
İmralı’da yaşananlar normal karşılanmamalı: Yarın geç kalmış olabiliriz
- 09:06 28 Eylül 2018
- Güncel
ŞIRNAK - Abdullah Öcalan’a dönük tecridin bir bütünen Kürt halkına yönelik olduğunu belirten HDP’li Pero Dündar, “ABD, Rusya ve Türkiye’nin yaklaşımları bu tecritle bağlantılıdır. Kürtlerin yok edilmesi üzerinde kirli ittifaklar yapıldı. Yarın öbür gün farklı bir şey çıkarsa, geç kalmış olacağız. Bu nedenle derhal bir şeyler yapmalıyız. Bunu normal görmemeliyiz. Sessiz kalınmamalı” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecrit devam ederken, avukatların ve ailelerin görüşme başvuruları ise "hava muhalefeti", "koster bozuk", "koster onarımda", "disiplin cezası var" ve "OHAL" gibi gerekçelerle reddedildi. Dün ise, avukatların müvekkillerinin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı yönünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) 2010 yılında yaptığı başvuru ret edildi. Abdullah Öcalan’dan en son Eylül 2016 tarihinde haber alınabilmişti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekilli Pero Dündar, neyin yaşandığını bilmedikleri İmralı Cezaevi için sivil toplum örgütleri ve insan hakları örgütlerine çağrıda bulundu.
‘ABD, Rusya ve Türkiye’nin yaklaşımları bu tecritle bağlantılıdır’
Pero, 3 yıldır ne ailesi ne de avukatları ile görüştürülmeyen Abdullah Öcalan dönük tecridin bir bütünen Kürt halkına yönelik olduğunu söyledi. Kürt toplumuna karşı insanlık suçu işlendiğini belirten Pero, “Tecritle Kürt toplumunun parçalanması ve siyasi krizin derinleşmesi isteniyor. AKP-MHP ittifakı, çeteleri ortaya çıkarmayı hızlandırmak istiyorlar. Bir taraftan tecrit, bir taraftan mafya, tecavüzcü ve topluma karşı suç işleyenlere af çıkartıyor. Bu tür insanları toplumun arasına alarak daha büyük suçlara yol açıyorlar. Diğer yandan tecridi derinleştiriyorlar. Bütün bunlar savaş siyasetinden farklı değildir. Buna bağlı olarak Rojava Kürdistanı üzerinde, Irak Kürdistanı üzerinde bir savaş siyaseti yürütülüyor. Irak Kürdistanı’nda bir referandum yapılacak ve burada da Kürtler parçalanmak isteniyor. Türkiye üzerinde bir siyaset yürütülüyor. ABD, Rusya ve Türkiye’nin yaklaşımları bu tecritle bağlantılıdır. Tecrit kaldırılırsa, şuan yürütülen katliam ve yok etme siyaseti de ortadan kalkar” dedi.
‘İmralı’da farklı bir durum yaşanıyor’
İmralı Cezaevi’nde verilen direnişe karşılık bir uygulama olarak disiplin cezasının devreye konulduğunu ifade eden Pero, “Diyorlarki; ‘Efrîn’den başlayacağız, Kürdistan’ın diğer bölgelerine kadar gideceğiz.’ Demek ki Kürtlerin yok edilmesi üzerinde kirli ittifaklar yapıldı. Kürtlerin statüleri üzerinde özel bir ittifak kuruluyor. İmralı’da farklı bir durum yaşanıyor. Orada bir direniş var ki disiplin cezası veriliyor. Oradaki şart ve koşullar farklı olduğu için disiplin cezası var. Çünkü biz biliyoruz ki cezaevlerine yönelik saldırılar karşısında direniş gösterildiğinde ya telefon hakkı ya da görüşme hakkı elinden alınıyor. Öcalan ve beraberindeki tutsaklara yönelik farklı bir tutum sergileniyor. Bu da bizi daha çok düşündürüyor ve şüphelendiriyor. Çünkü bu normal bir durum değil. 3 yıldır başvuru yapılıyordu. Hiçbir zaman böyle bir cevap gelmedi. Kürt Önderi’nin sağlık durumunun nasıl olduğunu, ne düşündüğünü bilmiyoruz. Ne aile ne de hiç kimse bir haber alamıyor” diye konuştu.
‘Yarın geç kalmış olabiliriz’
İnsan hakları örgütleri ve sivil toplum örgütlerine çağrıda bulunan Pero, şöyle dedi: “Orada ağır bir tecrit yürütülüyor. Yarın öbür gün farklı bir şey çıkarsa, geç kalmış olacağız. Bu nedenle derhal bir şeyler yapmalıyız. Bunu normal görmemeliyiz. Eskiden bir bahane üretiyorlardı ama bu sefer farklı. Kürt halkının bunlara karşı sessiz kalmaması gerekiyor. Çünkü orada neler yaşandığını bilmiyoruz.”