
Cumartesi Annesi Hanım Tosun: Niye sessizliğimizden korkuyorsunuz?
- 09:02 9 Eylül 2018
- Güncel
İSTANBUL - Türkiye’nin en zor koşullarında dahi gerçekleştirdikleri oturma eylemlerinin neden şimdi yasaklandığını soran Cumartesi Anneleri’nden Hanım Tosun, “Eylemin sesiz bir eylem olduğunu herkes biliyor. Bizde bunu anlamıyoruz. Niye sessizliğimizden korkuyorsunuz?” dedi.
Cumartesi Anneleri, 23 yıldır Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri oturma eylemleriyle “faili meçhul” cinayete kurban giden ve gözaltında kaybedilen yakınlarının faillerini soruyor. Anneleri yıllardır duymamazlıktan ve görmemezlikten gelen İçişleri Bakanlığı, oturma eylemini ise 700’üncü haftada “güvenlik” gerekçesiyle yasakladı.
Ömrünün büyük bir bölümünü Galatasaray Meydanı’nda geçiren isimlerden biri de gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun.
‘Hiçbir zaman vazgeçmedik’
Türkiye’nin en zor dönemleri olan Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında dahi eylemlerini gerçekleştirdiklerini belirten Hanım, “Eylemin bu gün yasaklanması bize de normal gelmedi. Bizim için her şey yasaklanmış zaten. Çok zorlu günler yaşadık. 1996 yılında müdahale edildi. Gözaltına alındık. Köpekleri üzerimize saldılar. Meydana araç getirerek ‘gelin bize başvurun’ denildi. Kimse gitmeyince aracı kaldırdılar. İHD kapısında bize müdahale edildi. Biz karanfil atıyorduk onlar bizi gözaltına alıyordu. Elimizde karanfil ve kayıp fotoğrafları gördüklerinde gözaltına alıyorlardı. O dönem son olarak açıklamamızı İHD’de yaptık. Kapıyı üzerimize kapatıp, ‘güvenliğinizi alamayız’ dediler ve çıkmamıza izin vermediler. Ondan sonra bizde uzun süre ara verdik. Ama hiçbir zaman aramaktan vazgeçmedik. Bir dönem Galatasaray’da oturmadıysak da aramaya devam ettik. Dünyaya, Türkiye’de sesimizi duyurmaya çalıştık” dedi.
‘Geri adım atmayacağız’
Her Cumartesi yönlerini yine Galatasaray Meydanı’na çevireceklerini belirten Hanım, eylemin yapılmasına izin vermeyeceklerini belirten AKP’li yetkililere şöyle seslendi: “Bizde onlara şunu soruyoruz; Niye uzun bir süredir orada oturuyoruz? OHAL döneminde dahi o meydan yasaklanmadı da neden bu gün yasakladınız? Yarın ne olacağını bilmiyoruz. Yine de her hafta fotoğraflarımızla yönümüzü Galatasaray Meydanı’na çevireceğiz. Her hafta bir kaybın akıbetini soracağız. Galatasaray Lisesi önünde hiç kimseye bir zarar vermedik. Kimseye hakaret etmedik. Sadece kayıplarımızı istiyoruz. Kayıplarımız bulunsun failleri bulunsun istiyoruz. Biz haklıyız ve bu hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Geri adım atmayacağız.”
‘Niye sessizliğimizden korkuyorsunuz?’
Cumartesi Anneleri’nin eyleminin sesiz bir eylem olduğunu ve bunun herkes tarafından bilindiğini belirten Hanım, şöyle devam etti: “Biz bu acıyı gördük. Bundan sonra kimse bu acıyı görmesin diyoruz. Bu bizim için çok önemlidir. Herkes elini vicdanına koysun ve ‘benim bir kaybım olsaydı ne yapardım’ diye düşünsün. ‘Rahat uyur muydum, rahat nefes alır mıydım?’ diye. Biz bu yönde bir çağrı yaptık. Sanırım bu çağrıdan korktular. Verilecek destekten korkup yasakladılar. Bizde bunu anlamıyoruz. Niye sessizliğimizden korkuyorsunuz? Her hafta açıklamalarımızla kirli yüzlerini ortaya çıkarıyoruz diye yasakladılar. Çünkü her hafta ‘bu kişiyi kayıp ettiniz hesap vereceksiniz’ diye soruyoruz buda onları korkutmuş olabilir.”
‘Bizde onların sesini duymuyoruz’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in yaptığı açıklamaların kendileri için bir öneminin olmadığına dikkat çeken Hanım, “Onlar nasıl bizi ciddiye almıyorsa bizde onların sesini duymuyoruz. Sadece haklı tepkimizi göstereceğiz. Kimse annelerin acısını istismar edemez. Kimse annelerin acısının olmadığını öylesine oraya geldiğini söyleyerek hakaret edemez. Hakaret edenin hakaretini geri iade ediyoruz. Biz kimseye hakaret etmiyoruz. Şimdiye kadar orada ne söylediysek geri adım atmayacağız. Zaten en değerli varlıklarımızı kayıp ettik bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar bizim için hiçtir” diye konuştu.
‘9 yaşımdan beri Galatasaray Meydanı’ndayım’
1993 yılında gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya ise, eylemlerine yönelik uygulamayı “Türkiye’nin ayıbı” olarak nitelendirdi. 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılan görüşmeyi hatırlatan Serpil, “O dönem Başbakan bize ‘acılarınızı paylaşıyoruz, bundan sonra sizin acılarınız benim acılarım’ diyerek bizi umutlandırdı. Sonrasında yasaklanması gerçekten Türkiye adına kara bir lekedir. Müdahale edildiği gün ben kızımla birlikte meydandaydım. Kızım polisin yoğun baskısını gördüğünde ‘Anne polisler aslında bizi koruyan insan değil miydi? Bunlar neden bize böyle davrandılar?’ diye sordu. Aslında bu Türkiye’nin nasıl bir durumda olduğunu açıkça gösteriyor. Bundan sonraki süreçte bizi ne bekliyor açıkçası bilmiyoruz. Bizim açımızdan her zaman aynı olacaktır. Biz orada yakınlarımızın mezarlarını aramaktan asla vaz geçmeyeceğiz. Ben 9 yaşından beri o meydandaydım. Bundan sonraki süreçte de çocuklarımla birlikte orada olmaya devam edeceğim” dedi.