
İHD ve Tabip Odası: Hasta tutsaklar için acil inisiyatif alınmalı
- 14:15 12 Eylül 2018
- Güncel
ANKARA- İHD Ankara Şubesi ve ATO, son iki yıldır cezaevlerinde yaşamını yitiren hasta tutsaklara ilişkin hazırladığı raporu açıklayarak, hasta tutsaklar için Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun acil inisiyatif alması gerektiğini vurguladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi ve Ankara Tabip Odası (ATO), İç Anadolu Bölgesi’ndeki cezaevlerinde tutulan hasta tutukluların durumuna ilişkin hazırladığı raporu İHD'de düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Raporu İHD Ankara Şube üyelerinden Nuray Çevirmen açıkladı. Nuray, raporun İç Anadolu Bölgesi'ndeki cezaevlerinde tutulan hasta tutsakların İHD Ankara Şubesi'ne gönderdiği sağlık hakkı ihlali içeren mektup ile ailelerin ve avukatların başvuruları incelenerek hazırlandığını belirtti.
127 hasta tutsağın evrakı değerlendirildi
Nuray, rapor kapsamında Afyon Dinar T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Kayseri-Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Kırıkkale F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Tokat T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında tespit edilen 127 hasta tutsağın evrakının değerlendirildiğini söyledi.
'Bireyin karar verme hakkı elinden alınıyor'
Cezaevlerinde yaşanan hasta hakkı ihlallerinin en önemli sebeplerinden birinin hasta tutsakların tedaviye erişimlerinin önündeki engeller olduğunu belirten Nuray, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cezaevinde bulunmanın doğası gereği bireye ceza ve acı duygusu verdiği bilinmektedir. Bireyin kendi hakkında karar verme özgürlüğünün elinden alınması bu acının temelini oluşturmaktadır. Uluslararası standartlar, sözleşmeler, protokoller, hasta haklarını özgürlüğü kısıtlanmış bireylerle, toplumun diğer kesimleri arasında hiçbir fark gözetmeden yerine getirmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, BM Avrupa Cezaevleri Kuralları REC (2206) 2 Sayılı Tavsiye Kararı: 'Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır' der."
'Cezaevlerinde 426 bin hükümlü ve tutuklu bulunmakta'
Cezaevlerinde yaşanan sağlık hakkına erişimde yaşanan sıkıntının en temel nedenlerinden bir tanesinin cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlü sayısının yüksek olmasından kaynaklı olduğunu belirten Nuray, Adalet Bakanlığı tarafından TBMM Dilekçe Komisyonuna gönderilen bilgi notuna göre, 211 bin 274 kapasiteli 449 cezaevinde, 246 bin 426 hükümlü ve tutuklunun bulunduğuna dikkat çekti. Nuray, “Cezaevlerindeki kişilerin, ülke nüfusa göre oranın yüksekliği ile dünyanın sayılı ülkeler arasında olduğumuz acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kadar yüksek oranda hükümlü ve tutuklunun olduğu ülkemizde yaşanan sağlık hakkı ihlalleri de aynı oranda artış göstermektedir" dedi.
Cezaevlerinde kalan hastaların sağlık haklarına erişiminde oldukça büyük sorunlarla karşılaştıklarını ifade eden Nuray, bu sorunları şöyle sıraladı:
“* Kelepçeli muayene ve tedavi,
* Tek kişilik bölmeli ring araçlarıyla sevkler,
* Sevklerin uzun sürelere yayılması ve geciktirilmesi,
* Sağlık raporlarının talep edildiği halde hastalara verilmemesi,
* Cezaevinde kalması mümkün olmayan ağır hasta mahpuslara 'cezaevinde kalabilir' raporu verilmesi ya da cezaevi koşullarının düzeltilmemesi,
* Tetkik ve tedavileri esnasında ayrımcı ve nefret söylemlerine maruz kalmaları,
* Dış güvenlik sorununun çözülememesi gerekçe gösterilerek hastane sevklerinin ve hasta kontrollerinin zamanında yapılamaması,
* Besin değeri düşük yemekler, diyet yemeklerinin verilmemesi, yeterince gün ışığından faydalanılamaması, temiz suya erişimde yaşanan problemler, cezaevinin bulunduğu ilin iklim koşullarına göre ısıtılmaması,
* Mahkumlara yeterli temizlik malzemesi verilmemesi, her mahkuma bireysel temizliği için verilmesi gereken temizlik maddelerinin ortak kullandırılması,
'Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı acil inisiyatif almalı'
Nuray, derneklerine ulaşan bilgilere göre cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların 10'unun kalp krizi geçirdiğini, 25 hasta tutsağın ise farklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirtti. Nuray, "Hem özgürlüğü kısıtlanmış hem kronik hastalıkları olanlar, uzuv kayıpları olanlar, kadınlar, suça itilmiş çocuklar, annesiyle cezaevinde kalan çocuklar tartışmasız kötü sağlık koşullarından daha çok etkilenecektir. Türkiye genelinde 400'ün üzerinde ağır hasta olmak üzere yine tespit edilebilen bin 154 hasta tutsak bulunmaktadır. Bu rakamların, aslında çok daha fazla olduğunun bilinmesine rağmen Adalet Bakanlığı bu konuda net bir rakam vermemektedir. Sunduğumuz acı tablo göz önüne alındığında Adalet Bakanlığını, Sağlık Bakanlığını, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunu, acilen inisiyatif almaya, hasta mahpusların durumlarını incelemeye, çözüm üretmeye ve iyileştirici düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz" diye konuştu.