'Şüpheli ölümlerin peşini bırakmayacağız'

  • 09:12 4 Ocak 2020
  • Güncel
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Yargı sisteminde yapılan iyi hal indirimlerinin ve cezasızlık politikalarının yanında şüpheli ölüm soruşturmalarının özenle yapılmadığını söyleyen Avukat Gözde Engin, “Kadınların çoğu birden fazla şiddet türüne maruz kalıyor. Ne intiharı ne de şüpheli ölümü bundan ayrı değerlendiremeyiz. Gerçekten intihar eden kadınları o intihara sürükleyen şey onun öncesinde görmüş olduğu farklı şiddet türleri. Ancak bir arada durarak şüpheli ölümlerin peşini bırakmayacağız” dedi.
 
Kadına karşı şiddet, kadın katliamları, şüpheli ölümler gün geçtikçe daha da artıyor, boyut değiştiriyor. Kadın katliamlarının çoğunun üstü örtülürken dosyalar intihar denilerek kapatılmaya çalışılıyor. Bunun yanında etkin incelemenin de olmadığını söylemek mümkün. 2019'da 474 kadın katledilirken 115 kadın şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçirildi. Kadınlar her alanda mücadele ederek şüpheli ölümleri araştırmaya failleri açığa çıkarmaya devam ediyor. Şüpheli ölümleri, kadın intiharlarını ve yargının dosyalara yaklaşımını Avukat Gözde Engin değerlendirdi.
 
'Kadın katliamları yeterince soruşturulmuyor'
 
Birçok kadın cinayetinin yargıya intihar olarak yansıdığına değinen Gözde, bu ölümlerin bazılarında gerçekten kişinin kendi hayatını sonlandırma kararı almış olabileceğini bazılarında ise failin olaya intihar süsü verdiğini belirtti. Gözde, "Bu olaylar yeterince soruşturulmadığı ve buna dair bir araştırma yapılmadığı için cinayetler yargıya intihar vakası olarak yansıyor. Şüpheli ölüm vakaları tüm Türkiye’de artmaya başladı. Bunun birçok tetikleyicisi olsa da en önemlisi toplumdaki eril sistem. Sistem ne kadar kendi gücünü arttırırsa şüpheli ölüm vakaları da o kadar artıyor. Kişileri buna yönlendiren etmenler, uğradıkları baskı, gördükleri farklı türdeki birçok şiddet vakalarını tetikliyor" dedi.
 
'Cinayetler ciddi bir şekilde artış gösteriyor'
 
Sosyal medyanın etkisiyle bu katliamların daha görünür hale geldiğine dikkat çeken Gözde, bilgiye ulaşma imkanı daha sınırlıyken belki de birçok cinayet vakasının intihar olarak yansıdığını söyledi. Ataerkil düzenin her geçen gün kendi silahlarını değiştirdiğini, dönüştürdüğünü ve arttırdığını kaydeden Gözde, "Buna maruz kalan kadınlarda da daha fazla intihar eğilimi gelişiyor. Bunun yanında kadın cinayeti oranı da aynı düzeyde artıyor. Eskiden bu durum daha az görünürdü ama adli vaka olarak yansıyan sayılara hakimiz. Ulaşabildiğimiz veriler de bunu gösteriyor.Türkiye'de kadın cinayetleri ciddi bir şekilde artış gösteriyor ve bunun sebebi tahakkümcü erkek egemen sistem" diye belirtti.
 
'Katliamı gizlemek için her türlü yola başvuruyorlar'
 
Şüpheli ölümlerin açığa çıkması için otopsi raporlarının çok kritik olduğunu dile getiren Gözde, vajinal kısımdan ve tırnaklardan alınan bulguların da önemine değindi. Gözde, “Bu veriler kadının herhangi bir cinsel saldırı veya bir istismara maruz kalıp kalmadığını bize gösterebilecek. Bunun yanında alınan ifadeler ve ölüm raporunun birbiri ile tutup tutmayışı çok kritik. Ölüm öncesi öyküsü ile ölüm sonrasındaki delillerin örtüşmesi gerekir. Bu durumun titizlikle ve ciddiyetle soruşturması gerekir. Biz bunu Şule Çet vakasından da biliyoruz. Erkekler öldürüyor ve bunu gizleyebilmek için de her türlü yola başvuruyorlar. Bu tür dosyalarda aklımıza yatmayan küçücük bir soru işareti bile bir vakanın intihar mı cinayet mi olduğu konusunda bize yol gösterecektir” şeklinde konuştu.
 
