Rahşan Anter: 27 yıl sonra babamın kaldığı otelde onunla vedalaştım

  • 09:03 8 Ocak 2020
  • Güncel
Beritan Canözer-Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Babası Musa Anter’in katledilmesinin üzerinden geçen 27 yılın ardından Rahşan Anter, ilk kez babasının kaldığı otele geliyor: “Önce gelmek istemedim, sonra yüzleşmem gereken duygularım olduğunu düşündüm. İlk kez babamla vedalaştım…”
 
Bir program için geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’a gelen Rahşan Anter ile bir konuya ilişkin röportaj yapmak istedik. Ancak röportaj yapmak istediğimiz konu üzerine konuştuğumuz sırada Rahşan, kaldığı otelde gece iyi dinlenemediğini söylüyor. Sebebini sorduğumuzda ise, tüm gece rüyasında babası Musa Anter’i gördüğünü anlatıyor. Duygusallaşıyor, gözyaşları dökülüyor… Gözyaşları dökülürken anlatmayı da sürdürüyor…
 
‘İlk kez vedalaştım’
 
27 yıl geçti, Kürt gazeteci ve yazar Apê Musa’nın (Musa Anter) ölümünün üzerinden. 27 yıl içerisinde ara ara Diyarbakır’a gelmiş olsa da bulunduğumuz otelde ilk kez kalıyordu Rahşan. Burası, Apê Musa’nın katledilmeden önce kaldığı otel… Yaşadığı özlemi ve acıyı anlatıyor. Babasını son bir kez görememiş olmanın kırgınlığını anlatıyor, gece babasıyla rüyasında buluşmasını anlatıyor: “Bu otelde kalmak konusunda emin değildim ama bir yandan da acılarımla artık yüzleşmem gerektiğini düşündüm.” Babasının katledildiği haberini İsviçre’de aldıklarını ve hemen uçakla önce İstanbul’a ve ertesi gün oradan Diyarbakır’a gelebildiklerini söylüyor.
 
Rahşan, sonrasını şöyle dile getiriyor: “Babamla aramızda özel bir dostluğumuz vardı. Ben çok babacıydım. Ben çok üzülürüm diye İsviçre’den Diyarbakır’a geldiğimiz ana kadar babamı kaybettiğimizi söylemediler. Diyarbakır’a indiğimiz an öğrendim. Babamın cansız bedenini görmek ve vedalaşmak istedim ama ne kadar istesem de izin vermediler. Göstermediler babamı. 72 yaşındayım ama hala o içimde bir travma. Ben hala vedalaşamadım. Hala öldüğünü düşünmüyorum. Sanki çıkıp gelecek gibi ama aslında bu gece ilk kez biraz da olsa içimde babamla vedalaşabildim.”
 
‘Tehdit ediliyorduk’
 
Babasının bir Kürt bilgesi olduğunu söyleyen Rahşan, “Yıllarca zaten topraklarımızdan uzaktık. Zaten gelip, gidemiyorduk ama buna mecbur bırakıldık. Babamı o kadar sıkboğaz ediyorlardı ki, babam bizi göndermek zorunda kaldı. Biz bazen aylarca babamı göremiyorduk. Babamın kendi topraklarında defedilmesine bile izin verilmedi. Onlar kendi istedikleri yere defnettiler. Babamın vasiyetine uyulmadı. Babam çocuklarının geleceği ile tehdit ediliyordu. Çocuklarını öldürmekle tehdit ediyorlardı. Evimiz sürekli basılırdı, annem defalarca baskınlarda darp edilmiştir. O süreçte abilerim ve annem İsveç’e gidince, bu kez benim çocuklarımla tehdit etmeye başladılar. Aynı ülke içinde babamla birbirimizi göremiyorduk. Öyle 10 dakikalık röportajla yaşadıklarımızı anlatamayız. Öyle az değil yaşadıklarımız” sözlerine yer veriyor.
 
‘Bak baba, torunlarına sıkılan kurşunlar’
 
Sokağa çıkma yasağı ilan edilen ve günlerce bombalanan Cizre’yi görmeye gittiğini de sözlerine ekleyen Rahşan, yerlerden taş toplar gibi kurşun topladığını söylüyor. Topladığı kurşunları babasının müzesine götürdüğünü dile getiren Rahşan, şöyle devam ediyor: “Babama ‘bak baba, çocuklarına, torunlarına, öğrencilerine sıkılan kurşunlar bunlar’ dedim. Cizre’ye neler yapıldığını anlattım. Gencecik insanların kemikleri annelerine, babalarına torbalarda verildi bu ülkede. Ben artık babamla ilgili acımı paylaşmaktan, konuşmaktan utanıyorum. O kadar büyük acılar varken, kendi acımı anlatmak utandırıyor beni. Cizre’de bir eve gittik ve merdivenin yukarısındayız. İki kadın katledilmiş, gelin ve kaynana. Torun merdivenin aşağısında. Annesinin ve babaannesinin kanlı terlikleri başında bize gülümseyerek bakıyordu. Ben bunu asla unutamayacağım. Bu çocuğun genç yaşlarına geldiğinde bunu nasıl atlatacağını düşündükçe çıldırıyorum. Biz şimdi nasıl bunları affedelim, bu devleti nasıl affedelim.”
 
‘Devletin ‘pardon’ dediği cinayettir Musa Anter cinayeti’
 
Rahşan şimdi 72 yaşında ve her dönem Kürtlere uygulanan baskıya tanıklık ettiğine dikkat çekiyor: “Bugün o kadınların HDP binasının önünde oturması bana utanç veriyor. Kürt kadınları olarak bunu kendilerine nasıl yakıştırabiliyorlar? Çocuklarının kemiklerini arayan anneler var. Peki, ben de oraya gideyim ve sorayım o zaman ‘Benim babam nerede? Evet, siz çocuklarınızı arıyorsunuz. Peki, ben 27 sene önce sokak ortasında katledilen babamın katillerini nerede arayayım? Benim babamın katili nerede, kim babamı öldürdü? Devletin ‘pardon’ dediği cinayettir, Musa Anter cinayeti. O dönem katledilen binlerce insanın katilleri nerede? Bir tek babam kaldı mahkemesi devam eden. Geri kalanların tümü JİTEM davasında beraat etti. Eğer Musa Anter’in davasında da sanıklar beraat ederse babamı o dönem öldürenlerin arkası da çorap söküğü gibi gelecek. Babamı kimin öldürdüğünü biliyoruz aslında fakat saklıyorlar, koruyorlar.”