TOKİ nedeniyle evsiz bırakılan Yıldıztabyalılar direnişte

  • 09:02 23 Mart 2025
  • Yaşam
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Yıldıztabya Mahallesi’nde TOKİ inşaatı nedeniyle hakları verilmeden evlerinden zorla çıkartılan ve hakkını almak için direnişini sürdüren kadınlar, “46 kişiye devlet ev veremiyorsa bu devlet değildir. Biz dilenci değiliz dilenmiyoruz evimize karşı ev istiyoruz başka bir şey istemiyoruz” diyor.
 
İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinin Yıldıztabya Mahallesi’nde yapımı devam eden TOKİ inşaatı nedeniyle patlatılan dinamitler yüzünden mahallenin zemininde kayma meydana gelmiş ve evlerde hasar oluşmuştu. TOKİ inşaatı hakkında yürütmeyi durdurma kararının iptal edilmesine karşı istinaf süreci devam ederken verilen sözler tutulmadan 46 hane zorla tahliye edildi. 46 hanenin 44’ü tapu tahsisli ancak 2023 yılının Mayıs ayında tapu tahsis belgeleri ile ilgili yasanın yürürlük süresi dolmasından dolayı tapu tahsisli taşınmazlar idareye geçti ve tapuda yurttaşlara ait bilgiler silindi. Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin hazırladığı raporda bölgenin 3/2’sinin belediyeye ait olacağı görülüyor. Sürecin başında kalıcı konut sözü verilmesine rağmen gelinen aşamada Yıldıztabya Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlara tek yol olarak 120 ay sürecek memur maaşı artış oranına endeksli ödemlerle TOKİ daireleri sunuluyor. Yıldıztabya Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar kendi emekleri ile yaptıkları evlerindeki haklarını talep etmek ve tapu tahsislerinin tapuya dönüştürülmesi için belediye önünde açlık grevi gerçekleştiriyor.
 
‘Karşı çıktığım için 2 evim kundaklandı’
 
“19 Nisan 2024’te TOKİ’nin yer açmak için yer kaydırması sebebiyle patlatılan dinamitler sonrasında bizler yağan yağmurun ardından heyelan mağduru ilen edildik” diyen Yıldıztabya Barınma Hakkı Meclisi Grup Sözcüsü ve açlık grevinde olan Zeliha Şen, İBB raporların da kaymanın TOKİ’nin inşaatının çalışmalarından ve patlatılan dinamitler yüzünden olduğu ifade edildiği ancak bunun aksine yağmurdan kaynaklı kaymanın olduğuna dair raporunu tuttuğunu dile getirdi. Zeliha Şen, şöyle dedi: “Heyelan bahane rant şahane oldu. 10 aylık süreçte belediye başkanı tarafından oyalandık. ‘Bakanlığa ulaşamıyoruz, görüşme ayarlıyoruz, ücretsiz ev talep edeceğiz çünkü sizi oyalayan TOKİ’ gibi söylemlerle oyalandık. Baktık olmuyor bizler de sesimizi duyurmaya çalıştık 18 Kasım’da Marmara Kentsel Dönüşüm İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptık. Parası olmadığı için yarılan evlerde kalmaya mahkum insanlarımız vardı evlerine döndüler ama insanların elektriğini, suyunu kestiler.  Orayı terk etmemiz için ellerinden geleni yaptılar. Belediye başkanı ile bir görüşme ayarladık ve 3 talebimizi sunduk. Bizim bu evlerde oturanlarımız var inşaatı denetle, durdur. Çalışma yapıldıkça insanlar ölecek dedik, tapu tahsislerimiz tapuya döndürülsün ve yıkım öncesi noter sözleşmesi ile hak sahibi olalım dedik. Oyalamaya devam ettiler. Yürütmeyi durdurmalarımız iptal olmuştu biz istinafa dava açmıştık hukuki işlemler bitmeden, mahkeme net karar vermeden 25-26-27 Şubat’ta bizi apar topar tahliye ettiler. 28 Şubat’ta tekrar basın açıklaması yaptık. Bu süreçte bir evim kundaklanmıştı 28 Şubat’taki açıklamanın ardından bir evim daha kundaklandı.”
 
