
Tutuklu ETHA çalışanlarının davası başladı
- 12:45 10 Eylül 2018
- Hukuk
İSTANBUL - ETHA editörleri Pınar Gayıp ve Semiha Şahin’in de aralarında olduğu 4 tutuklunun ilk kez hakimin karşısına çıktığı davada savunma yapan Semiha Şahin, “Adalet bu ülkenin en önemli ve acil talebidir. Hakkımda verilen tutuklama ve hakkımdaki iddialar adaletin a’sını arar hale geldiğini görüyoruz” dedi.
Yaklaşık 5 ay önce gözaltına alındıktan sonra tutuklanan aralarında Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörleri Pınar Gayıp ve Semiha Şahin’in de olduğu 4 tutuklunun yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul Adliyesi 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı, çok sayıda gazeteci ve uluslararası gazetecilik meslek örgütleri de takip etti.
‘Hukuksuz bir şekilde 5 aydır tutukluyum!’
İlk olarak tutuklu sanık Gülsen İmre savunmasını yaptı. Gülsen, evde küçük çocukların olduğunu söylemesine rağmen darp edilerek gözaltına alındığını belirtti. Gülsen, hukuksuz bir şekilde tutuklandığını ifade ederek, “5 aydır hukuksuz bir şekilde tutukluyum” dedi. Sosyal medya paylaşımları nedeni ile tutuklu olduğunu belirten Gülsen, “Herhangi bir şekilde örgüt propagandası yapmak amacında değildim. Bu tutukluluk beni ve çocuklarımı mağdur etti. Paylaşımı yaptığım Serkan Tosun’u küçüklüğünden beri tanıyorum. Ailece tanışıyoruz. Mahallede birlikteyiz. Serkan’ın cenazesine gitmem çok doğal” dedi.
‘Yargı iktidarın noteri haline geldi’
Daha sonra söz alan tutuklu gazeteci Semiha Şahin de, bu hafta adliyelerde 84 gazetecinin yargılanacağına dikkat çekti. Yargının iktidarın noteri haline geldiğini söyleyen Semiha, “Adalet bu ülkenin en önemli ve acil talebidir. Hakkımda verilen tutuklama ve hakkımdaki iddialar adaletin a’sını arar hale geldiğini görüyoruz. Uzu yıllardır gazetecilik yapıyorum. Son olarak da ETHA çalışmaktaydım” dedi.
‘Özgür basın tarafında olmayı doğru buluyorum’
ETHA’nın yayın politikasını anlatan Semiha, ETHA’nın hak odaklı habercilik yaptığına dikkat çekti. Gazeteciliğin tarafsızlık olmadığını belirten Semiha, “Baskı ve dayatmalara inat özgür basın tarafında olmayı doğru buluyorum. Kendimi sosyalist bir gazeteci olarak tanımlıyorum. Uğur Mumcu’nun bir sözünü hatırlatmak istiyorum. ‘Gazeteci gerektiğinde hükümetlere, güç odaklarına savaşan insandır.’ Kendisi bu ülkeleri savunduğu için bombalı saldırının hedefi oldu. Benzer şekilde Hrant Dink, Metin Göktepe, Musa Anter de benzer gazeteciler. Hakikatin peşinden koşmanın bir bedeli var. Biz de bu bedeli ödüyoruz” diye konuştu.
Semiha, 7 gün gözaltında kaldığını ve savcılıkta ifade vermeyi beklerken polisin sorgu hakimliğine sevk edildikten sonra tutuklandıklarını söyledi. Semiha, hakkındaki iddialara cevap vererek, hiç birinin suç olmadığını vurguladı. Semiha son olarak, tahliyesini istediğini söyledi.
Duruşma, Pınar Gayıp’ın savunması ile devam ediyor.
Gazetecilerin serbest bırakılması için açıklama yapıldı
Diğer yandan gazetecilerin serbest bırakılması için adliye önünde duruşma öncesi basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Ahmet Şık, Saruhan Oluç, ETHA çalışanları, ESP MYK üyeleri, HDP PM üyeleri ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu katıldı. Tutuklu kadın gazetecilerin fotoğraflarının taşındığı açıklamada “Gazetecilik suç değildir, gazetecilere özgürlük” pankartı açıldı.
ETHA çalışanları adına basına açıklamayı okuyan ETHA muhabiri Ebru Yiğit, iktidarın farklı sesleri susturarak, gerçekleri yazan ve haberleştiren gazetecileri hapsederek, işten atarak tek sesli medya yaratmaya çalıştığını ifade etti. Uluslararası basın örgütlerinin verilerine göre Türkiye'de gerçekleri yazdığı ve haberleştirdiği için 183 gazeteci tutuklu bulunduğunu aktaran Ebru, bu durumun Türkiye'de gerçekleri engellemek için yapılan baskıların düzeyini gösterdiğini dile getirdi. Ebru, “Halkın çıkarlarını, haber alma hakkını savunan gazetecilerin yeri, ya mahkemeler ya da cezaevleri olmaktadır. Tutuklu gazetecilerin sayısının çokluğu ve gazeteciler üzerinde süren baskılar düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığının kanıtıdır. Bugün tek tek tutuklu gazeteciler şahsında yargılanmakta olan gazeteciliktir” dedi.
‘Halkın haber alma hakkı önündeki engeller kaldırılmalı’
Basının özgür olması, halkın haber alma hakkı önündeki engellerin kaldırılması gerektiğinin vurgulayan Ebru, “Biliyoruz ki, basın özgür değilse halk özgür değildir. Bizler, editörümüz Semiha Şahin, muhabirimiz Pınar Gayıp ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Ayrıca bu hafta içinde davaları görülecek Özgürlükçü Demokrasi gazetesi çalışanlarının, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Seda Taşkın'ın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” vurgusu yaptı.
Açıklama, “Özgür basın susturulamaz” sloganının ardından sona erdi.