
Kürt Kadın Hareketi'nin kavramsal ve kuramsal dönüşümü (6)
- 09:01 7 Haziran 2025
- Dosya
Küresel kadın dayanışmasının yeni yolu
HABER MERKEZİ – Kadınların öncülüğünde şekillenen Demokratik Konfederalizm modeli, Orta Doğu’dan dünyaya yayılan bir sistem önerisi sunuyor. Kürt Kadın Hareketi’nin deneyimi, küresel kadın dayanışmasının yeni yolunu örüyor: Yerelden küresele, kolektif ve demokratik bir yaşam inşası hedefleniyor.
21’inci yüzyıl, dünya kadın hareketlerinin yalnızca direniş değil, aynı zamanda yeni bir toplumsal sistem inşa süreciyle öne çıktığı bir dönem olarak şekilleniyor. Bu dönüşümde, Kürt Kadın Hareketi’nin geliştirdiği demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma; Orta Doğu’dan küresel düzeye yayılan bir referans modeli sunuyor. Abdullah Öcalan’ın öncülüğünde geliştirilen Demokratik Konfederalizm anlayışı, hem Kürt Kadın Hareketi’nin ideolojik altyapısını oluşturdu hem de kadınların öz örgütlenmesi ve alternatif sistem kurma pratiğine güçlü bir temel sundu. Kadınların öncülüğünde şekillenen bu model, bugün NADA İttifakı’nın ve uluslararası kadın konferanslarının gündemine taşınarak, evrensel bir kadın dayanışması zeminine dönüşmüş durumda.
Kürt Özgürlük Hareketi, Abdullah Öcalan’ın 1990’larda ortaya koyduğu paradigma değişikliğiyle, sosyalist ulus-devlet modelinden uzaklaşarak demokratik, ekolojik ve kadın özgürlüğüne dayanan bir anlayışı esas aldı. Bu yeni paradigma, 2005 yılında yayımlanan “Demokratik Konfederalizm Deklarasyonu” ile stratejik bir dönüm noktası olarak ilan edildi.
Dosyamızın son bölümünde, Demokratik Konfederalizm’in yalnızca bir yönetim modeli değil, aynı zamanda toplumu politikleştiren, kadınları dönüştürücü bir özneye dönüştüren ve yerelden küresele uzanan alternatif bir yaşam sistemi sunduğuna dikkat çekiyoruz.
Konfederal kadın sisteminin inşasında yeni adımlar
2018 yılında Jineoloji Akademisi’nin önerisiyle Kürt Kadın Hareketi tarafından düzenlenen 1. Diplomasi Konferansı’nda, kadınlar arası küresel ilişkileri demokratik bir sistem çerçevesinde yürütme hedefiyle “Dünya Kadınlarının Demokratik Konfederalizmini inşa” kararı alındı. Aynı yıl Frankfurt’ta gerçekleşen 1. Uluslararası Kadın Konferansı’nda bu hedef, dünya kadın hareketleriyle paylaşıldı ve ortak mücadele hattı tartışıldı. 2019 yılında, Jineoloji akademisi çatısı altında dünyanın birçok ülkesinden enternasyonalist kadınlar ile Kürt Kadın Hareketi bileşenleri bir araya gelerek Dünya Kadın Konfederalizmi fikrini somutlaştırdı. Hazırlanan ilk taslak belge birçok dile çevrilerek hem hareket içi yapılara hem de Orta Doğulu, Avrupalı ve Latin Amerikalı kadın yapılarıyla paylaşıldı. Tartışmalar doğrultusunda belge güncellendi.
Orta Doğu kadın ittifakından küresel yapıya
2021’de Lübnan’da düzenlenen 2. Orta Doğu Kadın Konferansı sonucunda, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Demokratik Kadınlar İttifakı kuruldu. Bu ittifak, Orta Doğu Kadın Konfederalizmini inşa etme yönünde çalışmalar yürütmeye başladı. 2022 yılında Berlin’de yapılan 2. Uluslararası Kadın Konferansı, Dünya Kadın Konfederalizmi inşa sürecini resmen başlattı. Konferansta sunulan belge üzerine geniş tartışmalar yürütüldü. Bu süreçte birçok kadın hareketinin yer aldığı “Jin, Jiyan, Azadî – Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı”, öncü çekirdek yapı olarak ilan edildi. Böylece kadın konfederalizminin altyapısını oluşturma yönünde somut adımlar atıldı.
