Gültan Kışanak: Kadınları öldürenler serbest bırakılıyor, hak savunucuları yargılanıyor

  • 19:16 13 Ocak 2020
  • Hukuk
MALATYA - Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’in yargılandığı davanın duruşmasında savunma yapan Gültan, “Kadınları öldürenler kravat takıp iyi halden indirim alıp serbest kalıyor ama biz kadın haklarını savunuyoruz diye yargılanıyoruz. Dosyada olanları savunmaktan, konuşmaktan utanıyorum gerçekten” dedi. Mahkeme heyeti, Sebahat ve Gültan’ın tutukluluklarının devamına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
 
Malatya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) önceki dönem Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'e "örgüte üye olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiaları ile verdiği cezalar, 2019 Temmuz ayında İstinaf Mahkemesi tarafından bozulmuştu. Malatya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada mahkeme heyeti Gültan’a “örgüte üye olmak” suçlamasıyla 11 yıl 3 ay, “örgüt propagandası” suçlamasıyla ise 3 yıl, Sebahat’a ise “örgüte üye olmak” suçlamasıyla 9 yıl 9 ay, “örgüt propagandası” suçlamasıyla da 5 yıl 3 ay hapis cezası vermişti.
 
Mahkemenin verdiği hapis cezaları üzerine Sebahat ve Gültan’ın avukatları, kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşımıştı. Dosyayı inceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 18’inci Ceza Dairesi Gültan’a verilen 14 yıl hapis cezası ile Sebahat’a verilen 15 yıl hapis cezasını, esası da etkileyecek şekilde usulen bozmuştu. 
 
Yargıtay kararından sonra yeniden açılan davanın ikinci duruşması Malatya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sebahat, Gültan ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada ilk olarak Sebahat savunmasını yaptı. Sebahat’ın ardından konuşan Gültan’ın savunmasının detayları şöyle:
 
“Yaptığım her şey ortadadır yapılan kabartma operasyonudur. Gerçekten merak ediyorum kaç dosyam var? Bir aydır Sebahat Hanımla dosyayı inceliyoruz ama bana dair toplasanız üç şey yoktur. Memleketin ekonomisine, kağıdına, zamanına yazıktır. Ayrıca savcı Sebahat’a dava sürecini uzatmak istediğini söyledi. Yıllardır dört duvar arasındayım. Bir plastik sandalye ve ranza var. Dört duvar arasında olmak çok mu hoşumuza gidiyor. Hasta olan bir yakına geçmiş olsun diyememek, 93 yaşında olan ve evden çıkamayan babamın elini öpmeye gidememem, taziyesi olan birine başsağlığı dilememem, düğünü olan birinin çağırmasına davetli olarak gidememem çok mu hoşumuza gidiyor? Bin 174 gündür dört duvar arasında olmak çok mu kolay? Umarım girmezsiniz siz de. Gerçi girmemek için bize karşı bu kararı veriyorsunuz. Bir grup kendi çıkarı için ülkede olan siyasetçileri, aydınları, gazetecileri, yazarları, sanatçıları terörist olarak lanse ediyor. Burada hukukun üstünlüğü değil kişinin üstünlüğü oluyor. Çok kolay karar vermeyin. 60 yaşındayım niye buradayım? Çünkü ‘tutun’ demişler, tutuyorsunuz. Üç kelime ‘tutukluluk halinin devamına’ kararını veriyorsunuz. Bu kadar kolay karar vermeyin.
 
‘Tutanak hazırlayan polisler soruşturulsun’
 
Konuşmadan bir örgüt üyesi yaratmışsınız. Slogan yok, bayrak yok, hiçbir şey yok, örgüt üyesi diye nitelendiriyorsunuz. Vallahi böyle örgüt üyesi olsan atarlar. Ben olsam atarım. Çünkü bayrak taşımayan, slogan atmayan birini ben olsam ben de atarım. Şemdinli’de 2012 yılında yapılan bir festivalde hakkımda dosya açılmış. Yaptığım konuşmamda Kürdistan’ın dört parçası demişim onlar Kürdistan’ın dört parça dağı demiş. Üstüne bir de parantez içinde ‘PKK’lileri kast ediyor’ demiş. Bunu böyle lanse etmek bu kadar kolay mı? Orada olan polis kendi kafasından yazmış. Tutanakları hazırlayan polisler nerede, soruşturulmasını istiyorum. ‘Kendimizi kentimizi yönetelim’ programına katılmışım bunu PKK’nin talimatı olarak önüme çıkarıyorlar. Ben PKK’nin neyi savunduğunu anlatsam herkes susar, kimse ağzını açamaz.  İşte her şey bu kadar ezberci. Yani ‘kuşlar memeli, insanlar memeli onun için insanlar da kuştur’ meselesine dönüştü. Özerkliği savunduğum söylenmiş. Özerkliği bırak, bölge yönetimini öneren bir öneri sunmuştum. Buna da kalkıp ‘Örgüt propagandası yapıyor’ diyorsunuz. Nasıl bu kadar söylüyor, kolay söyleniyor. Öneri verdiğim metni alın dosyaya koyun.
 
