
Selamet'in çocukları Nusaybin'e ve anılarına dönmek istiyor
- 09:03 24 Eylül 2018
- Güncel
ŞIRNAK - Nusaybin'deki yasak sırasında evinin bahçesinde vurularak katledilen Selamet Yeşilmen'in çocukları o günden beri Nusaybin'e gidecekleri günü bekliyor.
Mardin'in Nusaybin ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında onlarca sivil, bombardıman ve kurşunların hedefi olarak hayatını kaybetti. 13 Kasım 2015'te ilan edilen yasağın 3'üncü gününde (15 Kasım) kapısının önüne çıkan Selamet Yeşilmen (44) de, kurşunlarla hayatını kaybetti. Selamet'in evinin önünde katledildiğini gösteren fotoğraflar hala hafızalardaki yerini korurken, Selamet'in 5 çocuğundan 2’si de o gün yaralandı.
Selamet'i kaybettikten sonra evleri de yıkılan aile, Şırnak'ın İdil ilçesine taşındı. Aile, 3 yıldır Nusaybin’e geri dönüp anılarını görmeyi bekliyor.
'Annem merdivene sürünerek geldi'
Annesinin hem ekmek yapmak hem de hayvanlara yem vermek için bahçeye çıktığını belirten Halise Yeşilmen, "Ekmek kalmamıştı. Bizim tandırımız da bahçenin içindeydi. Annem, hem koyunlarımıza yem vermek hem de ekmek yapmak için bahçeye inecekti. Tam bahçeye inecekken caddenin karşı tarafından sesler geldi. Biri erkek diğeri kız iki kardeşim de annemle birlikte çıktılar. Atılan ilk fişek anneme ve küçük kardeşime geldi. İkinci atılan da annemin ayağına geldi. Ben de kapının önünde olanlara bakıyordum. Annem ayağına darbe aldıktan sonra yere düştü. İki kardeşim de eve koşarak girdiler. Sürekli atış yaptıkları için yerimizden kıpırdayamıyorduk. Annem düştükten sonra bahçeden merdivenlerin olduğu yere kadar sürünerek geldi" dedi.
'Yarım saat yerde kaldı bir o kadar da ambulans beklendi'
Annesi yaralandıktan sonra defalarca içeri çekmek için kapıya çıktıklarını ancak her çıkışlarında kurşunların yağmur gibi atıldığını kaydeden Halise, "Daha sonra ben ve kardeşim almaya çıktık ama her kapıyı açıp alma çabamız atılan kurşunlar yüzünden yarıda kalıyordu. Annem yarım saat boyunca kapıda bekledi. Küçük kardeşlerim Sevcan ve Fikret de atılan kurşunlar yüzünden yaralandılar. Ambulansın mahalleye girmesine izin vermemişlerdi. Annem kan kaybından öldü. Ona daha erken müdahale edebilseydik belki şimdi hayata olacaktı" ifadelerini kullandı.
'Kardeşimin bir gözü görmüyor'
Fikret'in ayağından, annesinin hemen yanında bulunan Sevcan'ın (13) ise gözünden yaralandığını sözlerine ekleyen Halise, şöyle dedi: "Erkek kardeşimin durumu şimdilik iyi ama kız kardeşim sol gözünü kaybetti. Doktorlar görmeyen gözünün yerine lens taktılar ama yine göremiyor sadece yarayı kapatmak için yaptılar. Olayın üzerinden 3 yıl geçti ama kardeşim her ay doktora gidiyor. Devlet hastaneleri de onun gözünü tedavi etmeyi reddetti. Hem Diyarbakır hem de İstanbul'da dosyasına not bırakıp geri veriyorlardı" dedi.
'Annemden sonra eve hiç gidemedik'
Annelerinin yaşamını yitirdiği gün evlerini son görüşleri olduğunu ve 3 yıldır Nusaybin'e gitmediklerini ifade eden Halise, "Annemin yaşamını yitirdiği gün hastaneden sonra köye gittik. Annemi defnettiğimiz köyde tam bir yıl kaldık. Zaten yasak sonrasında da Fırat Mahallesi'nde kalan evimiz yıkıldı. Evimizin yerine ne yapıldığını dahi bilmiyoruz kimi ev diyor kimi cadde kim de okul diyor. Gittiğimizde ne bizden ne de annemizden geride tek bir şeyin kalmadığını göreceğiz. Ama yine de bırakmayacağız" diye konuştu.