Küresel dayanışma, demokratik sistem
Aynı yıl Tunus’ta anti-emperyalist kadın örgütlerinin katılımıyla düzenlenen 3. Dünya Kadın Konferansı’nda kadın devrimi ve konfederalizm tartışmaları yürütüldü. Bu tartışmalar olumlu karşılandı. 2022’de Lübnan’da düzenlenen bir başka kadın konferansında ise kadın devrimi ve konfederalizm konuları daha somut planlamalarla derinleştirildi.
21’inci yüzyılı kadın devrim çağına dönüştürme çağrısı
Kürt Kadın Hareketi’nin çatısı altındaki kadınlar, 2022 yılında “21. Yüzyılı Kadın Devrim Çağına Dönüştürmek İçin Önermemiz” başlıklı bir belge yayımladı. Belgede şu ifadeye yer verildi: “Kadınlar olarak demokratik örgütlenme biçimi ve sistemi arayışını geliştirirken, Demokratik Konfederalizmin bu ihtiyacı karşılayabileceğine, hatta en uygun model olduğuna inanıyoruz.”
İmralı’da Abdullah Öcalan tarafından geliştirilen bu model, başta Kürtler olmak üzere Orta Doğu ve dünya halklarına, yerel örgütlülüğe dayanan bir öz yönetim sistemi sundu.
Konfederal sistem: Kadın örgütlülüğüyle güçlendi
Orta Doğu’nun jeopolitik merkezinde yer alan Kürdistan’da, Demokratik Konfederalizm modeli yalnızca bölge halkları değil, farklı etnik ve dini topluluklar için de ortak yaşam zeminini oluşturdu. Bu model, devlet yapılanmasına alternatif olarak halk örgütlülüğünü esas aldı.
Abdullah Öcalan, bu sistemin dört temel ayağını komünler, meclisler, akademiler ve kooperatifler olarak tanımladı. Bu yapıların halkla ve özellikle kadınlarla kurduğu organik bağ, sistemin işlevselliğini güçlendirdi.
Demokratik örgütlenme ve kadınların yönetim gücü
Demokratik Konfederalizm anlayışında örgüt, kolektif aklı ve duyguyu temsil etti. Yönetim, merkezileşmeden uzak, doğrudan demokrasi temelinde şekillendi. Komünler ve meclisler, kadınların kendi kendilerini yönetmeleri ve karar alma süreçlerine katılmaları için kurumsallaştı.
Yalnızca yukarıdan alınan kararlarla değil, taban örgütlülüğüne dayalı bir yönetim biçimi esas alındı. Bu çerçevede bir yöneticinin başarısı, komünleri ve meclisleri ne kadar işlevsel hâle getirdiğiyle ölçüldü.
NADA kongresi: Kadın dayanışmasında yeni dönem
NADA İttifakı (Bölgesel Demokratik Kadın İttifakı), 15-17 Mayıs 2025 tarihlerinde Güney Kürdistan’ın Silêmanî kentinde “Kadın Devrimine Dayalı Demokratik Bir Topluma Doğru” sloganıyla kuruluş sonrası ilk kongresini gerçekleştirdi. Filistin, Lübnan, Ürdün, Mısır, Tunus, Fas, Somali, Sudan, Yemen, Moritanya, Irak, Türkiye, İran, Suriye ve Afganistan’dan yüzlerce kadın aktivist, kadın örgütü ve kurumu kongreye katıldı. Arap, Kürt, Süryani, Asuri, Ermeni, Amazigh, Fars, Afgan ve Êzidî kadınların varlığı, bölgenin çok kimlikli yapısında kadınlar arası birliği güçlendirdi.
Kadın Devrimi Belgesi kongreye damga vurdu
Kongrede tüm kadınlar, Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye’de geliştirilen Kadın Devrimi Belgesi ile Küresel Demokratik Kadın Konfederasyonu Belgesi’ni, NADA İttifakı’nın temel referansı olarak kabul etti. Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Devrimi Belgesi, NADA’nın önümüzdeki dönem yol haritası olarak belirlendi. Belge; direnişle inşayı birlikte yürüten, özgürlük alanlarını adım adım kuran, ataerkil sisteme karşı güçlü bir örgütlenme modeli geliştiren kadınların bu süreci nasıl şekillendirdiğini ortaya koydu.
