Genç kadınlardan 25 Kasım çağrısı: Taksim’de buluşalım

  • 12:47 23 Kasım 2019
  • Güncel
İSTANBUL - Kadına yönelik şiddet ve katliamlar nedeniyle büyük bir gelecek kaygısı yaşadıklarını  vurgulayan genç kadınlar, “25 Kasım’da hukuksuzluğa karşı Taksim’de buluşalım. Kendini savunmak isteyen tüm kadınlar orada olsun” çağrısında bulundu. 
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde kadınlar, kadın cinayetlerine, şiddete, istismara, eşitsizliğe, ayrımcılığa, yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı alanlara çıkacak. Türkiye’nin dört bir yanında gün gün birçok etkinlik düzenleyen kadınlar, 25 Kasım günü de sokaklarda isyanlarını ve öfkelerini haykıracak.
 
Beşiktaş meydanında mikrofon uzattığımız genç kadınlar, kadına yönelik şiddet ve katliamlar nedeniyle gelecek kaygısı yaşadıklarını belirtirken, Taksim’de düzenlenecek etkinliklerde buluşma çağrısında bulundu.
 
‘Hukuksuzluğa karşı Taksim’de buluşalım’
 
Mahkemenin erkek failleri kıyafetlerine göre yargıladığını ve  ‘iyi hal indirimi’ adıyla ödüllendirdiğini vurgulayan İlka Arslan, “Bir genç olarak gelecek kaygısı yaşıyorum. Bana zarar verecek insanların nasıl, ne şekilde yargılanacakları konusunda endişe duyuyorum.  25 Kasım’da hukuksuzluğa karşı Taksim’de buluşalım. Kendini savunmak isteyen tüm kadınlar orada olsun” diye seslendi.
 
‘Yaşananlar beyin göçüne yol açıyor’
 
Şiddete karşı gerekli önlemlerin alınmayışının kendisinde gelecek kaygısı oluşturduğunu ifade eden Çağla Ayan ise,  bu durumun beyin göçüne yol açtığına dikkat çekti. Çağla, “Türkiye’de yaşanan bunca olaydan sonra ben ve benim gibi düşünen çok sayıda genç yurtdışına gitmeyi düşünüyor. Öğretmenlerimiz ise bu düşüncemizi destekliyor. Türkiye gelişebilirdi ama şuan gittikçe kötü bir hal alıyoruz, tüm alanlarda geriye doğru gidiyoruz. Tüm kötü olayların ve alanların neredeyse birinci sırasında yer alıyoruz. Tüm bu sorunlara karşı ses yükseltmek üzere ailemle birlikte 25 Kasım’da Taksim’de olacağız” diye konuştu.
 
‘Şiddete karşı hassasiyet oluşturulmalı’
 
Bir genç kadın olarak Türkiye’de yaşamaktan endişe duyduğunu belirten Pınar Ersöz de şöyle konuştu:  “Kadına yönelik şiddete yönelik hassasiyet oluşturularak, gerekli çalışmaların ivedilikle yapılmasını bekliyorum. Akranlarımın ve tüm kadınlarında bunu beklediğini düşünüyorum. Umarım çözüm üretilir ve daha rahat yaşarız. Kadınların tüm platformlarda seslerini yükseltmelerini, doğru ve gerekli buluyorum. Kadınlar seslerini yükseltmeli ve birlikte olmaya devam etmeli.” 
 
‘Devlet yapabileceklerine rağmen çözüm üretmiyor’ 
 
Neziha Başaran kadına yönelik şiddet olaylarının unutturulmaya çalışıldığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Kadına yönelik şiddet yaşanıyor ancak ertesi gün unutuluyor. Bunun nedeni olarak şiddetin kimi dizi ve filmlerle meşrulaştırılmaya çalışılmasını görüyorum. Devletin yapabileceği onca şey varken kısıtlı önlemlerin alındığını görüyoruz. Öncelikle şiddeti özendiren dizilere erişimin engellenmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkes şiddete maruz bırakılabilir. Bu nedenle ayrıca hukuk sisteminin de gerekli cezaları uygulaması beklenir. Ancak ‘iyi hal’ indirimleriyle erkeklerin cezalandırılmadığını görüyoruz. Bu indirimlerinin insanları nasıl incittiğini, aynı olay ile yakından karşılaşılınca çok daha iyi anlayacağız. Kadınlar  birlikte ses çıkararak bu durumlara engel olabilir diye düşünüyorum. Bu nedenle tüm kadınları ses yükseltmeye çağırıyorum.”