Fatma Bostan Ünsal: Güç merkezli din korku ve cehaletle kendini var eder

  • 09:04 4 Ekim 2018
  • Güncel
URFA - Güç merkezli din anlayışının kendini korku ve cehaletle var ettiğini ve bugünkü iktidarın da bunu yaptığını belirten AKP kurucularından Fatma Bostan Ünsal, "İslam'ın yoksula umut veren çıkışına karşılık şu an yoksulun yoksulluğunu devam ettiren bir durum var. Yaşananlar İslam'dan uzaklaşıldığının kanıtıdır" dedi. 
 
Türkiye'de dinin devletleşmesi ve iktidarlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan AKP kurucularından yazar ve insan hakları savunucusu Fatma Bostan Ünsal, güç merkezli din anlayışının kendini korku ve cehaletle ayakta tuttuğunu belirtti. 
 
Tüm dinlerin çıkış noktasının adaletsizliğe karşı olduğunu ancak bunun zamanla bozulduğunu belirten Fatma, "Bütün semavi dinler Yahudilik, İslam, Hristiyanlık aslında var olan adaletsizliklere karşı ortaya çıkmıştır. Aslında tüm dinler bozulduğu için diğer dinler gelmiştir. Bu bozulmada en önemli husus gücün bir şekilde sulta haline gelmesinde dinin araçsallaştırılmasıdır. Hatta Kuran-ı Kerim'de çokça vurgulandığı üzere 'Allah'ın dinini az bir behaya satmayın' denilmektedir. Yani Allah'ın ayetlerini kendinizin ya da ailenizin çıkarına yönelik dini ifadeleri bozmayın anlamını taşımaktadır" dedi.
 
'Korku ve cehalete karşı bilgi ve özgürlük’
 
İslam'ın öngördüğü insan topluluğunun özgür insan olduğunu ancak günümüz açısından iktidarı meşrulaştıracak araç olduğunu ifade eden Fatma, "Bazen iktidarlar çeşitli güçlere dayanıyor ve bu iktidarı meşrulaştıracak bir kesimki yani din adamları karşımıza çıkıyor. Tarihsel olarak örnek verdiğimizde en somut olarak Muaviye'yi gösterebiliriz. Muaviye savaş meydanında mızrakların ucuna Kuran sayfalarını takarak dini kullanmıştı ve bu durum karşısında Hz. Ali'nin ordusu geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu güç merkezli din, iktidar anlayışına itiraz eden Hz. Hüseyin acı bir şekilde cezalandırılmıştı. Bu güç merkezli din anlayışının İslamiyet'te de nasıl zalimane karşılık bulduğunu bu örneklerle daha net anlayabiliriz. Yakın dönem açısından değerlendirecek olursak; İslam'ın ön gördüğü toplumdaki insan özgür insandır. İslam ilk ortaya çıktığında daha çok yoksullar ve köleler tarafından benimsenmişti. Çünkü onlara umut yani özgürlük vaat ediyordu. İslam'ın ilk şehidi bir kadın ve aynı zamanda köle olan Sümeyye validemizdir. O yüzden Müslüman toplum dediğimiz zaman insanın özgür olduğu bir toplum düşünüyoruz. Bugüne baktığımızda ise özgür olmayan, korku duyan insanlar görüyoruz. Güç merkezli din anlayışı kendini ancak iki şart içerisinde devam ettirebilir; korku ve cehalet. Bu durum içerisinden çıkmak için ise insanlığın özgür ve bilgili olması gerekiyor" diye konuştu. 
 
'İslam'ın yoksula umut veren çıkışı yok' 
 
"Bilgi ile ilgili olarak bazen iktidarı savunan profesörlerden dahi çok ilginç nasihatler duyuyoruz"  diyen Fatma, "Profesörlerden 'okumayın' yönünde açıklamalar ya da cehalete övgüler görüyoruz. Güç merkezli din anlayışı yani bozulmuş bir din anlayışına karşı Yahudilikten İslam'a kadar hep şirk ve tevhidi arasında bir mücadele olmuştur. Yine bugün açısından değerlendirdiğimizde İslam'ın yoksula umut veren çıkışına karşılık şu an yoksulun yoksulluğunu devam ettiren, özgürleştiren bir atmosfer yok" dedi.
 
Türkiye'deki yoksul ve emekçilerin durumuna işaret eden Fatma, son olarak havalimanında çalışan işçilerin maruz kaldığı hak gasplarını hatırlattı. Fatma, şöyle dedi: "Peygamberimiz bir hadisinde diyor ki; 'işçiye alnının teri kurumadan ücretini vereceksiniz.' Yani Peygamberimizin bu sözü nerede, aylarca ücretini alamayıp, gayri insani koşullarda çalışan emekçiler nerede? Bu durumu ifade etmek için protesto eden insanların terörize edilmesi nerede? Arada çok büyük bir fark olduğunu görüyoruz." 
 
‘Güç merkezli din anlaşışından dolayı İslam’dan uzaklaşıldı’
 
Türkiye'de güç merkezli din anlayışından kaynaklı İslam'dan uzaklaşıldığının altını çizen Fatma, "Yine aynı zamanda iktidarların kendi güçlerini meşrulaştıracak bir kesime ihtiyaçları var. Firavun döneminde Belâm'dı bu dönem açısından ise iktidar ne yaparsa onu destekleyen çeşitli grupları görüyoruz. Bu durum İslam'ın özüne karşıdır çünkü ayrımcılık uygulanıyor. Müslüman'ın bir diğer adı da kendisinden emin olandır, güven duyulandır. Ancak Türkiye'de yapılan araştırmalarda mevcut yönetime duyulan güven çok azdır. Bu durumda aslında güç merkezli din anlayışından kaynaklı İslam'dan uzaklaşıldığının kanıtıdır" ifadelerini kullandı.