Belgede şu ifadeler yer aldı:
“*Rojava devriminden çıkardığımız temel bir sonuç, direniş ile inşanın iç içe yürütülmesi gerektiği, söylemlerimizi pratikleştirdiğimiz oranda değişim yarattığımız gerçeğidir. Dolayısıyla bizim açımızdan gerekli olan, adım adım ataerkil sisteme karşı kadın özgürlük alanlarını demokratik tarzda inşa etmek ve güçlü örgütlülük ile ortak mücadele etmektir. Küresel ataerkil-kapitalist sistemin dışında kendi sistemimizi kurmak, böylece devlet ve kapitalist modernite sisteminin sınırlarının ötesinde örgütlenmektir. Kadınlar olarak demokratik örgütlenme biçimi ve sistemi arayışını geliştirirken, Demokratik Konfederalizmin bu ihtiyacı karşılayabileceğine, hatta en uygun model olduğuna inanıyoruz. Demokratik Konfederalizm kuramı Önder Apo tarafından İmralı tecrit ve esaret koşulları altında geliştirildi. Başta Kürtler olmak üzere bütün Ortadoğu’nun toplumsal yapısına, hatta dünya çapında topluluklara model olarak öngördüğü Demokratik Konfederalizm, yerellerin örgütlülüğüne dayanan toplumsal ve siyasal bir öz yönetim sistemidir. Kapitalist modernitenin ulus-devlet eliyle yürüttüğü monolitik, homojen, tek renkli faşist toplum modelinden kaynaklanan sorunlara karşı temel çözüm aracı olarak demokratik ulus seçeneğini sunar. Demokratik ulusta her etnisite, dinsel anlayış, kent, yerel, bölgesel ve ulusal gerçeklik kendi öz kimliğiyle ve demokratik federe yapısıyla yer alma hakkına sahiptir. Demokratik Konfederalizm referansını klan sisteminden ve aşiret konfederasyonların günümüze kadar uygarlık tarihi boyunca devletçi toplum merkezileşmesine girmek istemeyen doğal toplumun demokratik komünal yapısından alır. Dolayısıyla günümüze özgü bir yönetim biçimi olmayıp tarihte olunca ağırlığıyla yer bulan bir sistemdir.
Demokratik Konfederalizm merkezi bir çatı sistemi değildir. Demokratik özerkliğe, yani bünyesindeki her birimin özerk olmakla birlikte kendini bütüne karşı sorumlu görmesi, dayanan örgütlü bir ağlaşma modelidir. Çok sayıda kendiliğin daha geniş bir bütünü oluşturduğu bir ağdır. Demokratik Konfederalizm aynılaştırmaz, yeni hiyerarşiler ve iktidar ilişkileri ortaya çıkarmaz. Bundan ziyade çoklu, esnek ama örgütlü ortaklıklar oluşturur. Konu odaklı, ortak paydalar etrafında mücadeleler arasında bağlar oluşturur, bir nevi halkaları birleştiren zinciri oluşturur. Bu halkalar aynı renk veya büyüklükte olmaz. Hatta şekilleri de aynı olmaz. Bazı halkaların içinden birden fazla zincir geçer. Bazı zincirler kısa, bazıları uzun olur. Demokratik Konfederalizm hem anlayış hem de sistem olarak küresel kadın mücadelesin uyarlandığında, acil ihtiyaç duyduğumuz ortak mücadeleyi örgütleme ve erkek egemen sisteme karşı büyük kadın gücünü oluşturma zeminini sunabilir. Biz devrim yapmak üzere, 21. yüzyılı kadın özgürlük çağına dönüştürmek için mücadele saflarına akan kadınlarız. Hedefimiz bu kadar nettir. Kadın devrimini gerçekleştirmeye geldik. Devrim örgütlü mücadele ve güçle oluşabilir. Bunun içinse Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi diyoruz!
*Kadınların küresel devrim ittifakını kurmak için! DDKK, demokratik kadın ittifaklarına dayanır. Burada ittifaklaşmadan kastedilen şey, geniş mücadele birliklerinin inşasıdır. Taktik değil stratejik anlam taşıyan, yani çıkar değil amaç eksenli geliştirilen bu mücadele birlikleri kendi içlerinde konfederal oldukları gibi, aralarındaki ilişki de demokratik konfederal karakterde olabilir, olmalı. Yani Demokratik Konfederalizm doğrultusunda oluşan ve aralarında çoklu bağlar oluşturan demokratik kadın ittifaklarından söz ediyoruz.
