
Dilşat Canbaz: Abdullah Öcalan’ın sözü Ortadoğu barışı için önemli
- 09:01 14 Ocak 2020
- Güncel
Safiye Alağaş
İSTANBUL - İktidarın İmralı kapılarını kapatarak kendisini bitişe götürdüğünü söyleyen HDP Milletvekili Dilşat Canbaz, “Abdullah Öcalan’ın söylediği her söz sadece Türkiye ve Kürdistan halkları için değil, Ortadoğu halkları için de önemli. Ortadoğu’da olası bir barış ve çözüm sürecinin içerisinde olacağı ve aktif rol alacağını biliyoruz. Türkiye, Kürdistan dışında da Ortadoğu’ya dair bir çözüm üretebileceği bir kapıyı kapatıyor” dedi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan ve aynı cezaevinde kalan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş üzerindeki mutlak tecrit devam ediyor. 7 Ağustos 2019’dan bu yana avukatları, 12 Ağustos 2019’dan bu yana ise aileleriyle görüştürülmeyen Abdullah Öcalan ve 3 tutsağa İmralı’da olmayan “tutuklu ve hükümlülere talimat verdikleri” iddiasıyla 21 Ekim’de disiplin cezası verildiği öğrenilmişti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz, İmralı’da uygulanan mutlak tecridi ve Türkiye özelinde Ortadoğu’ya yansımasını değerlendirdi.
‘Tecrit ağır koşullarda devam ediyor’
Ortadoğu’da yaşanan süreçle, İmralı’daki tecridin birbirinden farkı olmadığını söyleyen Dilşat, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin hala devam ettiğini dile getirdi. İmralı tecridinin kaldırılması talebini 2019’daki açlık grevi sürecinde de vurguladıklarını kaydeden Dilşat, yapılan birkaç görüşten sonra tecridin ağır koşullarda hala devam ettiğini belirtti. Dilşat, tecridin tüm cezaevlerinde farklı şekillerde sürdüğünü ifade ederek, “İmralı’daki diğer tutsaklar üzerinde de ağır bir tecrit uygulanıyor. Mahkemeye katılmama, hapishanelere kitap verilmemesi, sayıma katılmama, parmak izi alma gibi uygulamalara maruz kalıyorlar. İmralı da buradan bağımsız değil. Esas mesele İmralı’dan doğuyor. Buna ne hukuk bir açıklama yapabiliyor ne de adalet bir açıklama yapabiliyor. İstanbul seçimlerinde gördük ki istedikleri zaman istedikleri kişileri görüştürebiliyorlar. Dolayısıyla siyasi bir karardır” dedi.
‘Çıkmazlar doğrudan tecritle bağlantılı’
“Türkiye’yi yöneten AKP-MHP bloğunun savaş ve kanla beslendiğini” söyleyen Dilşat, şu değerlendirmede bulundu: “Ortadoğu’da bir kriz var. Türkiye de bununla birlikte bir krize girmiş. Türkiye de ekonomik kriz, sosyal ve politik çıkmazlar içerisinde. Yani gidişat doğru noktada gitmiyor. Siyaset doğru noktada üretilmediği zaman, gittikçe bataklığa doğru sürükleniyor. Geriye doğru sürükleniyor. 2000’den bu yana gelen bir iktidar var. Şimdi geldiği noktada üretemeyen bir siyasette tıkanmışlıkla ‘vatan-millet’ diyerek ‘Suriye’ye gideyim’ diyor. Savaş tezkeresiyle yeniden bir özgüven tazelemek istedi ama bu da başarılı olmadı. Şimdi Libya’yı çıkardılar. Libya tezkeresinde de aynı şekilde bir başarı olamayacak. Siyaset üretememe hali artık bir savaşa doğru gidiyor. Bütün bu çıkmazların tecritle doğrudan bağlantısı var. Oysaki tecrit kaldırılsa Türkiye içinde bulunduğu çıkmazlardan çok rahat çıkacaktır. Ama AKP bittiğini, geriye doğru düştüğünü bildiği için son çırpınışlarına savaşla karşılık veriyor.”
