Çalıştayda tek mesaj: Dilimiz kimliğimizdir ve mücadele ağını büyüteceğiz

  • 10:08 13 Ocak 2020
  • Güncel
Beritan Canzöer
 
DİYARBAKIR - Dil ve Kültürler Ağı yeni yol haritasını belirlemek için düzenlediği iki günlük çalıştayda, dil ve kültürün gelişmesi için kararlar aldı. 300 delegenin katılımı ile gerçekleşen çalıştayda, yeni tüzük oluşturularak, 27 kişinin yer aldığı bir yönetim kurulu da oluşturuldu.
 
Dil ve Kültürler Ağı, yol haritasını belirlemek amacıyla 11 ve 12 Ocak’ta iki gün süren bir çalıştay gerçekleştirdi. Çalıştayda yaklaşık 300 delegasyon yer alırken, bu delegasyonlar sağlık, hukuk, akademi, basın, kadın örgütleri, sağlık, emek, sanatçı, yazarlar, kültür, siyaset ve sivil toplum kurumlarından katıldı. Çalıştayın ilk günü, çalıştayın amacını ve önemini anlatan bir konuşma ile başladı. Basına kapalı devam eden çalıştayda, ardından saydığımız alanlardan gelen delegelerin yer aldığı 12 tematik masa kuruldu. Basın masası, hukuk masası, sağlık masası gibi… Kurulan masalarda bir moderatör yer alırken, masada yer alan herkesin Kürt dilinin ve kültürünün gelişimi için neler yapılabileceğine dair “Ne” ve “Nasıl” sorularına cevap verdiği sohbet tarzında bir tartışma yürütüldü. Herkesin Kürtçe konuştuğu ve Kürtçe konuşmanın önemine dikkat çektiği masalarda, kendi alanlarında buna ilişkin yapabileceklerine dair önerileri de alındı.
 
Kürtçe açıklama yapılmıyor olması eleştirildi
 
Basın masasında yaklaşık 15 kişi yer aldık. Kendi masamızdan bahsederek, diğer masalarda da aslında neler yapıldığını, neler konuşulduğunu özetleyebiliriz. Basın masasında her ajans, televizyon ve gazeteden birer kişinin yer aldığı bir ekip oluştu. Gazeteci bir arkadaşımız masanın moderatörlüğünü yaparken, bir kişi ise eleştiri ve önerileri bilgisayara geçirdi. Öncesinde ise hepimize dağıtılan, Kürtçe hazırlanmış bir anketi doldurduk. Ankette yer alan sorular aslında Kürtçe’den ne kadar uzak olduğumuzu da hatırlattı. 
 
Kimisi Kürtçe okumuyor, yaşamıyorken, kimisi Kürtçe ile doğmuş gibi
 
Anket formunu doldurduktan sonra ise herkesin söz aldığı doğal bir toplantı ortamı oluştu. Konuşmasına başlayan herkes önce kendini tanıtarak başladı. Kürtçeyi çat pat bilen ve çok iyi bilenler arasında sıkışmış bir dil ve kültür tartışması oldu. ''Bi Kurdî Bixwîne; Bi Kurdî Bifikire; Bi Kurdî Bijî..''
 
(Kürtçe oku; Kürtçe düşün; Kürtçe yaşa..) sorunsalı burada açığa çıkıyordu. Kürtçe biliyorduk ama Kürtçe okumuyor, düşünmüyor ve yaşamıyorduk. Kimisi ise sanki Kürtçe ile doğmuş, büyümüş ve yaşıyordu… Özellikle kadınların Kürtçeyi bu kadar iyi konuşuyor olması benim açımdan hem bir gurur hem de iyi konuşamıyor olan biri olarak kendi şahsımda bir eksiklikti.
 
Medyada Kürt dilinin ne kadar gözüktüğü, Kürtçe yapılan yayınların az olması, Kürtçe basılan gazetenin ne kadar okunduğu ve sahip çıkıldığı, Kürtçe yayın yapan televizyonların yeterlilik ve yetersizlikleri, Kürtçe haber yapan ajans sayılarının az olması gibi birçok konuda eleştiriler ve öneriler dinlendi, rapora geçirildi. Basın alanında çalışanların en büyük eleştirisi ise Kürtçe açıklama yapmayan kurumlara, partilere ve Kürtçe bilmeyen, Kürtçe röportaj vermekten kaçınanlara oldu.
 
Kadınlar: Dilimiz ve kültürümüz kimliğimizdir
 
Yaklaşık 4 oturum böyle geçerken, son iki oturumda ise yapılan eleştiri ve öneriler maddeler halinde masada yer alan tüm delegelerin onayından geçilerek derlendi. Son oturumda da her masa kendi alanından gelen eleştiri ve önerileri tüm delegelerle paylaştı. 
 
İlk gün bu şekilde geçerken, ikinci gün ise yine bu raporların divan tarafından derlendiği halinin okunmasıyla başlandı. İlk gün de, ikinci gün de tüm delegelerin düzenli katılımı ise dikkat çekti. Divanın raporu okumasının ardından, açık oturum yapılarak eksik kalan, eklenmesi istenen, eleştirilmek istenen, dikkat çekilmek istenen ve yapılmak istenen ek öneriler yeniden dinlendi. Bu oturumun daha aktif ve hareketli geçtiğini söyleyebiliriz. Kürtçe kitapların, dergilerin ve gazetelerin az sahiplenildiğine de dikkat çekildi.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistlerinden Figen Ekti söz hakkı alarak, bazı masalarda tek bir kadının olmasını ve kadın örgütlerinin yaptığı bazı önerilerin yer almamasını eleştirdi. Dil ve kültür çalışmalarının önemine de dikkat çekti ve “Bunun mücadelesini de en çok biz kadınlar verdik, vereceğiz. Çünkü dilimiz, kültürümüz bizim kimliğimizdir” dedi. Ardından sırasıyla kalkan herkes Kürtçe’nin kurumlarda ve siyasi partilerde az konuşulduğuna vurgu yaptı. 
 
Öte yandan tüm kurumlar ve siyasi partiler de Kürtçe dil eğitiminin verilmesi gerektiğine ve Kürtçe bilmeyen tek bir kişinin kalmamasına yönelik öneriler de geldi.
 
Çalıştay Zimanê Kurdî şarkısıyla sonlandı
 
Açık oturumdan sonra masaların bir araya gelerek yeni seçilecek yönetim kuruluna isim önermesi için ara verildi. Aranın ardından her masanın önerdiği isimler divana verildi. Divan isimleri ve raporun son halini tamamlarken, delegeler arasında yer alan sanatçılar da fırsatı değerlendirerek Kürtçe klam ve ezgiler söyledi. İkinci günün sonunda gelen isim önerileri ile yeni yönetim kuruluna 27 kişi seçildi. 27 kişi, her biri kendi masasını yani alanını temsil ederek, gelen öneri ve eleştirileri takip ederek, belirlenecek yeni yol haritasını ve tüzüğü hazırlayacak. Yapılan çalıştayın Kürt dili ve kültürü açısından önemli bir yer edindiğini söylemek mümkün. Dil ve kültüre yapılan yoğun saldırılara daha çok Kürtçe konuşarak ve her yerde dilini ve kültürünü yaşatarak cevap verileceği kararı net bir şekilde ortaya çıktı. 
 
Çalıştay, MA Müzik sanatçılarından Şêrko’nun söylediği “Zimanê Kurdî” şarkısı ile sonlandı.
 
Bugün ise Dil ve Kültür Ağı yapacağı basın açıklaması ile yol haritasını kamuoyu ile paylaşacak.