
Kayıp yakınlarının eylemi 502'inci haftasında
- 14:12 22 Eylül 2018
- Güncel
DİYARBAKIR - Kayıp yakınları, eylemlerinin 502'inci haftasında Diyarbakır'da 1991 yılında jandarmalar tarafından alıkonulduktan sonra kaybedilen İbrahim Gündem'in akıbetini sordu.
Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD), "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla gerçekleştirdikleri eylemlerinin 502'nci haftasında İHD Diyarbakır Şube binasında bir araya geldi. Eyleme bu hafta, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi katıldı. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartının yer aldığı eylemde, ayrıca kayıpların fotoğrafları taşındı.
Eylemde bu hafta 25 Eylül 1991 yılında Diyarbakır'ın Hazro ilçesine bağlı Sarıerik köyündeki evine yapılan baskınla jandarmalar tarafından alıkonulan ve kendisinden bir daha haber alınamayan İbrahim Gündem'in akıbeti soruldu.
Eylemde ilk olarak söz alan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Yüksel Arslan Acar, "502 hafta oldu biz yine buradayız. Hakikatin izini aramaya devam ediyor ve edeceğiz. Biliyorsunuz 499. haftada Diyarbakır Valiliği'nin kararıyla kayıp yakınlarının Koşuyolu'nda oturma eylemi yasaklandı. Bu yasaklara rağmen biz adalet arayışımıza devam edeceğiz" diye belirtti.
'Devleti suçluyorsun, devlet böyle bir şey yapmaz'
Yüksel devamında İbrahim Gündem'in kaybedilişini anlattı. İbrahim'in 1991 yılında gece saat 01.00 sıralarında üsteğmen Kenan Şahin ve beraberindeki askerlerce evinden zorla alındığını söyleyen Yüksel, "Sabah bırakılacağı belirtilen İbrahim'in annesi Meryem ve babası Ahmet Gündem, karakola gider ve oğlunu sorar. Ancak kendisine gözaltına alınmadığı yanıtı verilir. Bunun üzerine Hazro Cumhuriyet Savcılığı'na başvuran anne ve baba, tekrar karakola gönderildi. Karakola giden anne ve baba, bu kez Kemal Şahin'in 'Sizin akıbetinizde İbrahim gibi olacak. Gidin insan haklarına başvurun' tehdidine maruz kaldı" dedi.
Ailenin 19 yıldır her yere başvurarak İbrahim'in başına geleni öğrenmeye çalıştığını, ancak bütün kapıların yüzlerine kapandığını söyleyen Yüksel, Hazro Karakol Komutanı Kemal Şahin başta olmak üzere o dönemin yetkilileri olan OHAL Valisi Necati Çetinkaya, Hazro Cumhuriyet Savcısı, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Başbakanı Mesut Yılmaz, İnsan Hakları Sorumlu Bakanı Mehmet Kahraman, İçişleri Bakanı Mehmet Kalandi ve devletin diğer asker, siyasetçi ve bürokratlarını İbrahim'in kaybedilmesinden sorumlu tutup, derhal yargı önüne çıkarılmalarını istediklerini kaydetti.
'Askerler ve korucular tarafından evleri yakıldı'
Yüksel ayrıca, ailenin bu süre zarfında maruz bırakıldığı tehditlere dikkat çekerek, "15 Şubat 1993 tarihinde askerler ve koruyucular tarafından evi yakılan 15 kişiden oluşan aile Diyarbakır merkeze göç etmek zorunda bırakılıyor" dedi.
Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.