirliğinin yetersizliği,  motivasyon eksikliği, kreş sorunu, kutuplaştırma…
 
*Kadınlara daha önce herhangi bir işte çalışıp çalışmadıklarını sorduk,
 
Kadınların yüzde60,5'i daha önce başka bir işte çalıştıklarını söylediler. Temizlik görevlisi olarak çalışan kadınlar daha önce ağırlıklı olarak temizlik, gıda, tarım sektöründe, ataması yapılmayan öğretmenlerin ise özel eğitim kurumları, anaokulları, kreşlerde çalıştığı cevabını aldık.
 
Daha önce herhangi bir işte çalıştı mı?
 
Evet yüzde 60,5
 
Hayır yüzde 39,5
 
*Kadınlara ne kadar süreyle işsiz kaldıklarını, ne kadar süreyle iş aradıklarını sorduk, 
 
Kadınların yüzde 12'si 5 yıl ve üstü zaman diliminde işsiz kaldıklarını, yüzde 22'si ise yaklaşık 1 yıl iş aradıklarını söylediler. Görüşme yapılan kadınlar çocuklarını büyüttükten sonra çalışmaya başladıklarını, daha öncesinde eşi ve eşinin ailesi tarafından çalışmalarının onaylanmadığı, kredi borçları, artan yoksulluk nedeniyle çalışmalarına ses çıkartmadıklarını söylediler.
 
*Kadınlara iş aradıkları ve işsiz kaldıklarını dönemde neler hissettiklerini sorduk,
 
Güvensiz yüzde 2, çaresiz yüzde 8, değersiz yüzde 8, utanç duymuş yüzde 6, bunalmış yüzde 4, çoklu yüzde 6.
 
Kadınlara iş dışındaki sorumluluklarını sorduğumuzda kadınların; yüzde 64 tüm sorumluluğun (ev, çocuk, eş, yaşlı bakımı) kendisinde olduğunu, yüzde 2'si çocuk, yüzde 24'ü yaşlı bakımı, yüzde 10'u ev işlerine ilişkin sorumlulukları olduğunu söylediler.
 
*Kadınlara yaptıkları işten memnun olup olmadıklarını sorduk, 
 
Kadınların yüzde 53,1'i "Evet" cevabını verdiler.
 
Kadınlar çalışıyor olmaktan dolayı memnun olduklarını söylerken ama ile başlayan cümleler kurdular. "Ama başka iş yok, ama başka seçenek yok, ama mecburum".
 
*Kadınlara aldıkları ücreti yeterli bulup bulmadıklarını sorduk,
 
Kadınların yüzde 92'si "Hayır" cevabını verdi.
 
Aldığınız ücreti yeterli buluyor musunuz?
 
*Kadınlara ekonomik sıkıntılar çalışma yaşamınızı nasıl etkiliyor diye sorduk, 
 
Kadrolu çalışanlar okullarda ücretli çalışan eğitim emekçileri için üzüntü duyduklarını, aynı işi yaptıkları halde daha az ücret aldıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca ücretli çalışan eğitim emekçilerinin sigorta primlerinin de eksik yattığı belirtilmiştir.
 
Okullarda İŞKUR'a bağlı olarak çalışan kadın emekçilerin de olduğu görülmüştür. Bu kadınlar her an işini kaybetme korkusu yaşamaktadır. Aynı işi bir sonraki sene devam ettirebilmeleri kesin değildir. Hafta sonları yapılan kurslara katılmaktadırlar. Asgari ücret ile çalıştıkları belirtilmiştir.
 
Ayrıca okullarda 3 yıllığına kadro verilip, yardımcı eleman olarak çalışan kadınlar da bulunmaktadır. 3 yıl sonra sözleşmesinin biteceğinden endişe duyduklarını belirtmişlerdir.
 
*Şuan ki iş yaşantınızı düşündüğünüzde bir kadın olarak iş yerinde karşılaştığınız en önemli sorun nedir diye sorduk, 
 
Kadınların yüzde 32,4'ü cinsiyet ayrımcılığı cevabını verdi. Yüzde 17,6'sı iş yerinde kendilerine yönelik olumsuz tutum ve davranışları, yüzde 5,9'u angarya iş, çalışma saati, iş tanımı gereği ayrımcılığa maruz kalmayı birincil sorun olarak tanımladılar.
 
