Cumartesi Anneleri polis ablukasında sordu: Bu nasıl adalet?

  • 12:49 29 Eylül 2018
  • Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri kayıplarının akıbetini sormak ve faillerden hesap sormak için 705’inci kez de engellenince İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin kapısında açıklama yaptı. “Bu nasıl adalet” diye soran Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız, “Bana oğlum verin” dedi.
 
Gözaltında kaybedilen yakınlarını akıbetini sormak ve faillerden hesap sormak için 705’inci kez Galatasaray Lisesi önüne yürümek isteyen Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucularına polis İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde engel oldu. Kalkanlarla Cumartesi Anneleri’nin önünü kesen polis basın mensuplarının da görüntü almasına izin vermedi. Ellerinde karanfiller ve kayıpların fotoğrafını taşıyan Cumartesi Anneleri ve polis arasında arbede yaşandı. Polis basın mensuplarına da defalarca “Çekim yapmayın, çekim yapmayın” diyerek engel olmak istedi.
 
‘Yapılan uygulama AİHS’e aykırı’
 
Tartışmalar devam ederken grup adına açıklamayı Cumartesi İnsanları’ndan Besna Tosun yaptı. Besna, Cumartesi Anneleri’nin eyleminin 6’ncı kez engellendiğini belirterek bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu söyledi. Gözaltında kaybedilişinin 25’inci yılında Abdülmecit Baskın’ın akıbetini soran Besna, “AİHS’in her türlü kötü muameleyi yasaklayan 3. Maddesi, Anayasa’nın 17. Maddesi’nde ve Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerine aykırı bir biçimde sokakta işkenceye tabi tutuluyoruz” dedi.
 
Kaybettirilen Abdülmecit Baskın’ın hikayesi okundu
 
“Gözaltında kaybedilişinin 25. yılında Abdülmecit Baskın dosyasını kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz” diyen Besna, “41 yaşında 3 çocuk babası olan Abdülmecit Baskın, Ankara Altındağ Nüfus Müdürüydü. 2 Kasım 1993 tarihinde Ankara’da kendilerini polis olarak tanıtan, polis yelekli, telsizli bir ekip tarafından gözaltına alındı. 2 gün sonra cansız bedeni, Ankara Gölbaşı mevkiinde bir köylü tarafından bulundu. Abdülmecit, Milli İstihbarat Teşkilatı Genel Koordine Merkezi’ne 200 metre mesafedeki metruk bir binanın arkasında elleri arkadan bağlanmış ve ateşli silahla vurularak öldürülmüştü” diyerek Abdülmecit’in katledilme sürecini anlattı.
 
‘Katliam itiraf edildi’
 
Besna, ailenin tüm başvuruları etkin bir soruşturma yapılmadan “kovuşturmaya yer olmadığı” kararıyla sonuçsuz bırakıldığını söyledi. Besna, “26 Mart 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadede; 1993 yılında Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin’in emriyle, Abdülmecit Baskın’ı gözaltına aldıklarını ve Abdülmecit Baskın’ın Ziya Bandırmalıoğlu ile Ayhan Akçay tarafından öldürüldüğünü detaylarıyla anlattı. Ayhan Çarkın’ın anlattıkları, olay yeri tutanakları ile karşılaştırıldı. İfadeler ile yer gösterme tutanaklarının  ‘örtüştüğü’ savcılık dosyasına eklendi” dedi.
 
2011 yılında Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada bugüne kadar hiçbir ilerleme kaydedilemediğini belirten Besna, mahkemenin aile avukatlarının taleplerini geri çevirirken sanıklar için “can güvenlikleri olmadığı” gerekçesiyle duruşmadan vareste kararı verdiğine dikkat çekti. Besna son olarak, “Abdülmecit Baskın’ın gözaltına alınışının 25. yılında adil bir yargılama sonucunda dava dosyasında isimleri bulunan sanıkların cezalandırılmalarını istiyoruz” diye konuştu.
 
Hanife Yıldız isyan etti
 
Cumartesi Anneleri’nin açıklamasının ardından içeri giren Cumartesi Anneleri’nden Hanife Yıldız, “Bu nasıl bir adalet” diye sorarak, “Ben kendi ellerimle getirdim size. Oğlun İsrail’de dediniz. O zaman bulun getirin. Ben oğlumu istiyorum” diyerek isyan etti.
 
Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eylemi de polis kalkanları arasında sona erdi.