Musa Anter Özgür Basın Şehitleri ödülleri sahiplerine verildi

  • 21:04 22 Eylül 2018
  • Güncel
İSTANBUL –26’ıncı Musa Anter Özgür Basın Şehitleri Ödülleri sahiplerine verilirken, törende konuşan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu Sözcüsü Ayşe Güney, "Gazetecilik inat demektir. Biz bu inadı haber takip eden arkadaşlarımızın gözünde görüyoruz Biz bu inadı her yerde görüyoruz" dedi. 
 
26’ıncı Musa Anter Özgür Basın Şehitleri Ödülleri TMMOB Mimarlar Odası’nda düzenlenen törenle sahiplerine verildi.  Törenin yapıldığı salona katledilen gazetecilerin fotoğrafları ve Musa Anter’in fotoğrafları ile “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” yazılı pankart asıldı. Törene Halkların Demokratik partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan,  HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, CHP’li milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Cumartesi Annesi Emine Ocak ve Hanım Tosun,  Berkin Elvan’ın ailesi, Evrensel Gazetesi genel yayın yönetmeni Fatih Polat katıldı. Törende  ilk olarak konuşan Yeni Yaşam Gazetesi’nin imtiyaz sahibi Rıdvan Turan,  “Özgür Gündem gazetesi ve bu gelenek başından bu yana gerçekleri ifade etmenin bedelinin ne kadar ağır olduğunu bize gösterdi” dedi.  Gerçeğin her zaman yalnız kaldığını belirten Rıdvan,  “Gerçeğin yanında olmanın bedelini ise gazetecilerinin tutuklanması ile ödüyor. Bir gün özgür basına bir şeyler yapılacaksa bunu yazmadan olmayacak. Özgür basın geleneğine Özgür Gündem adını altın yıldızlarla yazdırdı” diye konuştu. 
 
‘Biz bu devleti biliyoruz’
 
Daha sonra Kürt medyasına uzun yıllardır emek veren Yeni Yaşam gazetesinin köşe yazarı  gazeteci Hüseyin Aykol  konuştu. Hüseyin, bu geleneğin 51 gazete çıkardığını belirterek,  “Ben Kandil’e gittim bu halkın en güzel evlatları ile çalıştım. Kandil’e gittim. Abdullah Öcalan ile tanıştım. Bu insanlar ile tanıştım. Musa Amca’nın genel yayın yönetmeniydim. Musa Anter’in yazılarını herkes dikkate almalı. Musa Anter sadece bir şiir yazdığı için idamla yargılanmış bir isimdir. Musa Anter’in ışığından yararlandık biz. Ne mutlu bize ki Musa amca gibi bir öncünün devamcısı olduk. Musa amcanın başına gelen her şey bizim arkadaşlarımızın başına geldi. Biz bu devleti biliyoruz bu devlet de bizi bilsin artık” dedi.
 
Tören, Kürt medyasını ve Musa Anter'i  anlatan sinevizyon gösterimi ile devam etti. 
 
Ardından ödül törenine geçildi. Türkçe haber dalında ödülü "Çanak antenden virilese Kürt illerinde haber alma algısı" başlıklı haberle, Gazete Karınca'dan Bekir Avcı'ya verildi. Bekir'in ödülünü Dicle Anter verdi.  Dicle Anter "Benim çocuklarım çoktur derdi babam. Çocuklara babalarından miras kalır benim babamın mirasları da cezalar hapishaneler. Bunun altındaki emeğin ne olduğunu bilmek lazım. Musa Anter basın şehitleri fotoları yürürken Mus Anter’in fotoları açık diğer basın şehitlerinin fotolarına el konuldu ya da ters çevrildi. Bu insanlık dışı zulmü anlatmaya dilim yetmiyor. Onlar korkuyor. Korksunlar" dedi. 
 
‘Bu ödülü anlamlı kılan Cumartesi Anneleri’nin mücadelesidir’
 
Türkçe haber özel ödülü de Artı Gerçek'ten Rıfat Doğan'a verildi. Ödülünü gazeteci Hüseyin Aykol'dan alan Rıfat Doğan, "Bu ödüle beni layık gören bütün meslektaşlarıma teşekkür ederim Bu ödülü benim için anlamlı kılan Cumartesi Anneleri'nin mücadelesidir" dedi. Türkçe özel  haber ödülünün ikincisi de Birgün gazetesinden Uğur Şahin'e verildi. Uğur'un ödülünü de Yeni Yaşam gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Çağdaş kaplan verdi. 
 
‘Burada olmak inatçı olmak demek’
 
Kürtçe haber dalında da jüri özel ödülünü de kazanan Zeynel Bulut İstanbul'da olmadığı için onun adına ödülü gazeteci Bilal Güldem aldı. Bilal'e ödülü Özgür Gazeteciler Cemiyeti temsilcisi Hakkı Boltan verdi. Gurbetelli  Ersöz Özel Haber ödülünü de Mezopotamya Haber Ajansı'ndan Arjin Dilek Öncel'e de ödülünü Mezopotamya Kadın Gazetecileri Platformu Sözcüsü Ayşe Güney verdi. Ayşe,  "Burada olmanın anlamı tarifsiz. Bu ödül töreninde  olmak büyük heyecan verici onur verici. Burada olmak demek inatçı olmak demek. Biz bu inadı Cumartesi Anneleri'ni takip eden arkadaşlarımızda haber takiplerinde gazetecilerin gözlerine baktığımızda her yerde bu inadı görüyoruz. Biz de artık kemikleşmiş bir cesaret var. Arjin de Urfa'da tek kadın gazeteci. Orada değerli bir habere imza attı bizim için çok değerli. Arjin'in bu başarısının bir nefer olacağına inanıyorum" dedi. 
 