*Bir kadın olarak çalışma yaşamı içinde idari ya da hukuki güçlüklerle karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorduk,
 
Evet yüzde 31, Hayır yüzde 69
 
Kadınlar aileden, çevreden kaynaklı güçlüklerin başında çalışma yaşamı ile hem ev hem iş yaşamını bir arada örgütleme güçlüklerinden bahsettiler. Ev ile ilgili sorumlulukların ana örgütleyicisi olduklarını, bu durumun onlarda çifte yük, yorgunluk yarattığını anlattılar.  Kendilerine zaman ayıramadıklarını, yaşamı paylaştıkları bireylerden destek alamadıklarını ve kendilerini yorgun hissettiklerini ifade ettiler.  Eş ya da eşinin ailesi tarafından 'mecburen' çalışmalarına izin verildiğini ancak bu süreçte çalışma saati, ev ile ilgili sorumluluklar, giyimlerine ilişkin müdahalelerin olduğunu anlattılar. 
 
*Kadınların gelecekle ilgili beklentilerinin neler olduğunu sorduk,
 
Gelecekle ilgili beklentiler; Kadro /güvence yüzde 36,2, atama yüzde 6,4, emeklilik yüzde21,3, iş yeri açmak yüzde 4,3, masa başı iş yüzde2,1, mesleki saygınlık yüzde 4,3, koşulların iyileştirilmesi yüzde 4,3, terfi yüzde 12,8, beklentim yok yüzde 6,4
 
*Hukuksuz şekilde ihraç edilen kadın emekçilerin bu süreci nasıl deneyimlediklerini sorduk,
 
İhraç eğitim emekçileri,  yeniden üretmek adına ciddi bireysel sıkıntılar yaşamaktadır. İhraçlar ile birlikte, yurt dışı yasağı,  seyahat etme özgürlüğü, mülk edinme, iş edinmede açığa çıkan fiili ve yasal engellemelerle beraber temel hak ve özgürlüklerin ellerinden alınması ile karşı karşıya gelinmiştir. Yalnızlık ve yalnız bırakılmışlık duygusu açığa çıkmıştır. İşyerine yansımalarına bakıldığı zaman kurumlarda ihraçlar olması bireysel kaygı ve korkuların oluşmasına neden olmuştur. 
 
*Kadınlara kaybettikleri haklarını sorduk,
 
'Başta ekonomik olmak üzere her alanda hak ihlalleri giderek artmaktadır' görüşü açığa çıkmıştır. Kamuya personel alımlarında mülakat, güvenlik soruşturması gibi uygulamalarla kişinin kamuda çalışma hakkı engellenmektedir. İşe alımlarda iktidar yanlılığı baz alınıp, cinsiyet, din, düşünce, yaşam biçimleri üzerinden kişiler fişlenmektedir. Sözleşmeli personel alımı yapılarak güvencesizlik arttırılmaktadır, sözleşme feshi korkusuyla emekçiler yandaş sendikalara üye olma baskısını hissetmektedir.  
 
Hiçbir savunma alınmadan, hukuki hiçbir süreç işletilmeden kamu çalışanları bir sabah ansızın işsiz bırakılmış, çalışanlar açlıkla tehdit edilmiştir. Kurumlarda kreş açılmasında 150 kadın çalışan kotası uygulanması, cinsiyetçi bir yaklaşımla çocuk bakımını sadece anneye yüklemektedir görüşü belirtilmiştir. Tüm kamu kurumlarında çalışanlara yönelik artan şiddet olayları nedeniyle işyeri güvenliğinin sağlanamadığı görülmektedir.
 
Birçok hakkımızın sendikal mücadele ile elde edildiği fakat bu süreçte birçok hakkımızın hem iktidar hem de bulunduğumuz iş yerlerindeki iktidar yanlısı yönetimlerce yok edilmeye çalışıldığı görülmektedir. 
 
*Çalışma yaşamında karşı karşıya kaldığınız sorunlara kalıcı çözümler üretebilmek için en etkili yol/yöntemi sorduk."
 
'Şiddetsiz bir dünyaya beraber yürüyelim'
 
Raporun sonuç bölümünde ise Merkez Kadın Sekreterliğinin şu çağrısına yer verildi: "Eğitim ve bilim emekçisi kadınlar olarak, her türlü şiddetin son bulduğu, tacizin, tecavüzün, istismarın, kadın cinayetlerinin, savaşın, yoksulluğun olmadığı; eşit, özgür, laik ve demokratik bir ülkede barış ve huzur içinde yaşamak için kadına yönelik şiddete karşı kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz. Sen de gel, güç kat 'El ele kadın dayanışmasıyla şiddetsiz bir dünyaya' birlikte yürüyelim."