Ekonomiyi ‘dış güçler’e teslim ettiler: Fatura işçilere çıkarılıyor

  • 09:06 6 Ekim 2018
  • Emek/Ekonomi
İZMİR - Türkiye ekonomisinin yabancı şirketlerden destek alacak düzeyde dışa bağımlı olduğunu dile getiren EMEP İzmir İl Başkanı Emine Uyar, “Düne kadar ‘dış güçler’ dediklerine ekonomiyi teslim ettiler. Krizin faturasının işçilere çıkarılmasına karşı herkes daha gür ses çıkarmalı” dedi.  
 
Ekonomik krizi emekçi kesim ve yoksul halk en derinden hissederken, krizi “dış güçlerin saldırısı” olarak nitelendiren iktidar, ekonomi yönetimini Amerikalı şirket McKinsey’e teslim etti. Yanlış ekonomi politikaları ve savaşa yatırım gibi nedenlerle yaşanan ekonomik krizin işçilerin sırtına yıkılmak istendiğini belirten Emek Partisi (EMEP) İzmir İl Başkanı Emine Uyar, “Daha düne kadar ‘dış güçler ekonomimize saldırıyor’ deyip işçiden fedakarlık istiyorlardı. Ne oldu şimdi ekonomimizi saldıranlara teslim ettiler” dedi.
 
‘Daha güçlü ses çıkarılmalı’
 
Hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Ekonomi Programı’nda, işçilerin kıdem tazminatı, esnek çalışma saati dayatması, zorunlu bireysel emeklilik sigortası (BES) ve 3 yıl süreyle işçilerin ücretlerinden kesinti yapılmasının gündeme geldiğini dile getiren Emine, krizin faturasının dönüp dolaşıp yine işçiye çıkartıldığına dikkat çekti. Emine, “Temel besin maddelerini dahi alamaz hale gelen işçiler buna karşı daha güçlü ses çıkarmalı” diye vurguladı. 
 
‘Bütün işçi sınıfına gözdağı veriliyor’
 
Krizin faturasının işçilere kesilmesinin bir örneğinin de İstanbul’da inşa edilmek istenen 3. Havalimanı inşaatında ortaya çıktığını ifade eden Emine, işçilerin kötü beslenme ve barınma koşulları başta olmak üzere insani olmayan koşullarda çalıştığını vurguladı. Emine, “İşçiler haklarını istedikleri için tutuklandılar. Yasalarda da var. Hak istemek suç değil en doğal haktır. Sadece havalimanı işçileri değil bütün işçi sınıfına gözdağı aslında. Havalimanı işçilerinin serbest bırakılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Neoliberal politikalar işçi sınıfının sömürülmesi demektir’
 
Bugüne dek uygulanan neoliberal politikaların Türkiye gibi ülkelerde işçi sınıfının daha çok sömürülmesi anlamına geldiğini belirten Emine, dövizdeki oynamaların ülkeyi sarsacak hale getirmesinin aslında dışa bağımlılığın göstergesi olduğunu vurguladı. Emine, birçok skandala adı karışan McKinsey danışmanlık şirketinin Türkiye’nin ekonomisinde söz sahibi olmasının vahim bir durum olduğunu ifade ederek, “Bir dönem 15 günde 15 yasa çıkaran Kemal Derviş getirilmişti. Tekel, SEKA’lar o dönemde özelleştirildi. Biz kağıdı bile dışarıdan almak zorunda kaldık. McKinsey gibi ABD şirketlerinden kaynaklı olarak bu gün bunları yaşıyoruz” dedi. 
 
‘Demokratik bir ülkeye kimse zarar veremez’
 
Krizin yükünün halka yıkılmasına karşı her yerden ses çıkarılması gerektiğinin altını çizen Emine, şöyle dedi: “Çeşitli bahanelerle Suriye’ye, Irak’a asker gönderme gündeme getiriliyor. Biz IŞİD’in sınırlardan nasıl gelip geçtiğini biliyoruz. Her şey burada bitiyor. Oralara asker göndermekle bu iş çözülmez. Biz ‘ülkede demokrasi, Ortadoğu’da barış’ diyoruz. Yine savaşa ayırılan bütçe ülkenin en önemli kalemlerinden biri. Bundan vazgeçilmeli. Savaşa değil, eğitime, sağlığa yatırım yapılmalı. Bağımsız, demokratik bir ülkeye kimse zarar veremez.”