
Hüda Kaya: Sayın Abdullah Öcalan'ın önerisi hayati önem taşıyor
- 11:49 22 Eylül 2018
- Güncel
ANKARA - DİK' in hazırladığı " İktidar İslamcılığı ve Takva" adlı çalıştayda konuşan DİK Eş Sözcüsü Hüda Kaya, Ortadoğu halklarının sözde İslamcı güçler tarafından saldırıya uğradığını ve toplumsal İslam'a ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek, "Tam da böyle bir süreçte Sayın Abdullah Öcalan'ın Demokratik İslam önerisi hayati önem taşımaktadır" dedi.
Demokratik İslam Kongresi (DİK), Ankara Plaza Otel'de " İktidar İslamcılığı ve Takva" başlıklı çalıştay düzenledi. Dört oturumdan oluşan çalıştay da Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, HDP İstanbul Milletvekili ve DİK Eş Sözcüsü Hüda Kaya ile delegeler katıldı.
Fatih Çiçek moderatörlüğünde ki ilk oturumun açılış konuşmasını "Dünden bugüne Demokratik İslam Kongresi" başlığıyla Hüda Kaya gerçekleştirdi.
'Üzerimizde büyük bir sorumluluk var'
Hüda, konuşmasına kalp krizi geçirmesi sonucu hayatını kaybeden HDP eski Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan'ı ve Kerbela şehitlerini anarak başladı. Hüda, Kürt halkının başta olmak üzere Ortadoğu halklarının kendilerine İslam diyen ve kendilerini İslamcı olarak tanımlayan sözde İslamcı güçler tarafından saldırı altında olduklarını belirtti. Toplumun barışa ve demokrasiye ihtiyaç duyduğu bu dönemde Demokratik İslam Kongresi projesinin önemine işaret eden Hüda, "Tam da böyle bir süreçte Sayın Abdullah Öcalan'ın bu önerisi hayati öneme sahip olmuştur. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da IŞİD ve Nusra gibi iktidarcıların İslam adına ortaya koydukları pratikler, Türkiye, İran gibi devletler hepsi iktidarı, sarayı, saltanatlarını İslam adına kullanıp halkları ezip geçiyorlar. Böylesi bir zamanda toplumsal İslam, yani Yezidin, Muaviye'nin İslam'ı değil, Muhammed'in ve Hüseyin'in İslam'ını yeniden savunuyoruz. Zeyneb'in İslam'ını savunuyoruz. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu açıdan üzerimizde büyük bir sorumluluk var" diye konuştu.
'Kuran despotizmi reddetmiştir'
Hüda Kuran'da yer alan ayetlerden örnekler vererek, " Kuran despotizmi açık ve kesin bir şekilde reddetmiştir. Bir kimliğin herhangi bir yapı adına bir kimliği başka bir kimliğe dayatmasını kesinlikle reddetmiştir. Toplumsal her konuda şura farzdır. Kuran'da ki bir surede Müslümanlar yani barışa inananları şöyle tarif ediyor. 'Onlar ki her toplumsal işte beraberce danışırlar, aralarında danışarak karar verirler. Toplumsal işler şura ile yönetilmelidir'. Şura ne demek danışma kurulu demek" diye konuştu.
'Diktatörlüğün 'iyiliğin yolunu açtım' demesi ahlaki değildir'
Hüda, Aliya İzzetbegoviç'in "Diktatörlük günahı yasaklasa bile ahlaksızdır. Demokrasi ona izin verse bile ahlaklıdır. Ahlakilik özgürlükten ayrılamaz. Ancak hür fiil ahlaki fiildir" sözünü hatırlattı. Hüda sözlerine şöyle devam etti: "Diktatörlüğün 'iyiliğin yolunu açtım' demesi bile ahlaki değildir. Çünkü insan irade sahibidir. DİK oluşumu sürecinde yaptığımız konferanslarımızın ana konularından biri de Medine Sözleşmesi'ydi. Toplumsal bir mutabakat sözleşmesiydi. Aslında bu bir pilot projeydi. Muhammed'e inan bu pilot projeyi pratiğe dönüştürebilmeli. Ancak dinci, erkekçi saltanatçı tahakkümcü olanlar bu gerçeklikleri halklardan saklamıştır. Kuran-ı Kerim'in evrensel, kadın, barış, adalet anlayışlarını dışında hareket etmişlerdir. Ali Şeriati, ' Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa ölümden sonra hiçbir şeye yaramayacaktır' der. Bu gidişe hakikatin mücadelesi için birleşirsek karşı durabiliriz. Çalıştaylarımız artmalı, başta kadın konusu olmak üzere gençlerimize dönük bilinçlendirme ve örgütlenme çalışmalarımız planlı hale getirilmelidir. Kadınları, gençleri, ezilenleri kazanamayan hiç bir hareket halk hareketi olamayacağı gibi bir dinde halkçı olamaz. İslam toplumlarını saran iktidarcı, erkekçi, saltanatçı, dinci zihniyete karşı mücadele etmemiz gerekir."
'Önemli olan insanlığın hakkına hizmet etmektir'
Ardından Prf. Nurettin Tugay " Takva" başlığıyla konuşma gerçekleştirdi. Nurettin Takva kelime karşılığının " koruma, korunmak, çekinmek" gibi anlamlar olduğunu söyleyerek, " Nefsi her türlü tehlikeden korumaktır. Takva Allah bilincinde olmak demektir. Nefsi ceza almaya dönük olan şeylerden korumaktır. Kuran'ın hedefi tüm insanların, huzurudur ve mutluluğudur. Kulları arasında ayrım yapan, kadın erkek ayrımı yapan Allahı anlamamış Kuran'ı anlamamıştır. Etnik kökene göre insanlara ayrım yapanların İslam'dan bahsetmeye hakkı yoktur. Her millet kendine göre bir kültüre sahiptir ve kültürleriyle yaşar. Kuran'da bu yer almıştır. Herkes kendini müziğini sever. Kendi için istediğini kardeşine istemedikçe insan olamazsınız. İmanda budur İslam'da budur. İşte takva budur. İnsanların zarar göreceği şeylerden onları korumak takvadır. İslam kelime olarak barış ve güven demektir. Ama bugün İslam'a baktığımız zaman yozlaşma var, bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmektir Kuran'a göre ama İslam aleminde Müslümanlar birbirinin kanını akıtıyor. Birlik ve beraberlik yok sebebi takva ölçülerine göre hareket etmeyip İslamcılık yapanlardan dolayı. Önemli olan Müslüman geçinmek değil insanlığın hakkına hukukuna hizmet etmektir" dedi.
Çalıştayın birinci bölümü soru cevap şeklinde devam ediyor.