Şırnaklı kadınlar: Cezasızlık politikası katliamların artmasına neden oluyor

  • 09:06 19 Kasım 2019
  • Güncel
Rojda Aydın
 
ŞIRNAK - Yaşanan kadın katliamlarını ve şiddetini kınayan Şırnaklı kadınlar, iktidarın cezasızlık politikalarından kaynaklı kadın katliamlarının arttığını vurgulayarak, “25 Kasım’da kadın katliamlarına dur demek için alanlara çıkalım ve sesimizi yükseltelim” çağrısında bulundu.
 
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında birçok kentte etkinlikler başladı. Etkinliklerin başladığı kentlerden biri de Şırnak. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Kadın Meclisi öncülüğünde Cizre’de 25 Kasım günü kitlesel yürüyüş düzenlenecek. Şırnaklı kadınlar yaşanan kadınların katledilmesini ve kadına yönelik şiddeti kınayarak, tüm kadınları 25 Kasım’da alanlarda olmaya çağırdı.
 
‘Kadın katliamlarını devlet meşrulaştırıyor’
 
Leyla Tatlı, 25 Kasım günü hem Mirabal Kardeşler için hem de katledilen ve şiddete maruz kalan tüm kadınlar için alanlarda olacaklarını belirtti. Kadın katliamlarına dur demek için seslerini yükselteceklerini belirten Leyla, “Yıllardır süren kadın katliamlarının ve şiddetinin durması için biz kadınlar dayanışma içerisinde olacağız. Yaşanan kadın katliamlarını devlet meşrulaştırıyor. Katliam ve şiddeti yapan erkekler devlet tarafından korunuyor. İktidar dini kullanarak kadına ölümü ve tecavüzü reva görüyor. Tıpkı kadını erkeğin bir ‘malı’ olarak gördüğü gibi. AKP iktidarı da bu konuda erkeğe destek veriyor” dedi.
 
‘Erkek vuruyor devlet koruyor’
 
Her gün televizyonu açtıklarında yeni bir kadının katledildiği haberiyle karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Leyla, “Artık televizyonları açmaya korkuyoruz” diye vurguladı. Erkek zihniyetinin iktidardan güç aldığına dikkat çeken Leyla, şu ifadeleri kullandı: “Yani kısacası erkek vuruyor devlet koruyor. AKP iktidarının bu cezasızlık politikalarından kaynaklı kadın katliamları gittikçe artmış durumda. Biz kadınlar bu faşist zihniyeti kıracağız ve kadına yönelik saldırıları durduracağız. Kadınlar yaşamalı ve yaşatılmalı. Ama şu anki iktidar kadına ölümü dayatıyor. Sanki kadınlar öldürülmeleri için dünyaya gelmişler. Bütün dünya kadınlarını 25 Kasım günü alanlarda olmaya davet ediyorum. Alanlara çıkalım sesimizi yükseltelim. Sesimize ses verelim ve omuz omuza verelim. Yaşasın kadınların dayanışması.”
 
‘Sesini çıkaramayan kadınların sesi olmalıyız’
 
Mirabal Kardeşler’in önce tecavüze uğrayıp ardından katledilmesini kınayan Medya Hezar, günümüzde de benzer kadın katliamlarının ve şiddetin yaşandığını belirtti. Kadınların katledildiği gerçekliğiyle yüz yüze olduklarını ifade eden Medya, “Kadına yönelik şiddetin son günlerde hat safhada arttığını görüyoruz. Kadınlar hem ailesi hem erkek arkadaşları tarafından katlediliyor. Daha geçenlerde Emine Bulut eşi tarafından katledilmişti. Emine Bulut gibi ismini bilmediğimiz nice kadınlar erkekler tarafından katledildi. Şu an evlerinde şiddete maruz kalıp da sesini çıkaramayan çok sayıda kadın var. Bizler de onların çıkaramadığı sesleri olmalıyız. Dolayısıyla 25 Kasım’da tüm kadınları alanlara çağırıp sesimizi yükseltelim diyoruz. Bütün kadınları mücadele etmeye çağırıyorum. Kadın katliamlarının artmasının temel nedeni ise iktidarın cezasızlık politikasıdır. Faillere ceza verilmediği zaman ya da ceza indirimi uygulandığı zaman bu kadın katliamlarının artmasına neden oluyor. Kadın katliamlarına, şiddetine ve cezasızlık politikalarına karşı 25 Kasım’da alanlarda olalım” çağrısında bulundu.   
 
‘Kadınlar şiddete karşı el ele vermeli’
 
“Erkek vuruyor devlet koruyor” diyerek kadın katliamlarına tepki gösteren Sabriye Yağan da, faillerin cezalandırılmamasının şiddetin artmasına neden olduğuna dikkat çekti. İktidarın kadın katliamlarını normal gördüğünü aktaran Sabriye, şunları söyledi: “Kadın katliamlarının bir an önce durması gerekiyor. Bu kadın katliamlarının durması için ilk olarak cezasızlık politikalarının ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Diğer yandan da kadınlar kadın katliamlarına ve şiddetine karşı el ele vermeli ve önüne geçmeli. Bizler şiddet değil, mutlu ve huzurlu bir hayat istiyoruz.”