* Kadın örgütlülüğünü bir sisteme kavuşturmak için! DDKK, ataerkil sistem ve zihniyetine karşı kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesini daha sistematik, örgütlü, programatik ve stratejik bir düzeye taşıyan, özgünlükleri bastırmadan ortaklaştıran, pratik ve teorik deneyimleri bir havuzda buluşturan, kolektif mücadele perspektifleri geliştiren, birlikten güç doğar esprisi doğrultusunda birbirini karşılıklı ve birlikte güçlendiren, enerjiden sinerji yaratan, dayanışmayı büyüten ve ortak mücadeleye yükselten bir düzey yaratabilen bir sistemdir.
* Kadın perspektifli enternasyonalizmi geliştirmek için! DDKK, yerel-evrensel diyalektiğini bünyesinde taşıyan, yerellikleri bozmadan ve onların renklerini silmeden veya silikleştirmeden ortaklıklar/çokluklar inşa edebilecek ve kadın özgürlük mücadelesini küresel bir hareket formuna kavuşturabilecek bir modeldir. Yan yana veya paralel değil, birlikte mücadele için gerekli olan hem yatay hem dikey çoklu ilişki, temas ve bağlara dayalı bir örgütlenme modeli ve zihniyetidir.
* Kadınların demokratik ilişki ve çalışma sistemini yaratmak için! DDKK, bürokrasi ve hiyerarşiye dayanmayıp iktidar ilişkiler yaratmayan ve yeniden üretmeyen bir demokratik ilişki sistemidir. Merkeziyetçiliğe karşı olup kadınların demokratik öz yönetimine dayanır. Bununla birlikte DDKK demek, dünya kadınlarının öncelikle temel sorunlarını birlikte tartışıp çözüm yolları geliştirmesi, bu doğrultuda ortak kararlar alması ve bu kararları birlikte pratikleştirmesi demektir. Yani ortak mücadelenin temelinde kadınların hem düşünsel hem de pratik boyutta kadınların kolektif çözüm gücünü açığa çıkarıp uygulamak var. Bunun üzerinden küresel düzeyde bir örgütlülük sağlanabilir.
* Kadın özgürlük bilincini yükseltmek için! DDKK sisteminin temel ayaklarından biri de demokratik ve kolektif kadın eğitimidir. Özgürlük ancak örgütlülük ile mümkündür. Örgütlülüğün temel bir oluşum zemini akademidir. Kadınlar olarak binlerce yıllık yaşam, mücadele ve örgütleme deneyimlerimizin saklı olduğu bir kolektif hafıza var tarihten bugüne süzülüp gelen. Bu hafızayı hep birlikte açığa çıkarmak ve günümüz mücadelenin besleneceği kaynak haline getirmek için bilinç oluşturma çalışmalarının yoğunluklu bir şekilde geliştirilmesi kadın devrimi hedefi karşısında elzemdir.
* Kadınların öz savunmasını geliştirmek için! Kadınlar olarak günlük düzeyde erkek egemen sistemin çok yönlü saldırıları ile karşı karşıya kalıyoruz. Bununla birlikte örgütlü mücadelemiz sonucu elde ettiğimiz kazanımlara karşı da büyük bir saldırı dalgası yükseltiliyor. DDKK, yaşamın her alanında kadının öz savunma gücünü inşa ettiği bir sistemdir. Öz savunma derken salt fiziki veya silaha dayalı savunmadan bahsetmiyoruz. Kadın varlığının, iradesinin, değerlerinin, düşüncelerinin ve umutlarının yaşamın her alanında, siyasetten hukuka, ekonomiden toplumsal yaşama, evden sokağa, sağlıktan eğitime kadar her türlü ayrımcı, cinsiyetçi ve kadın düşmanı saldırıya karşı savunulması şarttır! Kadın devrimi için sistem inşamızı başlatalım!"