‘Kendilerini ikna edemiyorlar’
İmralı’da Abdullah Öcalan ve 3 tutsağa verilen disiplin cezasına değinen Dilşat, “Sayın Öcalan ve 3 tutağın başka tutsakları etkilediği ileri sürülerek disiplin cezası veriliyor. Geçmiş dönemde ‘vapurlar arıza yaptı’, ‘hava koşulları’ deniliyordu. Keyfi bir durum ve tutum. Kendilerini ikna edemiyorlar ki, bizi de kamuoyunu da ikna etsin. 4 tane hükümlü ve birbirlerini etkiliyorlar. Bu kadar komik bir yargıyla, adaletle, iktidarla karşı karşıyayız maalesef” diye belirtti.
‘Abdullah Öcalan politik bir önderdir’
Abdullah Öcalan’ın sadece Kürtler için değil, bütün Türkiye sosyalistleri açısından önemli bir yerde durduğunun altını çizen Dilşat, “Kürtlerin halk önderidir. Önder olarak kendisini görüyorlar. 20 yılı aşkın süredir cezaevinde olan bir önderdir. Politik bir önderdir. Bu Türkiye cephesinde elbette ki önemli bir yerde. Sadece Kürt halkı olarak değil, diğer kesimlerin de Alevilerin, sosyalistlerin, kadınların da bir beklentisi var. Barış beklentimiz var. O yüzden sağlığı ve oradaki durumu bizler için çok önemli. Halk için ve çözüm müzakeresi için önemli. Söylediği her bir söz sadece Türkiye ve Kürdistan halkları için değil, Ortadoğu halkları için de önemli. O yüzden önemsiyoruz, sağlığı ve yaşadığı koşulları, neler yaşadığını, fiziksel koşullarını merak ediyoruz. Ortadoğu’da olası bir barış ve çözüm sürecinin içerisinde olacağı ve aktif rol alacağını biliyoruz, Rojava’da ve diğerlerinde olduğu gibi. O yüzden hepimiz açısından önemli bir yerde duruyor. Elbette ki Sayın Öcalan’ın sağlığı ve fiziksel koşulları önemli” şeklinde konuştu.
‘İktidar halkları savaşa doğru götürmeye çalışıyor’
Abdullah Öcalan’ın Türkiye halkları için barışa dair umut olacağını belirten Dilşat, iktidarın ise savaşa endekslendiğini ve savaşı kendine kurtuluş olarak gördüğünü ifade etti. Dilşat, iktidarın, halkların kurtuluşunu esas almadığını kaydederek, “Halkları bugün bir savaşa doğru götürmeye çalışıyor. Sınıra asker yığarak, Libya’ya asker göndererek yapmak istediği şey bu. Ama bugün İmralı’daki o kapı aralandığında, yeniden müzakereye oturulduğunda hem Türkiye hem Kürdistan’daki halklar için tam hak eşitliğinin olduğu bir barışın geleceğinden biz eminiz ve buna olan inancımız devam ediyor” dedi.
‘AKP bu dönem gidecek’
İktidarın İmralı kapılarını kapatarak kendini bir bitişe doğru götürdüğünü belirten Dilşat, şöyle devam etti: “Çözüm noktasının neresi olduğu çok net. Türkiye, Kürdistan dışında da Ortadoğu’ya dair bir çözüm üretebileceği bir kapıyı kapatıyor. Görüşmeler başlamış olsa daha farklı bir şeye evirilmiş olacak ama bunu bilerek yapıyor. Çünkü ne bir barışı ne bir adaleti ne demokrasiyi ne de özgürlüğü savunan bir iktidardan bahsediyoruz. AKP açısından, bu sona yaklaştığını gösteriyor. Yani halkın ne güvenoyu, ne yaptıkları anketlerle yüzde 50, yüzde 51 meselesi bir mesele değil. İşte Babacan ve Davutoğlu’nun bir partileşmesi, içlerinden kopuşları bile bunun etkisi altında. Yani onları MHP de kurtaramayacak. Bağlı oldukları o emperyalist ülkeler de kurtaramayacak. ABD’ye Rusya’ya sırtını dayayarak, bunların hiçbiri kurtaramayacak ve biz AKP’nin bu dönem gideceğine HDP olarak da tüm Türkiye, Kürdistan halkları olarak da inanıyoruz. Bu artık son çırpınışlar diyoruz.”
Dilşat, İmralı’da Abdullah Öcalan şahsında tüm siyasi tutsakların fiziki ve sağlık koşullarının öğrenilmesi için aileleri ve avukatları ile görüştürülmesi çağrısında bulunarak tecridin sonlandırılmasını istedi.