‘Belediye ahlak dışı otellere yerleştirdi’
 
Verilen hiçbir sözün tutulmadığını söyleyen Zeliha Şen, “Vali bizim oraya geldiğinde kiracılar kiracı, hak sahipleri hak sahibi olacak şekilde kalıcı konutlara yerleştirilecek dedi ama verilen sözler tutulmadı. Bizleri evlere geri döneceğiz, evlerde risk var mı? diye tespit yapılmak üzere 1-2 günlük diye evlerden çıkardılar otellere götürdüler. Kaldığımız oteller ahlak dışı, temizlenmeyen oteller, ısınma yoktu ısınmamız için küçük bir soba koyuldu odalara biz 1 ay otelde kaldık. Benim babam bunların gönderdiği ahlak dışı otellerde enfeksiyon kaptığı için 5 ay oldu toprağa vereli. Babam kanseri yenmişti ama inşaat yüzünden yaşadığı stresler tekrardan kanseri tekrarlamıştı. O süreçte acil temel ihtiyaç için kaymakamlık tarafından 50 bin lira yatırıldı ama daha sonra bunun taşınma parası olduğunu söylediler. 50 bin liraya bir aile için depozito, kira ve taşınma parası için yeter mi ? o süreçte herkes o parayı ihtiyaçları için kullandı zaten Bir ayın sonrasında bazı aileler mahalleye geri döndü bu seferde çıkartmak için boşalan evleri yakmaya başladılar. Bizler direnmeye devam ettik insanlar savaşa bilmek için işlerini bıraktı” şeklinde konuştu. 
 
 
‘Vatandaşı karşılarına aldılar çünkü TOKİ’nin 3’de 2’si belediyenin’
 
“TOKİ’nin bakanlığa bağlı taşeron firması OGD inşaat bu inşaatı yapanlar. Bu inşaatın ruhsatını veren de belediye. Eğer belediye orayı denetleyip inşaatı durdursaydı bizim içimizde ölenler olmayacaktı” diyen Zeliha Şen, şunları belirtti: “Belediye üstüne düşeni yapmadı, vatandaşın yanında olmadı. Boş kasalarını doldurmak için bizleri kurban ettiler. Kaymakamlık aracılığıyla bizim evlerimizde yıkım ve tahliye yapılırken belediye vatandaşını karşısına almayı tercih etti çünkü plana göre TOKİ’nin 3’de 2’si belediyenin. 10 Mart’ta oturma eylemine başladık ardından Necla Çakırca ve ben açlık grevine girdik. Necla hanım grevin 6’ncı gününde maalesef hastalandı ve ambulansla buradan götürdüler. ‘Buradan giderken bana buradan kalkma’ dedi. Biz burada otururken belediye başkanı da 1-2 kez geldi ‘sizin için yapabileceğim bir şey var mı?’ dedi. Bizim için yapabileceği çok şey varken yapılmaması gerekenleri yaptığı için burada olduğumuzu hatırlattık. Belediye ile yine de bir köprü kurulmaya çalışılıyor ama Belediye Başkan Yardımcısı Murat Topaloğlu cebini doldurabilmek adına bunu engellemeye çalışıyor. Belediye Başkan Yardımcısı karşıma geçiyor gülüyor beni tahrik etmeye çalışıyor.”
 
‘Hak sahibiyiz ama şimdi müşteri olduk’
 
