
Eğitimde yeni dönem: İmam hatibe gitmezsen biz sana getiririz!
- 09:09 2 Ekim 2018
- Güncel
İSTANBUL - “Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi” ile 300 bin öğrencinin açıkta kaldığını belirten Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak, "Öğrenciler imam hatip okullarına gitmektense hiç gitmemeyi tercih etti. Tam da bu süreçte eğitimin karma yapılması zorunluğunun ortadan kaldırılması aslında o 300 bin öğrenciye ‘siz gitmediniz ama biz sizin gittiğiniz okulları da o hale getiririz’ cevabıdır” dedi.
Yeni eğitim ve öğretim dönemi, 300 bin öğrenciyi açıkta bırakan “Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi” ile “Çok programlı Anadolu Lisesi, Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi ve Mesleki Eğitim Merkezinde karma eğitim yapılır” maddesinin kaldırılmasıyla başlarken, eğitimciler, öğrenciler ve veliler kaygılı.
‘İmam hatiplere gitmek istemeyenler açıkta kaldı’
Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı Ayfer Koçak, açıkta kalan öğrencilerin imam hatip okullarına gitmektense hiç gitmemeyi tercih ettiğini belirtti. Bu öğrencilerin Anadolu ve akademik liseleri tercih ettiğinin altını çizen Ayfer, “Yine mahalli yerleştirmenin aslında çok denk gelmeyeceği bir çalışma da meslek liseleridir. Meslek liseleri de boş kaldı. İmam hatipler de boş kaldı. Birçok ilçelerdeki meslek liselerinde de kontenjanların boş kaldığına dair çok ciddi bilgiler alıyoruz. Temel çalışmaları yapılmadan yapılan değişiklerin bir sonucu olarak şuanda bazı okullar çok yoğun kabalalık, bazı okullarda ise öğrenci eksikliği var. Bunlar hem öğrenci açısından hem öğretmen açısından problemdir” dedi.
‘İmam hatipler artarken karma eğitim tartışması yapılıyor’
300 bin öğrencinin açıkta kalmasından sonra ikinci, üçüncü ve dördüncü yerleştirmelerin yapıldığını hatırlatan Ayfer, yerleştirmeler esnasında birçok okulun çok programlı lise haline getirildiğini vurguladı.
Çok programlı okulların hem akademik lise hem meslek lisesi hem imam hatip lisesi hem de Anadolu liseleri şeklinde yoğunlaşmış durumda olduğunu belirten Ayfer, şöyle konuştu: “Tam da bu süreçte eğitimin karma yapılması zorunluğunun ortadan kaldırılması aslında o 300 bin öğrenciye ‘Siz gitmediniz ama biz sizin gittiğiniz okulları da o hale getiririz’ cevabıdır. İlgili dava kazanıldığı gerekçesiyle böyle bir değişikliğe gidildiği söyleniyor. Fakat Türkiye’de din dersleri ile ilgili defalarca davalar açıldı. Kazanılan davalar da oldu. Buna rağmen en ufak bir değişiklik yok. Bu kadar zorlama, birçok okul istemediği halde imam hatipleştirilmeye çalışıldığı bir dönemden geçmişken geldiğimiz nokta da karma eğimin tartışılma noktasına geliyor olmasını iyi niyetli bulmuyoruz.”
‘Anadolu Lisesi açmak çok daha zor’
Yapılan yeni değişiklikle imam hatiplerin açılabilmesi şartının tamamen ortadan kaldırıldığını kaydeden Ayfer, daha önce merkezi yerleşim yerlerinde 5 bin kişi yaşıyorsa açılabildiğini, merkezde değilse bile çevresindeki köy ve mahallelerde 10 bin kişinin yaşıyor olduğu yerlerde imam hatiplerin açılabildiğinin altını çizdi.
Aynı yönetmelikte Anadolu liselerinin açılmasının koşullarının bunun tam iki katı olduğunu belirten Ayfer, şöyle dedi: “Şimdi imam hatipler için bu şartlar ortadan kaldırıldı. Ama Anadolu ve meslek liseleri ile ilgili bir değişiklik yok. Yine bunun yanı sıra vahim olanı tarikatların ve tarikatların etkisinde olan herkesin bildiği vakıfların, derneklerin eğitim öğretim kurumu açabileceklerinin önü açıldı. Bunlara milli eğitimin taşınmazlarının 49 yıllığına hibe edileceği ifade edildi. Bunların hepsi ciddi problemler. Dolayısıyla biz bunları bütünlüklü olarak değerlendiriyoruz. Karma eğitimi tartışmıyoruz. Hoş Milli Eğitim Bakanı da karma eğitimin kaldırılmaya yönelik bir çaba olmadığını söylüyor. Dolayısıyla biz karma eğitimin olur mu olmaz mı tartışmasını yapmıyoruz zaten. Ancak bu adımın karma eğitimin kaldırılmasına yönelik bir adım olduğunu düşünüyoruz ve bu anlamda kaygılıyız.”
‘Özel okullar zorunlu kaçış alanı‘
Tüm bunlar nedeniyle özel okulların veliler ve öğrenciler açısından zorunlu kaçış alanı haline geldiğine işaret eden Ayfer, son yıllarda özel okullarda yüzde 295 oranında bir artış olduğuna dikkat çekti. Devlet tarafından verilen teşvikin tartışmalı olduğunu dile getiren Ayfer, “Mesela öğrenci başı orta öğretim düzeyinde 7 bin TL’yi bulan özel okullara teşvikler var. Bu çok açık bir şekilde iktidarın eğitimde özelleştirmeyi teşvik ettiğini gösteriyor. Eğitim ve sağlığın özelleştirilmesi toplum açısından geleceğin karartılması anlamına gelecektir. Biz bu tehlikenin bir an önce fark edilmesi ve geri adım atılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.