Tarım işçisi kadınlar: Sömürüye karşı güzel bir dünya istiyoruz

  • 09:06 1 Mayıs 2020
  • Emek/Ekonomi
Filiz Zeyrek 
 
ADANA - 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda bile çalışmak zorunda bırakılan tarım işçisi kadınlar, bir yandan verdikleri emeğin karşılığını alamıyor, diğer yandan salgın riski ile karşı karşıya. “Çalışmak zorundayız” diyen kadınlar, sömürüye karşı güzel bir dünya talebinde bulunuyor. 
 
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her yıl işçilerin Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kutladığı 1 Mayıs İşçi Bayramı, ilk kez bu yıl koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle alanlarda kutlanamayacak. Türkiye’de bir yandan salgın bir yandan da ekonomik krizi en fazla hisseden mevsimlik tarım işçileri 1 Mayıs’ta da tarlalarda çalışıyor. 
 
Adana’da tarlalarda çalışan kadınlar hem yaşadıkları sorunları hem de karşı karşıya oldukları salgın riskini ajansımıza anlattı.  
 
Kalabalık servislerle tarlaya gitmek zorunda kaldıklarını anlatan kadınlar, evde açlık ve şiddet, tarlada ve yolda ise salgınla karşı karşıya olduklarını söylüyor. Ev işleri ve çocukların bakımı da eklenince kat be kat daha fazla sömürüldüklerini dile getiren kadınlar, 1 Mayıs’ta temennilerinin tüm kadınlar için güzel bir dünya olduğunu vurguluyor. 
 
‘Akşama kadar çalışıyoruz’
 
Tarım işçisi kadınlardan Hatun Kabak, “Saat 03.00’da uyandık, sahurumuzu yedik. 04.30’da 30 kişiyle aynı servise bindik ve geldik” diyerek güne nasıl başladığını anlatıyor. Salgından korktuğunu, işe gidiş geliş koşullarından dolayı her an kendilerine de bulaşma riski olduğunu dile getiren Hatun,  yaşadığı sorunları şöyle özetliyor: “Burada bazı günlerimiz kolay oluyor, erken gidiyoruz. Bazen de daha buradayız ve akşama kadar çalışıyoruz. Sona eve gidince ev işi var, 4 tane çocuğum var. Onlara bakmak zorundayım. Bunları düşünmek zorundayım. Evin kirasını ödüyorum. 3 çocuk okutuyorum, biri 4 buçuk yaşında. Onu evde bırakıyorum. En büyüğü 13 yaşında bir kızım var. Çocuklara o bakıyor.”
 
‘Kadınlar çok şiddet görüyor’
 
Bu süreçte kadına yönelik artan şiddete de değinen Hatun, “Bizim aramızda da bazen istemesek de tartışma oluyor. Çünkü sürekli geçim sıkıntısı yaşıyoruz, iş yok para yok. Mahallede de oluyor.  Görüyoruz, bağırışlar bizim evimize kadar geliyor. Kadınlar çok şiddet görüyor” diye belirtiyor. 
 
‘Çocuklarıma ekmek götürmem lazım’
 
Yoksulluğun karşısında verdiği mücadeleyi ise Hatun şu sözlerle ifade ediyor: “Çalışmaya devam etmek zorundayım. 20 gün sigortalı çalıştım diye şu an ben yardım alamadım. Başka gelirim yok. Devamlı sigortam olsaydı yardım da istemezdim. Öbür gün ne olacağı belli olmuyor. Yaşlandığımda çocuklarım belki bana bakmaz, ama hiç olmazsa param olur o parayla geçinirdim. Ama olmadı maalesef. Akşama kadar çalışıyorum, çünkü çocuklarıma ekmek götürmem lazım.”
 
‘Çalışıyoruz ama yetmiyor’
 
Yaklaşık 4 yıldır tarım işçiliği yapan Asya Ateş ise, “Eşim aylardır işsiz. Evde çocuğum var, süt ve bez masrafı için mecburen çalışıyorum. Sigortamız yok, eşim de çalışmadığı için yeşil kartlı durumundayız. Onda da zaten gelir yok. Kirada oturuyoruz. 04.30’da yola koyuluyoruz.  Buraya 06.30’da geliyoruz. Çıkış saatlerimiz değişiyor. Başka işlerde de çalışıyoruz. Patlıcan mesela çok zor. Çok çalışıyoruz ama yetmiyor” diye belirtiyor. 
 
‘Kadınlar sömürülüyor’
 
“Kadınlar hep eziliyor, hep sömürülüyor” diyen Asya, aynı zamanda kadınların şiddete maruz bırakıldığını ya da katledildiğini söylüyor. Asya, şunları dile getiriyor: “’Evde kal’ deniliyor ama geçinebilmek için mecburen çalışıyoruz. Keşke ihtiyacımız olmasaydı da evimizde kalsaydık. Bu ülkede emekçiye değer verilmiyor. Bizler çalışsak da bir karşılık bulamıyoruz. O yüzden sürünüyoruz.  Salgının çok tehlikeli olduğunun farkındayım. Bu hastalığın bize bulaşma riski çok yüksek. Biz sabahları kalabalık bir grup bir arada geliyoruz. Ağzımız kapalı olsa da o korku var. Ben eve gittiğim zaman çocuğum var, evin temizliği var, akşam yemeği yapıyorum. Akşamdan sonra zaten temizliği yine yapıyoruz. Erkeklere göre işimiz daha zor. Bu yüzden kadınların hakkı her zaman yeniliyor.” 
 
'Tarım sigortamız olsa iyi olurdu'
 
Diğer tarım işçisi kadınlarla aynı sorunları yaşayan Medine Baran ise,  “Evde yemek işi var, çocuklar var, ama evin giderleri için çalışmak zorundayız. Yine de yetmiyor. Devamlı borçlanıyoruz. 4 çocuğum var. Eşim de pazarcılık yapıyor ama şu an gidemiyor. Benden başka çalışan yok. Kadın olmak çok zor. Ama çocuklarımız için uğraşıyoruz. Tarım sigortası olsa iyi olurdu. Sürekli tarladayız. Bu sayede hiç olmazsa bir gün emekli maaşımız olurdu. Çocuklarımıza bakabilirdik” diyor.