DİYARBAKIR - Muhabirlerimiz Durket Süren ve Nurcan Yalçın, kendilerini “Bize yardımcı ol, bilgi ver, yoksa siz burada çalıştıkça biz daha çok kapınızı çalarız” diyerek tehdit eden polisler hakkında suç duyurusunda bulunacak.

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, muhabirlerimiz Durket Süren ve Nurcan Yalçın’a yönelik baskı ve tehditlere ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya, özgür basın çalışanları ve İHD yöneticilerinin yanı sıra gazeteciler Durket Süren ve Nurcan Yalçın da avukatlarıyla katıldı. 

 

Toplantıda ilk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, çok vahim iddialarla karşı karşıya olduklarını belirterek, son dönemlerde derneklerine çok ciddi başvuruların olduğunu söyledi. Raci, özellikle ajanlık dayatması uygulamalarının basına da yöneldiğini dile getirerek, cumhuriyet başsavcılıklarının gereğini yapmasını istedi.  

 

‘İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirildiklerini söylediler’

 

Ardından muhabirimiz Durket Süren, Lice’de gözaltına alındığı sırada yaşadıklarını şöyle anlattı: “Lice’de gözaltına alındım. İki kişi benimle görüşmek istedi ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirildiklerini, halkın nabzını ölçmek için benimle sohbet etmek istediklerini söyledi. Ardından bana Jinnews’in PKK kanadı olduğu ve talimatları Kandil’den aldığımızı belirtti. Böyle denilince bizim hiçbir bağımızın olmadığını ifade ederek, konuşmayı kestim. 5 Mart’ta denetimli serbestlikle bırakıldım.” 

 

‘Avukatımla gitmek istedim, kabul etmedi’

 

Yaşadıklarının bununla sınırlı kalmadığını kaydeden Durket, “Sonrasında ‘Cihan’ diye biri beni aradı gözaltında iken sohbet ettiğimizi belirtti. Bende, gözaltının sohbet yeri olmadığını söyledim. Vaktimin olmadığını gözaltında ne dediysem onların geçerli olduğunu ifade ettim. Görüşmeyi reddettim bir daha aramazlar dedim. Fakat dün yine aradılar, arayan kişi ‘Cihan’ olduğunu ve bana, ‘seninle görüşmek istiyoruz’ dedi. Bende ‘çok acil ise avukatım ile gelirim’ deyince sesini yükseltti. Nurcan arkadaşımla konuştum ona da aynı uygulamaların yapıldığını öğrendim. Bizde savcılığa başvuru yapma kararı aldık” diye konuştu. Durket, son dönemde artan politikalarla özellikle kadın gazetecilerin çalışmalarının engellenmek istediğini söyledi.

 

Polisten gazeteciye: Daha kapınızı çok çalarız

 

Muhabirimiz Nurcan Yalçın ise, 4 Mayıs gecesi arandığını ve sabah erkenden TEM’e gidip ifade vermesi gerektiği bilgisinin verildiğini belirtti. Sabah avukatı ile emniyete gittiğini ve ifadesinin alındığını söyleyen Nurcan, şöyle devam etti: “Avukatımın işi vardı binadan ayrıldı. Ayrıldığı gibi 2 kişi yanıma geldi sohbet etmek istedi zoraki soru sordular. ‘Terör örgütü ile işbirliği içerisindesiniz’ dedi. Bende resmi bir kurumda çalıştığımı ekmek paramızı bu şekilde kazandığımızı söyledim. O  2 kişi bana, ‘bize yardımcı ol, bilgi ver yoksa siz burada çalıştıkça biz daha çok kapınızı çalarız’ dedi. Israrla dışarıda çay içmek istediler bende ısrarla istemediğimi söyledim ve numaramı istediler. Bu durumdan kaygılıyız açıkçası bundan dolayı başvuruda bulunacağız.” 

 

 Avukat Pirozhan Karali, bu dayatmaların sadece gazetecilere değil toplumun diğer tüm kesimlerine yapıldığına dikkat çekti. Önlerine gelen dosyalarda yer alan iddiaların nereden geldiğinin böylelikle anlamış olduklarını söyleyen Pirozhan, bunun için savcıların ve hâkimlerin gereğini yapmasını istedi.