'KHK ve Kadın Emeği' çalıştayı başladı

  • 11:24 27 Ekim 2018
  • Emek/Ekonomi
ANKARA - SES'in düzenlediği çalıştayın açılış konuşmasını yapan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, "Uzun bir süredir yeni rejimin inşasında tekçi cinsiyetçi, faşist inşada önünde en büyük engel gördüğü kadınlara daha saldırıyor.  Ama bu karanlığa inat kadınlar sözünden vazgeçmedi. Bu sisteme karşı öncülük etme gibi bir sorumluluğumuz var" dedi.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Akar Internetıonal Otel Konferans Salonu'nda  "KHK, Kadın Emeği ve Güvencesizlik Çalıştayı" gerçekleştiriyor. Çalıştayın yapıldığı salona, "Jin Jıyan Azadi", "KHK'lar gidecek biz kalacağız", "Her işyerine bir kreş" ve "Sömürüye güvencesizliğe gericiliğe, yoksulluğa, savaşa faşizme karşı mücadeleye devam" pankartları asıldı.  Çalıştaya bölgeden ve batıdan çok sayıda sendika üyesi katıldı.
 
Çalıştayın açılış konuşmasını SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden yaptı. Kadınların zor dönemlerde  hep bir çıkış yolu bulduklarını ifade eden Gönül, "Bugün yine bu zor dönemde bir aradayız. Hep beraber bu zorlu dönemden çıkışın kararlılığını ifade etmek için buradayız. Kadınlarla olmak her zaman farklı ve daha güzel bir duygu" diye belirtti.
 
'Faşist rejimin önündeki en büyük engel kadınlar'
 
Sistemin, emeğin sürekli ucuzlamasından güç aldığını ve bunun için her yolu kendine mübâh gördüğünü dile getiren Gönül, "Bu sistem her dönem emekçilere ama özelde kadınlara saldırmıştır. Sistem en çok örgütlü kadınlardan korkuyor.  Uzun bir süredir yeni rejimin inşasında tekçi cinsiyetçi, faşist inşada önünde en büyük engel gördüğü kadınlara daha fazla saldırıyor. Ama bu karanlığa inat kadınlar sözünden vazgeçmedi. Bu sisteme karşı öncülük etme gibi bir sorumluluğumuz var"ifadelerini kullandı.
 
'Kaostan tek çıkış yolu örgütlülük'
 
Yeni rejimin kendini inşa ederken çalışma yaşamında da bu tamamen güvencesiz ve angarya işleri dayattığını vurgulayan Gönül şunları söyledi: "İlk önce kadınlar güvencesizleştiriliyor, işten atılıyor en kötü işlerde çalıştırılıyor. Bu tabi ki bugünün icadı değildir. Sermaye için kadınlar her zaman ucuz iş gücü olmuşlardır. Bu şekillenme üzerinden sömürü daha da derinleşmiştir. Bugün erk sistem kendisi için hem ucuz hem de örgütsüz olan emeği her zaman kendine cazip görmüştür. Bugün de içinde olduğumuz bu kaosta tek çıkış yolunun örgütlülük olduğunu biliyoruz. Bugün yaşam güvencemiz de iş güvencemiz de yok. Bugün güvenceyi salt 657'den çıkarmayı güvencenin örgütümüz olduğunu bir kez daha konuşacağız."
 
'AKP'nin reklamları bitti'
 
 Daha sonra SES Kadın Sekreteri Selma Atabey söz aldı.  AKP iktidarının  emekçilerin hayatını giderek daha da güvencesizleştirdiğini söyleyen Selma, "10 Ekim katliamı, sokağa çıkma yasakları, darbe girşimi, bitmek bilmeyen soruşturmalar, KHK'lar veya farklı şekilde gözaltına alınma var olan sistem içerisinde yaşamı zorlaştırıyor. AKP'nin refah bolluk reklamları bitti. Şimdi toplum kapitalizmin gerçek yüzü ile baş başa ama biz kadınlar, emekçiler yani sistemin ötekileri bu yüzü zaten biliyor ve tanıyoruz" dedi.
 
'Sadece Efrin operasyonun maliyeti 1 milyon dolardan fazla'
 
Türkiye'de var olan krize değinen Selma, buraya gelinmesinde Türkiye'de yaşanan savaş durumunun ciddi etkisi olduğunu vurguladı. Selma, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Sadece Efrin operasyonun maliyeti 1 milyon dolardan fazla. Türkiye'nin Irak'a yönelik bir tane F-16 ile sadece bir saatlik bombardımanının maliyeti 25 bin doları buluyor. Geçtiğimiz yıl sadece Irak'a 399 hava destekli operasyon gerçekleştirilmiş ve bu rakamların içinde kamu maliyeti yok. Bu rakamlar bile aslında ekonominin nasıl çökertildiğini açıkça gösteriyor. Diğer yandan savaş ortamında kadınlardan beklenen savaşacak askerler doğurmaları ve daha çok doğurarak ucuz iş gücü yaratmaları isteniyor. Açık ki otoriterleşen tekçi anlayış kendini kadın emeği, kimliği ve bedeni üzerinden yeniden kuruyor."
 
'Özgürlükçü özü bulabiliriz'
 
"Kadınlar insanlık tarihinin lisansız doktorları, eczacıları, anatomistleriydi, halk hekimliği yaparken halk hareketlerinin de öncüleri oldular. Bugün iş kolumuzda kadınların bu direngen ve öncü özgürlükçü özünü bulabiliriz" diyen Selma, kadınların üretici emeğin gerçek sahipleri olduğunu ve emeklerine kendilerinin sahip çıkabileceğini vurguladı.
 
'Sisteme müsaade etmeme gibi bir iddiamız var'
 
Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK)  MYK üyesi Gülistan Atasoy ise, beş bin yıllık ataerkil sistem içinde kadınların kimliğine sahip çıkarak var olma geleneğini sürdürdüklerini dile getirdi.  Gülistan, saldırıların en korkunç biçimleriyle karşılaştıklarını belirterek, "Sadece ev içerisinde değil kamusal alanda hayatımızı yönlendirmeye çalışan sistemle mücadele ediyoruz. Hem devletçi hem kapitalizmin sömürü politikalarına müsaade etmeme gibi bir iddiamız var. Bu yüzden daha fazla bir araya gelmemiz ve konuşmamız gerekiyor" dedi.