
Kerêzan’ın dağlarında arıcılık serüveni
- 09:03 24 Temmuz 2025
- Emek/Ekonomi
Memihan Zeydan
WAN - Elbak’ın Kerêzan Mahallesi'nde arıcılık yapan Necla Kılıç, hediye edilen bir kovanla başladığı arıcılık serüvenini üçüncü yılında dokuz kovanla sürdürürken, “Arıların içindeyken çok heyecanlanıyorum. Genç kadınlar olarak kimseye ihtiyaç duymadan istediğimiz her şeyi başarabiliriz” mesajında bulundu.
Kadınların doğayla kurduğu bağ, yüzyıllardır olduğu gibi bugün de sürüyor. Değişen dünya, hızlanan zaman, betonlaşan kentler... Ancak kadınların toprakla, suyla, ağaçla, hayvanla kurduğu ilişki bir an olsun kesilmiyor. Hele ki Kürdistan coğrafyasında, kadınların doğaya yüklediği anlam, yaşamın kendisine dönüşmüş durumda. Her çiçekte bir hikâye, her hayvanda bir emek, her dağ yamacında bir direniş var. Kent yaşamında giderek mekanikleşen ilişkiler, doğadan uzaklaşan yaşam tarzları, insanı kendi özünden koparırken; köylerde hâlâ doğal toplumun izleri canlı bir şekilde sürüyor. Burada ekonomi, yaşam ve doğa iç içe. Kadınlar, doğayla uyumlu üretim biçimleriyle hem hayatı döndürüyor hem de yaşamın sürdürülebilirliğini sağlıyor.
Van’ın Elbak (Başkale) ilçesine bağlı Kerêzan (Samandöken) Mahallesi, bu diyalogun yankılandığı yerlerden biri. Her yaz, birçok arıcı bu bölgeye geliyor. Dağların serin eteklerinde, çiçeklerin arasında kurulan kovanlar hem arılara hem de emeğe yurt oluyor. Mahallelerine gelen arıcıların etkisiyle arıcılığa merak salan Necla Kılıç (30), hiçbir ticari kaygı gütmeden, sevdiği arılarını besleyerek bal elde ediyor. Arılarla güçlü bir bağ kurmaya başlayan Necla Kılıç, elde ettiği balı ise ailesine ve çevresine dağıtıyor.
Necla Kılıç, arıcılığa başlama serüvenini anlattı.
Hediye edilen bir kovanla başladı
Üç yıldır arıcılık yaptığını ifade eden Necla Kılıç, nasıl başladığını şu sözlerle özetledi: “Ben çocukken Ordu’dan mevsimlik olarak buraya gelen arıcılar olurdu. Onlar sayesinde arıcılığa merak saldım. Kışları memleketlerine dönüyorlardı. Bir kere dönmeden önce bana bir kovan hediye ettiler böylece arıcılığa başladım. Bana ‘yapamazsın buranın iklim uygun değil’ diyenler de oldu. Ama ben ‘şansımı denemek istiyorum’ diyerek başladım. Gelen arıcıların yanına gidiyordum zaman zaman nasıl yapacağımı onlardan görerek öğrenmiştim.”
‘Severek yapınca başarılamayacak bir iş yok’
Ailesinden de destek gördüğüne vurgu yapan Necla Kılıç, “İlgim olduğunu görünce abim destek oldu. İlk kovanımı aldığında bu tarafların iklimine uygun mu, yetişir mi bilemediğim için ilk başta kovan alma tekliflerini reddettim. Tek kovanla denemek istedim. Kışları da özenli baktığım için yaza da bir sürü arım oldu. Az da olsa bilgi sahibiyim artık ve arıcılık yapmaya devam edeceğim. Başlarda bilmediğim bir durumla karşılaştığımda bana kovan hediye eden arıcıları arayıp onlara soruyordum. Elde ettiğim balı aileme akrabalarıma gönderiyorum. Yaklaşık 10 eve bal gönderebiliyorum. Severek yapıyorum, severek yapınca başarılamayacak bir iş yok” ifadelerine yer verdi.
Üçüncü senede dokuz kovan
Ailesinin de hayvancılık yaptığını belirten Necla Kılıç, arıcılığın kendisine kolay geldiğine değinerek, “Çok daha zahmetsiz ve temiz bir iştir. Çok ilgimi çekiyordu o yüzden gelen arıcılara sürekli ‘nasıl bakabilirim’ diye soruyordum. Bir sene boyunca bir kovanla baktım sonraki sene üç kovanla devam ettim. Şimdi dokuz kovanım var. Geçen sene beş kovanım vardı ve beş kovandan 25 petek bal çıktı” şeklinde konuştu.
‘Eksiklerimi kendim tamamlıyorum’
Necla Kılıç, arılara dair birçok şeyi arıcılardan öğrendiğini anlatarak, “Kraliçe arının yumurtlama dönemi, oğul verme dönemi nedir, hangi aylarda bal verir bunların hepsini onlardan öğrendim. Çok meraklıydım her şeyi tek tek soruyordum. Nasıl yapabilirim, oğul verdiği zaman ne yapabilirim, kovanlarımı nasıl çoğaltabilirim onların sayesinde hepsini öğrendim. Eksik kaldığım noktaları da kendim öğrenmeye çalışıyorum. Kimseye ihtiyaç duymadan kendim araştırıp öğreniyorum” sözlerine yer verdi.
‘Arıcılığı sevdiğim için yapıyorum’
Arıların günlük bakımının zaman aldığına dikkat çeken Necla Kılıç, “Sabah 09.00’dan saat 11-12.00’ye kadar bakımlarıyla ilgileniyorum. Kraliçe ilk yumurta verdiğinde önce beyaz bir böcek gibi oluyor sonradan arıya dönüşüyor. Çok ilgimi çekiyor ve bence çok güzel. Devam etmek ve kovanlarımı çoğaltmak istiyorum. Arıcılığı bana keyifli geldiği için en önemlisi sevdiğim için yapıyorum. Şu an çok hakim değilim tam anlamıyla öğrendikten sonra ticaretini yapmaya başlamayı düşünüyorum” ifadelerini kaydetti.
‘Genç kadınlar olarak istediğimiz her şeyi başarabiliriz’
Arıcılığı herkese tavsiye eden Necla Kılıç, “Ben bundan faydalanıyorum, bütün genç kadınlar yapabilir. Çok keyifli bir uğraş aslında. Ben arıların içindeyken çok heyecanlanıyorum. Çevremdeki kadınlara da söylüyorum ‘siz de yapın’ diye. Her iş gibi bu iş de emek istiyor. Her anın takipçisi olmak lazım. Bu tarafta kadınlar sadece ev işlerine odaklılar. Oysa başka şeylere odaklanırlarsa yapamayacakları şey yok. Genç kadınlar olarak kimseye ihtiyaç duymadan istediğimiz her şeyi başarabiliriz” mesajını verdi.