Arjin de "Kürt basının da yer almak oldukça zor bunun zorluğunu hep hissediyoruz. Ben bu haberi yaparken arkadaşlarım 'Siz delisiniz' demişti. Evet biz deliyiz. Biz bu haberlerle birilerini teşhir ediyoruz, onları da rahatsız ediyoruz. Ben bu ödülümü HDP'li İbrahim Ayhan'a adamak istiyorum" dedi. 
 
Daha sonra fotoğraf dalında ödüle layık görülen Gazete Fersude'den Hayri Tunç'a ödülünü, Cumartesi Annesi Emine Ocak verdi. Emine,  "Çok heyecanlıyım ne diyebilirim" dedi. Hayri ise, "Ödülümü Cumartesi Anneleri'ne ve gurbettekilere adıyorum" dedi.
 
‘Torunların gazeteciliğini devam ettiriyor’
 
Fotoğraf dalındaki bir diğer ödül ise, Cumhuriyet gazetesinden Vedat Arık'a verildi. Vedat'ın ödülünü HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan verdi. Pervin,  "Musa Anter'in ıslığından korkan bir tetikçinin hedefi ile Musa Anter'i kaybettik. Sevgili Musa amca halen senin doğduğun köylere kurşunlar yağıyor. Ama şunu bil ki Musa amca senin çocukların, torunların senin gazeteciliğini devam ettiriyor. Ödül alan tüm gazetecilere başarılar diliyorum hepsinin kalemine makinesine sağlık" dedi. 
 
Vedat Arık da "Ödülümü çalışma arkadaşlarıma adıyorum. Ayrıca Cumartesi Anneleri'ne ve cezaevindeki gazetecilere adıyorum" dedi.  Fotoğraf dalındaki diğer ödülü de Nazım Daştan aldı. Ancak Nazım İstanbul'da olmadığı için ödülünü onun adına gazeteci Sadık Topaloğlu aldı. Sadık'a ödülü CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu verdi. Sezgin,  "Musa Anter her zaman şık ve önemli bir isimdi. Mahkemeye gelmişti O devlet güvenlik mahkemesinde yargılanıyordu ve mahkemeyi yargıladı. Bir gün telefon geldi ve Diyarbakır'daki morga gittik. 25 yıl sonra Dicle ve ben Ankara Adliyesi'nde katillerin peşindeyiz. Şu bilinsin ki bu hakikat arayışçılarının geleneğidir. Birçok bedel ödedi. Bu bedeli ödeyen tüm gazetecilerin önünde saygıyla eğiliyorum. Biz var oldukça hakikat hakkı da devam edecek" diye konuştu.  
 
Sadık ise, "Nazım şuan Rojava'da yeni bir yaşamın doğuşuna tanıklık ediyor. Efrin'de ciddi bir katliam yaşandı.  Bu katliama karşı, faşizme karşı hakikati kadrajına sığdırmaya çalıştı. Musa Anter'in yolundan ilerlemek her gazeteciye nasip olmuyor. Tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim" dedi. 
 
Son olarak karikatür dalındaki birinci ödül, Özgür Evran'a verildi. Ancak kendisi burada olmadığı  Özgür adına öğrencisi aldı. Diğer karikatür ödülünü ise, Beşir Geroğlu aldı.  Beşir, "Bu anlamlı günde burada olduğum için çok gururluyum. Bu anlamlı günün organizasyonunda yer alan herkese teşekkür ederim" diye konuştu. 
 
‘Dayanışmayı büyütmek gerek’
 
Son olarak da bu yılın özel ödülü Cumartesi Anneleri’ne verildi. Pervin Buldan’ın da aralarında olduğu Cumartesi Anneleri’ne ödülü Nimet Tanrıkulu verdi. Nimet  burada yaptığı konuşmada, "Bizim yol yürüyüşümüz beraber başladı. 95'de bu coğrafyada kaybedilen tüm insanlar için Galatasaray'a gidip oturduk. 23 yıldır bu mücadele sürüyor. Galatasaray bizim için bir hafıza mekanıdır. Kayıp yakınları için de kayıplarının anlamını taşıyor. Şimdi de yeni bir saldırı karşısındayız. Bu saldırıları susturma çabası ile yürütüyorlar. Toplumun tüm kesimleri direniyor,  ama Cumartesi Anneleri de direniyor. Bulunduğumuz tüm alanlarda dayanışmayı büyütmek gerek. Musa Anter bize direnme geleneğini bıraktı. Direnişi birlikte büyütmek dileği ile" dedi. 
 
‘Onlar var oldukça bizde var olacağız’
 
Daha sonra söz alan Emine Ocak ise, "Galatasaray zulümle başladı zulümle de bitiyor. Musa Amca'ya da teşekkür ederim" dedi.  Cumartesi Annesi Hanife Yıldız da, "Biz bugün güçlüysek bunun nedeni gazetecilerdir. İyi ki vicdanlı gazeteciler var. Onlar var oldukça biz de var olacağız" dedi. Berkin Elvan'ın ailesi adına konuşan babası Sami Elvan da tutsak gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. 
 
Ödül  töreni alkışlarla sona erdi.