'Şüpheli ölümler titizlikle soruşturulmuyor'
 
Şüpheli ölümlerle ilgili soruşturma evresinde yerel birimlerin inceleme yaptığını anlatan Gözde, genel incelemenin yereldeki kolluk birimi tarafından gerçekleştiğini söyledi. Gözde, “Kolluk bir intiharın olduğuna dair belgeyi hazırlayıp savcılığa verdikten sonra intihar olduğuna kanaat getirilirse bir soruşturma açılmıyor. Bu konuyla ilgili savcılık makamının bu soruşturmayı ciddi ve titizlikle yürütmesi gerekiyor. Savcıların diğer ihtimali gözeterek ve birçok veriyi diğer ihtimalinin olması üzerinde kurgulaması gerekiyor. Maalesef bu yapılmıyor. Birçok vaka otopsi raporuyla ölüm şekli birbirine uymamasına rağmen intihar vakası olarak veriliyor ve dosya kapatılıyor. Bu durum titizlikle soruşturulmuyor. Eğer böyle bir eğilim varsa durumun intihar olmadığını bizlerin göstermesi gerekiyor” dedi.
 
'Neden kadınlar bu kadar fazla intihar ediyor?'
 
2019 yılında Diyarbakır'da 10 kadının erkekler tarafından katledildiğini belirten Gözde, son 10 günde ise 3 şüpheli kadın intiharının yaşandığını dile getirdi. Şiddetle Mücadele Ağı'nın son 5 aylık verilerine de dikkat çeken Gözde, “Son 5 ayda 838 kadın şiddete uğradığına dair adli mercilere ve başvuru alan kurumlara başvurdu. Bu kadınların çoğu birden fazla şiddet türüne maruz kalmış. Ne intiharı ne de şüpheli ölümü bundan ayrı değerlendiremeyiz. Gerçekten intihar eden kadınları o intihara sürükleyen şey onun öncesinde görmüş olduğu farklı şiddet türleri. Şüpheli intiharlarda da intiharlarda da bir şiddet öyküsü var. Bunu otopsi raporlarından da görebiliyoruz. Vücutlarında ölüm öncesi morluklar var. Yaşamış oldukları psikolojik şiddete dair beyanlar var. Erkek egemen eril dünyası kadınları intiharı tek bir çözüm olarak görmeye itiyor. Özellikle neden kadınlar bu kadar fazla intihar ediyor? Niye bu kadar çözümsüz kalıyorlar? Neden o girdaptan çıkamıyorlar? diye sormak gerekiyor. Cinayet değil intiharsa eğer biz bu intiharların tek kişi eliyle değil toplum eliyle olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
 
'Şüpheli ölümlerin peşini bırakmayacağız'
 
Yargı sisteminde yapılan iyi hal indirimlerinin ve cezasızlık politikalarının yanında şüpheli ölüm soruşturmalarının özenle yapılmadığını vurgulayan Gözde, kadınlara çok büyük görev düştüğünün altını çizdi. Gözde, "Biz kadınlar olarak birbirimizle dayanışarak, yan yana olduğumuzu bilerek, sosyal medyada gündem oluşturarak, sokaklarda olarak birlikte yürüdüğümüzü her alanda göstermemiz gerekiyor. Bir arada duracak ve şüpheli ölümlerin peşini bırakmayacağız. Asla vazgeçmeden yılmadan, bıkmadan söylememiz gerekiyor. Adli makamlarla ilgili gerekli işlemlerin yapılması için, bu konudaki soruşturmanın ilerleyebilmesi için savcılıkla işbirliği halinde olmamız lazım. Kendi iddiamızla orada olmamız ve bu olayların peşini bırakmayacağımızı göstermemiz gerekiyor" diye konuştu.