
Cumartesi Anneleri engele rağmen kayıplarının akıbetini sordu
- 13:32 6 Ekim 2018
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri'nin 706’ncı haftada Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri eyleme polisin müdahalesine rağmen açıklamasını gerçekleştirerek, bir kez daha kayıplarının akıbetini ve sorumluların yargılanmasını istedi.
Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı’nda her hafta "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla gerçekleştirdiği oturma eyleminin 706'ncı haftasını gerçekleştirmek için İnsan Hakları Derneği (IHD) İstanbul şubesi önünde bir araya geldi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP milletvekilleri Hüda Kaya, Saruhan Oluç, Garo Paylan ve İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in katıldığı eylemin yapıldığı sokağın girişi polis tarafından kapatılarak ablukaya alındı.
Buradan Galatasaray Meydanı’na gitmek isteyen Cumartesi Anneleri, polisin engellemesi üzerine İHD İstanbul Şubesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamanın yapıldığı sırada, Cumartesi Anneleri’ni içeriye sokmak isteyen polis gazetecileri de iterek kaldırıma çıkardı.
‘Cezasızlığa yol açan faktörlerin başında zamanaşımı geliyor’
Eylemde bu hafta açıklamayı İHD Kayıp Komisyonu üyesi Maside Ocak, yaptı. Gözaltında kayıp edilen Ayhan Efeoğlu’nun akıbetini soran Maside, Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin son bulmasının önündeki en önemli engelin faillerin, sorumluların korunması ve cezasız kalması olduğunu vurguladı. Maside, "Cezasızlığa yol açan faktörlerin başında ise zamanaşımı uygulaması gelmektedir. Gözaltına alıp zorla kaybetme ve öldürme fiilleri açık bir şekilde insanlığa karşı suçtur ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine göre insanlığa karşı işlenen suçlara zamanaşımı uygulanamaz. Bu yalın gerçeği yargı makamlarının öğrenmesi ve uygulaması bir zorunluluktur. Gözaltında kaybetme eylemlerini insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kabul eden, bu nedenle de söz konusu suçların zamanaşımına tabi kılınamayacağını belirten Birleşmiş Milletlerin 'Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme'si Türkiye tarafından hiçbir çekince koyulmadan derhal imzalanmalı ve onaylanmalıdır" diye konuştu.
Ayhan Efeoğlu’nun akıbeti soruldu
Maside açıklamanın devamında şunları belirtti: "Ayhan Efeoğlu Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisiydi. Demokratik Üniversite mücadelesi nedeniyle defalarca gözaltına alınmış ve siyasi polis tarafından mimlenmişti. 26 Ekim 1992 tarihinde Üniversite önünde sivil polisler tarafından gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Onu devletin ilgili tüm kurumlarına soran ailesine gözaltında olmadığı cevabı verildi. 2008 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen soruşturma insanlığa karşı suçlarda hukuk dışı olan 20 yıllık zamanaşımı bile beklenmeden takipsizlik kararı ile kapatıldı. Savcılığın kararına göre; Ayhan Efeoğlu işkence sonucunda öldürülmüş olsa bile öldürme kastı olmadığından zamanaşımı süresi 15 yıla indirilmişti. 2011 yılında Eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın, Ayhan Efeoğlu'nun gözaltındayken işkence ile öldürüldüğüne tanık olduğunu söyledi."
Adalet istediklerinin vurgulayan Maside, Ayhan Efeoğlu'nun gözaltında kayıp edilmesinde sorumluluğu olan tüm görevlilerin adil bir yargılama faaliyeti sonucunda cezalandırılmalarını istediklerinin altını çizdi.
Gazeteciler uzaklaştırılmaya çalışıldı
Gazetecileri iterek kaldırıma çıkaran polise bir kadın gazeteci tepki göstererek, "İtmesene arkadaşım ya" demesi üzerine erkek polis kadın gazeteciye cinsiyetçi söylemde bulundu. Annelerin İHD binasına girdiği sırada polis müdahale etti. Bu sırada gazetecilerin müdahaleyi çekmemesi için gazetecileri iterek oradan uzaklaştırmaya çalıştı. Kadın gazetecinin tepki göstermesi üzerine, yine aynı polis kadın gazeteciye "basın kartını göster, basın kartını göster" diyerek kadın gazeteciyi ve Hüda Kaya’yı darp etti.
Gazetecilerin olay yerinden uzaklaştırılmasının ardından açıklama sona erdi. Ancak polis uzun süre İHD'nin bulunduğu sokakta beklemeye devam etti.