Zeliha Şen, son olarak şunları dile getirdi: “88 yılından beri orada yaşıyorum. Bizler hak sahibiyiz ama şimdi müşteri olduk. Biz şimdi borçsuz ev demiyoruz sadece tapu parasına bize 2+1 ev verin diyoruz. Bize verdikleri evler 1+1 45-50 metrekare ve 120 ay Tefe-Tüfe ayarlı borçlu şekilde veriliyor. Benim normalde evim 96+55 metrekare ona karşı 1+1 ev veriyorlar. Tapu tahsislerimizi tapuya çevirin biz borcumuzu ödeyeceğiz dedik ama hayır dediler. Sultangazi Belediyesi 2024’ün sonunda imar plan ile değişikliği tapu tahsislileri tapuya çevirdi bunu belediye başkanına sunduk ama yapılmadı. Vali bizleri ve basını yanıltıp yanımızda olduğunuzu söylediğinizde bizler sizlere güvenmiştik. Valiye kalıcı konutlar sözünü hatırlatıyorum. Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe sen 46 hanenin yanında olmadın, gözümüzün önünden geçip bizi yok sayamazsın. Ben burada ölürsem sebebi belediyedir. Belediye 5 bin 500, kaymakamlık sosyal yardım ve dayanışma adıyla 5 bin 500, TOKİ adına da 5 bin 500 yatırılması gerekirken TOKİ para yatırmıyor sadece 11 bin TL yatıyor. 11 bin liraya kira yok, evlerinden çıkanlar akrabalarının yanında yaşıyor. 7/24 burada açlık grevindeyim. Taleplerimiz kabul edilene, mahalleli hakkını alana kadar ben buradan kalkmayacağım. İki evimin kundaklanmasından dolayı suç duyurusunda bulundum. Tazminat davası da açacağım. Babamın hastalığının ne sıklıkla ilerlediğine dair epikrizler var bu konuda Hakan Bahçetepe ve Murat Topaloğlu’na tazminat davası açacağım. Evlerimiz içinde tazminat davası açacağım.”
 
‘46 kişiye devlet ev veremiyorsa bu devlet değildir’
 
Evi yıkılanlardan biri olan Hanife Topal. Hanife Topal, evlerinin 50 yıl önce kendi imkanları ile yaptıklarını ancak bugün evsiz kaldıklarını söyledi. Hanife Topal, “Hayatı bize zehir ettiler. Toprağı dinamitle patlatınca bütün evler yarıldı. Evler bu hale geldikten sonra bizi otellere yerleştirdiler daha sonra tekrardan mecbur kaldık evler geri döndük. Bu sefer de doğalgaz, su, elektrik her şeyi kestiler. Kocam benzin ile kendini yakmaya çalıştı, oğlum balkondan kendini atmaya çalıştı ama yine de yıktılar. Bizi öldürdüler. Toprağın altında kalıpta ölmek daha iyiymiş böyle her gün ölüyoruz. Şimdi kızımın evinde kalıyoruz. İmkanım yok bir ev tutmak için. Evimizi yıktıysan ev ver bize. Her gün buraya nöbete geliyorum. Belediye yardım etmiyorsa devlet yardım etsin. 46 kişiye devlet ev veremiyorsa bu devlet değildir. Devlet dediğin halkın yanında olur. Benim evim benim vatanımdır vatanımdan attılar. Ben hiçbir ülkede yaşlı insanların sokağa atıldığını görmedim. Ben hayatımda hiç ağlamamıştım evim yıkılana kadar” dedi.
 
'Belediye tuvaletlerini kullanmak bize yasak'
 
Evi yıkılanlardan biri olan Filiz Topal ise şunları belirtti: “Toprak kayması yağmurdan kaynaklı bir şey değil TOKİ’nin inşaatından kaynaklanan toprak kayması yaşandı. Bizleri sokağa döktüler. Bizim evimiz yıkıldı, çoğu evi kundakladılar. ‘Yayla’ gibi evlerimize karşılık 1+1 ev için 2 milyon 700 bin gibi para ödemesi istiyorlar. Buradaki insanların öyle bir gücü yok. Bir kısım TOKİ ile anlaşma sağlamış geriye 15 aile kadar kaldık. İsteseler kalp kırılmadan taleplerimiz kabul edilebilirler. Biz dilenci değiliz dilenmiyoruz evimize karşı ev istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. İnsanları mağdur ettiler. Buradan sesleniyorum biz buradayız siz neredesiniz? Belediye kamu alanı bizde kamuyuz ama belediye tuvaletlerini kullanmak bize yasak. Yılmayacağız, buradayız. Bizlerle beraber anılarımız gömüyorlar. Benim evim 340 metrekare ona karşı 45 metrekare ev vereceklerini söylüyorlar biz buna imza atmadık direniyoruz.”