Doktorlardan tasarıya tepki: Dünyanın en büyük hak ihlali

  • 09:04 15 Kasım 2018
  • Emek/Ekonomi
İSTANBUL - Meclis Genel Kurulu’na getirilen “sağlıkta şiddet tasarısı”nın korumaktan ziyade cezalandırdığını belirten doktorlar, “İktidar, sağlıkçıları itibarsızlaştırıyor. Bu dünyanın en büyük çalışma hakkı ihlali. Haklarımızı yok edemeyecekler, bu yasanın geçmesine izin vermeyeceğiz” diyerek tepki gösterdi. 
 
Kamuoyunun en çok tartıştığı gündemlerden biri Meclis Komisyonu'nda kabul edilerek Genel Kurul'a gönderilen “Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi.” Sağlık emekçileri ve meslek örgütlerinin tepkileri, düzenlenen merkezi eylemlerle devam ediyor. 
 
İstanbul’daki doktorlar, tasarının Meclis’ten geçmesine izin vermeyeceklerini vurguladı. 
 
‘Tasarı korumaktan ziyade cezalandırıyor’
 
Acil Doktoru Çiğdem Arslan, sağlık çalışanlarına yönelik her türlü şiddetin uygulandığını belirterek, gündemdeki yasa tasarısının doktorları korumaktan ziyade cezalandıran bir tasarı olduğunu söyledi. Tasarının Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen hekimleri “meslekten men etme” anlamına geldiğini ifade eden Çiğdem, "Bu da emek sömürüsüne yol açıyor. Biz görevimizi yaparken ideolojik görüşlerine göre hastalarımızı ayırmıyoruz. Özel hayatımızda neyi savunursak savunalım, ideolojik görüşlerimiz ne olursa olsun mesleğimizi icra ediyoruz. Mesleğimize saygı duyulması gerekiyor ve buna göre sınıflandırılıp dışlanmamamız gerekiyor" dedi.
 
‘Yasanın geçmesine izin vermeyeceğiz’
 
Bugüne kadar sağlık alanıyla ilgili yapılan düzenlemelerin şiddeti önlemek gibi bir getirisinin olmadığını kaydeden Çocuk Doktoru Çağla Seven de, tepkisini şöyle dile getirdi: "Şiddet bu yasa tasarısıyla yeniden üretiliyor. Doktorlar dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir şekilde 'güvenlik soruşturması' adı altında mesleklerinden alıkonuluyor. Bu dünyanın en büyük çalışma hakkı ihlalidir. Bir çabanın, eğitimin boşa gitmesi demek. Bu kadar meşakkatli bir süreci aileleriyle yaşayan hekimlerin aileleri de mağdur oluyor. Hekim tedavi eder, tanı koyar, devletin güvenliğiyle ilgili herhangi bir özelliği yok bu mesleğin. Kaldı ki böyle bir güvenlik tehdidi varsa mahkemeler var. Bu yasanın geçmesi demek Türkiye'deki demokrasinin olduğundan daha da geriye gitmesi demek. Sağlıkta şiddetin taraflarıyla konuşulması gerektiğini düşünüyorum. İktidar, sağlıkçıları kendi kampanyaları sırasında itibarsızlaştırıyor. Haklarımızı yok edemeyecekler, bu yasanın geçmesine izin vermeyeceğiz." 
 
'Sağlık hizmetinin niteliği düşürüldü’
 
Sağlık Bakanı’nın dahi sağlıkçıları itibarsızlaştıran ithamlarda bulunduğunun altını çizen Doktor Süheyla Ağkoç ise, "Herhangi bir sağlık hizmetinden faydalanacağınız zaman ilgili hekim nasıl bir tedavi uygulanacağını ve yöntemi belirler. Fakat insanlar kazak almaya gelir gibi MR çektirmeye geldiğini söylüyor. Bizim için en büyük sorun sağlık hizmetinin niteliğinin düşmesi, bizi endişelendiren durum bu" diye konuştu.