‘Özgür toplum için gerekli olan özgür kadın kimliğidir’
- 17:30 15 Kasım 2019
- Güncel
VAN - HDP Kadın Meclisi’nin , 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlediği panelde, kadınların her alanda şiddete karşı mücadele etmeleri gerekliliği üzerinde durularak, örgütlenmenin önemi vurgulandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Kamu Emekçiler Sendikası Konfederasyonu (KESK) binasında panel düzenledi. Panele, HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Figen Aras konuşmacı olarak katıldı. Panele ayrıca, Van milletvekili Muazzez Orhan, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, HDP Van İl Eşbaşkanı Öznur Bartın, ilçe yöneticileri, Özalp Belediye Eşbaşkanı Dilan Örenci’nin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.
'Sistem hala bu rolü dayatıyor'
Kadın direnişini konu alan sinevizyon gösterimi ile başlayan panelde ilk olarak konuşan Tülay Hatimoğulları, “Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor. Sokakta gördüğümüz komşularımızdan da şiddet görüyoruz. Şiddeti uygulayanın yanı sıra şiddeti teşvik eden de şiddet uyguluyor. Bu bilinci yayan çok ciddi bir medya var. Kadın evde şiddet görüyorsa buna katkı veren devlet politikalarıdır. Kadın ve erkek eşittir, fakat kadına bir rol biçilmiş ve içinde bulunduğumuz sistem bize bu rolü hala dayatıyor” dedi.
‘Devlet kadınlar için bütçe ayırmıyor’
Fiziksel şiddettin her alanda olduğunu söyleyen Tülay, şunları dile getirdi: “Şiddet gören kadınların ‘Eğitim düzeyimiz olsaydı şiddet görmezdik’ söylemleri kesinlikle kabul edilemez. Şu an en çok şiddet gören kadınların yüzde 50’si ortaokul ve sonrasıdır. Günlük hayatımızda eşlerimiz, babamız karakterimize hakaret etmeleri duygusal şiddettir. Bununla ilgili Türkiye’de işçi kadınlara yönelik şu sonuçlar yayılmıştır; küçümsemek, hakaret ve küfür etmektir buda ekonomik şiddettir. Ekonomik şiddeti kadınlar en çok devletten görüyor. Çünkü devlet kadınlar için bir bütçe ayırmıyor. Mesela evde eşten para istememiz bile ekonomik şiddettir. Biz herhangi bir yerde çalışmıyorsak bile dışarıda çalışan kadını çalışmış sayarız. Çünkü kadınlar evde evi temizliyor, çocuk bakıyor eşini bir sonraki güne hazırlıyor. Bu en büyük emektir. Sınıfsal yapısı ne olursa olsun. Kadının bu emeğini de ele almak zorundayız. İş yerlerinde mobbing uygulamalarına karşı kadınlar işveren tarafından şiddete maruz kalıyor.”
‘Eşbaşkanlık mor çizgimiz’
Son olarak eşbaşkanlık sistemine değinen Tülay, bu sistemin Kürt halkı tarafından geliştirildiğini ve tüm kesimlerin bu gelişimden örnek almaları gerektiğini vurguladı. Tülay, “Eşbaşkanlık bizim mor çizgimizdir. Bu konuda çok ağır bedeller ödenmiştir” dedi.
‘Bütün kadınların bağrında özgürlük yatar’
Ardından söz alan TJA aktivisti Figen Aras sistemin kadın özgürlüğünden korktuğunu söyledi. Figen, “Özgür kadından iktidar korkar. Çünkü özgür kadın iktidarla uzlaşmaz, özgür kadın savaşı istemez, sevmez, özgür kadın doğanın katledilmesini istemez. Aslında bütün kadınların bağrında özgürlük yatar fakat sistem kadına öyle roller veriyor ki din ya da kanun üzerinden milliyetçi kadından ‘Eşinin karısı, devletin de uslu kadını olacaksın. Onun dışında teröristsin’ diyorlar” diye kaydetti.
‘Her alanda örgütlenmemiz gerekiyor’
Figen, “Özgür toplum için gerekli olan özgür kadın kimliği. Milyonlarca yıllardan beri kadının doğurganlığından, paylaşımından, doğayla olan bağından, gökyüzü, toprak şifacılık üzerinden büyük bir saygı gösterilmiş. Devlet erkeği yüceltiyor ve erkeğin kadına saldırması için her imkanı yaratıyor. Bunu açığa çıkartmamız gerekiyor. Hakikatimizi ortaya çıkartmak demek Ortadoğu’ya açığı çıkartmak demek. Bunlara karşı itirazlarımız olacak ve isyanda olacağız ve bunun için de örgütlenmek gerekiyor" diye konuştu.
Panel soru ve cevap şeklinde sonra erdi.