
Tutsak ailelerinden dayanışmayı büyütme çağrısı: Daha fazla örgütlenmeliyiz
- 09:13 21 Eylül 2018
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - Cezaevlerindeki işkence ve hak ihlallerine karşı çağrı yapan tutsak yakınları, "Tutsaklar içeride direniyor, bizim de aileler olarak daha çok örgütlenmemiz ve bu saldırılara karşı mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor" dedi.
Adalet Bakanlığı'nın 2017 yılı verilerine göre, cezaevlerinde 224 bin 878 tutsak bulunuyor. Tutsak sayısının 9 bin 733'ünün kadın olduğu bilinirken, bine yakın çocuk da anneleriyle birlikte cezaevinde. Tutsak sayısının fazla olmasından ötürü 12 kişilik koğuşlarda yaklaşık 30 kişi, 20 kişilik koğuşlarda ise yaklaşık 55 kişinin kaldığı biliniyor. Tutsaklar arasında yüzlerce hasta ve yaşlı da bulunuyor.
Elazığ, Tarsus ve Van'da hak ihlalleri had safhaya ulaştı
Haklarını kullanmak isteyen tutsaklar ya gardiyanlar ya da jandarma tarafından darp ediliyor. Koğuşlar sık sık basılırken, kitaplara, gazetelere, kalem ve defterlere el konuluyor. Okumalarından rahatsız olan cezaevi yönetimi, tutsakların yazı yazmasını dahi sakıncalı görüyor. Özellikle Elazığ, Tarsus ve Van cezaevlerinde hak ihlalleri had safhaya ulaşmış durumda.
3 hücre cezası alan tutsağın infazı yakılıyor
Elazığ Cezaevi'nde tutsakların odalarında kamera sistemi uygulanmaya çalışılıyor. Özel yaşamın ihlaline karşı çıkan tutsaklar ise hücre cezasıyla cezalandırılıyor. Hasta tutsaklar tahliye edilmedikleri gibi tedavi haklarından da mahrum bırakılıyor. Bir hasta tutsağın hastaneye gitmesi ayları buluyor. Elazığ Cezaevi ayrıca en çok da işkence haberleriyle gündeme gelen cezaevlerinden biri. Koğuşlar 3 günde bir askerler tarafından basılıyor ve tutsaklar darp edilerek, koğuş aramaları yapılıyor. Darp raporu almak isteyen tutsaklar rapor alamıyor ve rapor almak istedikleri için hücre ve iletişim cezasına maruz kalıyor. Hücre cezası alan tutsakların 3 hücre cezası alması durumunda ise infazları yakılıyor.
Haklar gasp ediliyor
İletişim cezası nedeniyle tutsakların çok kısıtlı imkânlar ve kısıtlı zaman dilimlerinde yaptığı telefon görüşmeleri, görüş günleri veya mektuplaşmaları yasaklanıyor. Van ve Tarsus cezaevlerinde de farksız durumlar yaşanıyor. Tarsus Cezaevi'nde tutulan kadın tutsaklara işkence yapılıp, hakları gasp edildiği haberleri sıkça kamuoyuna yansıdı. Cezaevlerinde hasta tutsaklar kelepçelenerek revire götürülürken, ağır hasta tutsaklara dahi uygulanan kelepçeli tedaviyi kabul etmeyen tutsaklar sağlık hakkından mahrum bırakılıyor.
'Ailelerin de örgütlenmesi gerekiyor'
Tutuklu yakını olan Bahar Yıldız, tutsak aileleri olarak herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine işaret etti. Tutsakların içeride ellerinden gelenin fazlasını yaparak direndiğine dikkat çeken Bahar, "Görüşe giderken bizim de gözlerimizle tanık olduğumuz, direkt muhatabı olduğumuz baskılara tanık oluyoruz. Biz ailelere bu baskıyı uygulayanlar kim bilir tutsaklara ne tür baskılar uyguluyordur. Hasta tutsakların ilaçları ya getirilmiyor ya da getirilene kadar aylar geçiyor. Bizim de aileler olarak dışarıda buna ses çıkarmamız gerekiyor. Ailelerin de örgütlenmesi gerekiyor" çağrısında bulundu.
'1 saat olan görüş 35 dakikaya sıkıştırılıyor'
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde bulunan bir tutsağın yakını Melek Başkale de, tutsakların ağır koşullara karşı direndiğine vurgu yaptı. Urfa'dan İstanbul'a kardeşinin görüşüne gittiğini belirten Melek, şöyle dedi: "Benim gibi 35 dakika için uzaktan çocuğunu, ablasını ve ya yakınını görmeye gelen yüzlerce aile var. Daha görüş salonuna girmeden baskılar başlıyor, saatlerce keyfi bir şekilde bekletiliyoruz. En ufak bir durumda hemen asker ve gardiyanların saldırısına ve ya sözlü tacizine maruz kalıyoruz. Giydiğimiz yabancı dilde basılmış tişörtlerimiz okutulmadan içeri alınmıyoruz. Arama noktalarında sürekli 'bunlar terörist yakınları' denilerek sözlü şiddete uğruyoruz. Daha önce açık görüşler 1 saat kapalı görüşler de 45 dakikaydı. Fakat açık görüşler şuan 35-40 dakika arası tutuluyor. Daha sayamadığımız birçok baskıya tanığız ama bunların hiçbiri bizi vazgeçirmeyecek. Ne yaparlarsa yapsınlar Kürt halkı hiçbir zaman boyun eğmedi, eğmeyecek. Tutuklular içeride biz aileler olarak da baskıları dışarıda boşa çıkaracağız."