Belgenin sonunda ise şunlara dikkat çekildi:
"Bu belgede özetlemeye çalıştığımız tarihsel moment ve bunun karşısında kadın mücadeleleri olarak ittifaklaşma ihtiyacı salt bizim tarafımızdan değil, dünyanın birçok bölgesinde örgütlenen kadın hareketleri tarafından ifade ediliyor. Özellikle son birkaç yılda bu yönde çok önemli tartışmalar yürütüldü, değerli bir birikim ortaya çıktı. Bizler de Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak ideolojik, örgütsel ve toplumsal alanda yaşadığımız deneyimlerden süzülen bir model ve sistem olarak Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmin bu ihtiyacı karşılayabileceğine inandığımız için önermemizi paylaşmak istiyoruz. Ancak meramımız salt önermemizin paylaşılması değil; dünyadaki örgütlü kadın hareketleri olarak ortak mücadele araç ve yöntemleri, yani sistemi konulu yeni bir kolektif tartışma sürecine girmemiz gerektiğine inanıyoruz.
Tartışmamız ve böylece netleştirmemiz gereken çok fazla husus var: Kadın hareketleri arasındaki kopukluğu ve parçalılığı nasıl aşabiliriz? Etkili ve işlevli kadın birliklerini nasıl geliştirebiliriz? Kadın dayanışmasını ve ortak mücadeleyi nasıl büyütebiliriz? Ulus ötesi kadın hareketini nasıl örgütlü kılabiliriz? Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmini bu bağlamda sizlerle, dünyanın dört bir yanındaki kadın yoldaşlarımızla, örgütlü kadın yapıları ve hareketlerle paylaşmak, tartışmak ve birlikte inşa etmek istiyoruz. Çünkü inanıyoruz ki dünya kadınları olarak ihtiyaç duyduğumuz çözümü ancak hep birlikte, kadın kolektivizmi temelinde bulup geliştirebiliriz. Öyleyse yüzyılımızı kadın devrim çağına dönüştürmek için demokratik sistem inşamızı hep birlikte başlatalım.”
Çözüm: Demokratik Konfederalizm
Abdullah Öcalan, Demokratik Konfederalizm’in dünya hakları için çözüm olacağını vurgularken, şunları dile getiriyor: “Orta Doğu ve hatta bütün dünya halkları için geçerli çözüm Demokratik Konfederalizm’dir. Demokratik Konfederalizm, devlet olmayan, demokratik ulus örgütlenmesidir. Demokratik konfederasyon azınlık örgütlenmesidir; kültür örgütlenmesi, dini örgütlenme, hatta cins örgütlenmesi ve buna benzer örgütlenmelerdir. Buna demokratik ulus ve kültür örgütlenmesi diyorum. Her köyde demokratik bir komün çıkar. Her kültürel örgütlemenin, bunların tümünün birleştirilmesi konfederasyondur. Çizgi olarak yansıtılmalı. Buna devlet olmayan demokratik konfederasyon diyorum.”
‘Yerelin en temel öğesi karar hakkıdır’
Demokratik Konfederalizm’in toplumu politikleştirme noktasındaki rolüne işaret eden Abdullah Öcalan, “Demokratik konfederalizm ulus-devlet sistematiğinden kaynaklanan olumsuzlukları aşma potansiyeline sahip olduğu gibi, toplumu politikleştirmenin de en uygun aracı konumundadır. Basittir ve uygulanabilir. Her topluluk, etnisite, kültür, dini cemaat, entelektüel hareket, ekonomik birim vb. birer politik birim olarak kendilerini özerkçe yapılandırıp ifade edebilirler. Federe veya özerklik, kendilik denilen kavramı bu çerçeve ve kapsamda değerlendirmek gerekir. Her kendiliğin yerelden küreselliğe kadar konfederasyon oluşturma şansı vardır. Yerelin en temel öğesi, özgür tartışma ve karar hakkıdır. Her kendilik veya federe birim, katılımcı demokrasi olarak da kavramlaştırılan doğrudan demokrasinin uygulanma şansına sahip olması nedeniyle eşsizdir. Bütün gücünü doğrudan demokrasinin uygulanabilirliğinden alır. Temel bir rolünün olmasının gerekçesi de budur. Ulus-devlet doğrudan demokrasinin ne kadar inkârı ise, tersine ‘Demokratik Konfederalizm’ o denli onun oluşturucu ve işlevselleştirici biçimi konumundadır” ifadelerini kullanıyor.