
Çiçek Otlu: Sosyalist olarak yargılanmaktan gurur duyuyorum
- 17:49 9 Mayıs 2018
- Hukuk
İSTANBUL - Yaklaşık 2 yıldır cezaevinde bulunan ESP Genel Başkanı Çiçek Otlu, savunmasında “Bir hırsız olarak, katil olarak yargılanmaktansa bir sosyalist olarak yargılanmaktan gurur duyuyorum” dedi. Mahkeme heyeti tahliye taleplerini reddederek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
“Örgüt üyesi” olduğu iddiası ile tutuklanarak cezaevine konulan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Çiçek Otlu ve aynı dosyadan tutuklu 3 ESP yöneticisi bugün, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile mahkemeye katılan Çiçek’i çok sayıda avukat savundu. İlk olarak konuşan Çiçek, SEGBİS’in hukuksal olarak bireylerin savunma hakkını engellediğini dile getirerek, iddianameye ilişkin itirazlarını ifade etti.
İddianamede ‘Süleyman Yeter’in emniyette hastalanarak hayatını kaybetti’ şeklindeki ifadenin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Çiçek, Süleyman Yeter’in gözaltında öldürüldüğünü ve bununla ilgili bir polisin beş yıl ceza aldığını belirtti.
‘Sosyalist olarak yargılanmaktan gurur duyarım’
“Eğer ben bu ülkede hırsız, kadın katili hatta bostancıda olduğu gibi motoruyla birine çarpıp ölümüne sebep olan birisi olsaydım adli kontrol ile serbest bırakılırdım ancak ben sosyalist olduğum için tutuklandım” diyen Çiçek, “Bir hırsız olarak, katil olarak yargılanmaktansa bir sosyalist olarak yargılanmaktan gurur duyuyorum” dedi.
‘Bu ülkede adalet bir tek bize uygulanmıyor’
Dersim’de 107 kişinin gözaltına alındığı dosyada tek tutuklunun kendisi olduğunu ifade eden Çiçek, dosyada ismi geçenlerin cenazelerini aldığını, cenazelerine katıldığını ve konuşma yaptığını inkar etmeyeceğini ve bunların görevi olduğunun altını çizdi. Çiçek, “Bir itirafçının ifadesi nedeniyle dokuz aydır tutuklu bulunuyorum. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve Yargıtay başkanları ‘bu ülkede herkes adalet istiyorsa orada zulüm vardır’ dedi. Bu ülkenin adaleti bir tek bize uygulanmıyor. Salondaki Ali Haydar Keleş dahil bütün arkadaşlarım iki yıldır tutuklu bütün yargılananlar ESP faaliyeti yürütmüştür ve ESP faaliyetlerinden dolayı yargılanıyorlar” diye konuştu.
‘ESP üyesi olmak benim için onurdur’
Çiçek savunmasını şu şekilde sürdürdü: “Suruç’ta 33 canımıza alan DAİŞ üyeleri DAİŞ üyesi olduklarını beyan etmelerine ve silahlı fotoğraflarını kabul etmelerine rağmen nasıl tahliye olduklarını gördük. ESP üyesi olmak benim için bir onurdur. ESP Genel başkanı olarak bütün sanıkların ve şahsımın tahliyesini istiyorum. Ayrıca dosyadaki itirafçı dinlenmediği için sürekli tutukluluğumun devamına karar veriliyor. Buradan hepinize soruyorum bu itirafçı dinlenmediği sürece ben tutuklu mu kalacağım?”
Avukat Gülhan: Davalar siyasi süreçle ilgili
Çiçek’in avukatı Gülhan Kaya da savunmasında, Türkiye’de katillerin, hırsızların serbest bırakılarken, sosyalistlerin tutuklandığını belirtti. Gülhan, Çiçek’in “anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmek”, “örgüt üyesi olmak” gibi bir dizi suçlama ile yargılandığını ancak bu suçlamalarla ilgili sulh ceza hakimliğine ifade verdikten sonra adli kontrol bile verilmeden serbest bırakıldığını ifade etti. “Çünkü o dönemin siyasi koşulları iyiydi ve siyasi faaliyetleri suç kapsamında değerlendirmiyordu bu yargılamaların sadece yasalar ve hukuk ile değil. Siyasal süreçlerle yapıldığını düşünüyorum” diyen Gülhan, dokuz aydır bir tanık dinlenmediği için tutuklu bulunan müvekkilinin tahliye edilmesini istedi.
‘Seçimlere çalışmamız engellenmek isteniyor’
İki yıldır tutuklu yargılanan Ali Haydar Keleş de, iki yıldır ilk defa mahkemeye çıktığını ifade ederek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirtti. “24 Haziran’da seçim var. Siyasi partilerin seçim çalışması yürütme hakkı var. Ancak ESP’nin Genel Başkanı, Genel Başkanvekili ve İstanbul il Yöneticisi olan ben tutukluyum. Bizim tutukluluğumuz seçim sürecinden bağımsız değildir. Bu süreçte muhalefet susturulmak isteniyor” dedi.
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, bazı sanıkların ifadesinin alınmadığını belirterek, tahliye taleplerini reddetti. Davayı, 27 Eylül’e erteledi.