İZMİR - Bakanlığın ‘Aile çalıştayına’ alternatif atölye düzenleyen İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu, kadının geri plana atılmasının çalışmasının yapıldığı bakanlık çalıştayına karşılık kadının yakıcı sorunlarını açığa çıkaracak rapor oluşturmayı planlıyor.

 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 81 ilde gerçekleştirdiği “Aile çalıştayına” çağrıldıktan sonra İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi, kadın hakları alanında çalışan kadınlarla alternatif olarak “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Şiddet, Boşanma, Cinsiyetlendirilmiş Emek, Nafaka ve Velayet” konulu atölye düzenledi. Baronun merkez binasında düzenlenen atölyede oluşturulacak rapor bakanlığın 1 Kasım’da ilan edeceği “Aile Şurası” ile eşzamanlı olarak açıklama yapılması düşünülüyor. Müftülüğün de katıldığı Bakanlık çalıştayında kadının nasıl geri plana atılacağının çalışmasının yapıldığını belirten Baro Yönetimi’nden Avukat Elçin Kılınçer Ot, baro olarak yaptıkları atölye raporunu kadınların asıl sorunlarını göstermek adına bakanlığa göndereceklerini ifade etti.

 

‘Çalıştaya Müftülük de katıldı, kadını geri plana atmanın çalışması yapıldı’

 

Bakanlığın çalıştayında aile ile adalet, sosyal kalkınma ve rafahın eşitlenerek işlendiğini ifade eden Baro Yönetim Kurulu üyelerinden Elçin Kılınçer Ot, çalıştaya Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü çalışanlarının yanı sıra Müftülüğün de katıldığını ifade etti. Çalıştayda 3 soru hazırlandığını kaydeden Elçin “Birkaç sunum izledim bazıları tatmin ediciydi ama bunu 1 Kasımda ilan edecekleri aile şurasına nasıl taşırlar bilmiyorum. İzmir’deki ailelerin temel problemi nedir diye başlangıç yapıldı. Sıklıkla barınma sorunundan bahsedildi. Çalışmanın genel işleyişi bence tamamen ailenin kutsanması, ‘bireyden sıyrılıp kadını geri plana atalım’ üzerineydi. İzmir Barosu anlayışının desteklemediği ama ne konuşuyorlar diye gittiğimiz çalışmaydı” diye belirtti.

 

Raporlaştırılacak

 

Temel iradelerinin kadınların temel sorunları belirlemek ve masalardan çıkan sonuçları 1 Kasım öncesi raporlaştırmak olduğunu ifade eden Elçin, “Ondan sonra bakanlığa ‘asıl sorunlar bunlar’ deyip göndermeyi düşünüyoruz. Diğer fikrimiz de planlama aşamasındayız bakanlığın açıklama yapacağı gün biz de baro önünde açıklama yapmak” dedi. Elçin hukuksuzluğun boyutları artsa da mücadelenin devam edeceğini ifade etti.

 

‘Bakanlık çalıştayına kadın hakları savunucuları çağırılmadı'

 

Türkiye’de toplumun ve kadının yeniden şekillendirilmeye çabası aileni şekilde yapılmaya başlandığını ifade eden Baro Yönetim Kurulu Üyelerinden Şefika Yıldırım Sert de, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, nafakanın tartışılması, Yeniden Refah Partisinin 6284 sayılı yasayı kaldırılmasına ilişkin talepleri ve bunların mecliste bir grup tarafından ve toplum tarafından olumlu karşılanıyor olması bizleri rahatsız ediyor. Aile çalıştayları yapıldı ama ailenin bileşenleri kadın hakları savunucuları bu çalıştaya dâhil edilmedi. Kendi fikirlerini destekleyecek gruplarla yapılmış objektif olmayan bir çalıştay ve sonuçları da kutsal aile ve bizim kurtulmaya çalıştığı toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirildiği kadını iş hayatından toplumsal hayattan uzaklaştıran bir noktaya evirilecek” şeklinde belirtti. Mücadelenin daha şiddetli şekilde devam etmek zorunda olduğunu dile getiren Şefika aksi halde tüm kazanımların yavaş yavaş kaybedileceğini dile getirdi.

 

‘Kadınların yakıcı sorunu kendi olarak hayatta kalmak’

 

İzmir Barosu Kadın Hakları Merkez Koordinatörü Arzu Hazer Güngör ise atölyenin işleyişi hakkında bildi verdi. Kadınların yakıcı probleminin aile içinde boşanmadan kalmak değil katledilmemek, kendi olarak, istek ve özlemlerini gerçekleştirerek hayatta kalmak olduğunu diyebilmek olduğunu ifade eden Arzu, “Bu alanda çalışan kadınların esas sorunlarını bilen, kendileri de yaşayan ve çözümü için mücadele eden kadınlarla bir araya gelmek gerektiğini düşündük” dedi.

 

Ardından çalışma grupları oluşturuldu.