Bizim bir seçim beyannamemiz var ve 6 milyon bize bundan dolayı oy veriyor. Siz ceza verseniz de vermeseniz de gerçekte siyasi parti gerçekliği var. Sizlerde kararlarınızla çöktürme planının bir parçası olmayın.
 
‘Suruç Katliamı protestosu suç sayıldı’
 
Bir diğer konu ise Suruç Katliamı protestosunu suç olarak önüme çıkarmış. Bu can yakan bir şeydir. Katliamcı barbarlar, 33 genci katletti. Bunu protesto etmem suç olarak sayılıyor. Böyle bir örgüt varsa eğer iyi bir şeydir. Dosyayı görünce aklım hayalim durdu. Adalet Bakanlığı protestoları araştıracağına katliam yapanları araştırsın zamanını da boşa harcamasın.
 
‘25 Kasım etkinliği suç’
 
25 Kasım’da kadınlar etkinliği yapıyor orada bulunuyor ve Selamet Yeşilmen’in 25 Kasım’dan birkaç gün önce evinin önünde katledilmesini protesto edemiyorsak niye ‘25 Kasım’ ve ‘kadına şiddet’ diyoruz. O zaman Selamet’i görmeyelim, şiddeti görmeyelim. Demek ki o aşamaya gelmemizi istiyorsunuz. Kadınları öldürenler kravat takıp iyi halden indirim alıp serbest kalıyor ama biz burada kadın haklarını savunuyoruz diye yargılanıyoruz. Onlar şık giyiniyor diye mi indirim yapılıyor. Öyleyse biz de şık giyindik umarım bir faydası olur. Dosyada olanları savunmaktan, konuşmaktan utanıyorum gerçekten. Zoraki olarak cımbızlayıp cımbızlayıp konuşmaları önümüze sunuyorlar. İlla ceza verecekler diye beni sürekli hendeklerle bağdaştırıyorlar. 8 Mart meselesi var. Baksınlar dosyaya, bilirkişi göndersinler, ben de olduğunu bilmiyorum.
 
Son olarak hukuki bir şekilde karar verin. Diktanın kararınızı etkilemesine izin vermeyin. Birleşen dosyalara ilişkin daha sonra savunmamı yapacağım.”
 
İddia makamı, Gültan ve Sebahat’ın tutukluluğunun devamını talep etti.
 
‘Talimatsız karar verilmesini istiyoruz’
 
Ardından savunmasını yapan Sebahat’ın avukatı Avukat Cemile Turhallı, “Yargılamanın amacı nedir? Müvekkilimin tahliyesine ilişkin umudum yok son zamanlarda verilen kararlar adalete olan inancımı yitirdi. Yargının talimat almadan karar vermesini istiyoruz. Yargıç talimat almaz ondan dolayıdır ki cübbesinin önünde ilik yoktur. Üstünlüğün üstünü değil hukukun üstünlüğünü ve tahliyesini talep ediyoruz” şeklinde savunmasını yaptı.
 
'Önümüze taziye, cenaze getirmekten vazgeçin'
 
Sebahat’ın diğer avukatı Sebahat Gençtarih ise şunları belirtti: “Siyasi fikirlerden dolayı burada iki kadın yargılanıyor. Duruşmada müvekkilim yoktu 15 yıl ceza verdiniz. Bu vicdan yaralayan bir şeydir. Ben taraf olabilirim ama siz taraf olamazsınız. Çünkü siz bağımsız olmalısınız. Ayrıca önümüze taziye, cenaze getirmekten vazgeçin ve adil yargılama yapın. Bu adil yargılanma hakkına gölge düşürüyor. Savcı bey tutukluluğun devamına suçun vasfı ve mahiyetini gerekçe göstererek kararını verdi. Savcı bey öyle bir şey kalmadı hiç. Ha arkasına sığınacak bir şey yok diyorsanız olur.”
 
Gültan’ın avukatları Mehmet Emin Aktar ve Mesut Beştaş davanın ilk gününden beri her şeyi söylediklerini ve artık savunacak diyecek bir şeyin olmadığını kaydederek yargının bağımsız olması gerektiğini ve müvekkillerinin tahliyesini talep ettiler.
 
Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Mahkeme heyeti Sebahat ve Gültan’ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek sonraki duruşmayı 9 Mart 2020 tarihine erteledi.