DİYARBAKIR- HDP'liler, yaşanan gözaltılar ve 9 Ekim uluslararası komploya dönük gerçekleştirdiği açıklamada, "Kimin emri ile bu gözaltılar yapılmış, çocukların başına silah dayatma emrini kim verdi?" diye sordu. HDP'liler, İmralı tecridinin ağırlaştırılmasıyla topluma dönük baskılarında arttığına dikkat çekti.

 

Sabah saatlerinde Diyarbakır merkezli toplam 8 kentte yapılan ev baskınlarında gazeteci ve siyasetçiler gözaltına alındı. Hem yapılan gözaltılara hem de 9 Ekim uluslararası komploya dönük Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Ofis AZC Plaza önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya HDP'li vekillerin yanında  HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgerên Jınên Azad (TJA), STK'ler, 78'ler Derneği, Amed Barış Anneleri Meclisi ve yurttaşlar katıldı. Ofis AZC Plaza önünde yapılan açıklamayı Kitle adına HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan yaptı. Fatma, yapılan gözaltılara tepki göstererek, "Kimin emri ile bu gözaltılar yapılmış, çocukların başına silah dayatma emrini kim verdi? Gece boyunca süren bu ev baskınları kimin emri ile yapıldı? Ne için ne amaç ile yönetici ve yurttaşlarımız gözaltına alınmıştır" diye sordu.

 

'Komplo ile iç savaş hedeflendi'

 

Ardından komploya değinen Fatma, 9 Ekim komplosunun PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesine ilham olabilecek düşüncelerine karşı vurulan bir darbe olduğunu söyledi. Fatma, uluslararası komploya neden olan güçlerin bugün Ortadoğu'da yaşanan savaşın sebebi olduğunu belirtti. Fatma, "Komplo ile iç savaş yapılmak istendi. Fakat Sayın Öcalan'ın İmralı'da gösterdiği duruş ile hedeflenen kirli amacı boşa çıkarmıştır. Türkiye'nin ancak Demokratik Cumhuriyet ile kurtuluş yolunun olduğunu göstermiştir. Sayın Öcalan'ın barışçıl çağrılarına her seferinde tasfiye, tecrit ve oyalama politikaları ile karşılık verildi" dedi.

 

'Baskılar tecrit ile başladı'

 

Abdullah Öcalan'ın şu an en ağır tecrit altında yaşadığını kaydeden Fatma, İmralı zindanında tutsak edilenin aslında halkların barışı olduğuna vurgu yaptı. Fatma, CPT'nin yapılan işkenceyi görmezden geldiğini belirterek, komplonun uluslararası güçler eliyle yapıldığının bir kez daha gösterdiğine dikkat çekti. Fatma, "Kürt kentlerinin yerle bir edilmesi, insani değerlere saldırılar, kayyımların atanması, gazetecilerin, aydınların, siyasetçilerin gözaltına alınması tecrit ile başlamıştır. Tecrit ile barışın sesi susturulmuştur. Sayın Öcalan'ın düşünceleri halkları bir arada tutan mayadır" ifadelerine yer verdi.

 

Bütün demokrasi ve inanç kesimlerine çağrıda bulunan Fatma, "20'inci yılını dolduran uluslararası komployu bir kez daha lanetliyoruz. Sayın Öcalan için mücadele etmenin Türkiye halklarının kardeşliği ve barışı olduğunu ısrarla vurguluyoruz. Gelin hep beraber mutlak tecridi kıralım ve barışın sesini duyuralım" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

 

Yapılan açıklamanın ardından zılgıtlar ve alkışlar çalınarak açıklama sona erdi.