
DÜ’deki ihmalkarlığa yetkililer hala sessiz!
- 10:17 15 Kasım 2019
- Güncel
Şehirban Aslan
DİYARBAKIR - Dicle Üniversitesi Diş Protez Teknolojisi Bölümü’nde 5 Kasım’da ispirto ile çalışan iki öğrencinin ihmaller sonucu yandığı ortaya çıkmasının ardından yetkililer yaşananlara ilişkin sessizliğini koruyor. Öğrenciler ise tedavi oldukları hastaneden taburcu edildi.
Diyarbakır Dicle Üniversitesi’ne (DÜ) bağlı Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda bulunan Diş Protez Teknolojisi bölümünde okuyan iki öğrencinin uygulama dersinde ispirtodan dolayı yandığı orta çıkmıştı. Öğrenciler, 5 Kasım günü uygulamalı derslerin görüldüğü 32 kişilik preklinik (kilin öncesi eğitim) sınıfında, öğrencilerden 30’unun ispirtonun ne olduğunu bilmediğini bu yüzden yangının yaşandığını kaydetmişti. Yangın nedeniyle 2’nci derece yanan ve Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören E.T. ve M.Y. isimli öğrenciler taburcu edildi.
Öğrencilerin ifadesine başvurulmadı
E.T.’nin ailesinin Batman’da yaşamasından dolayı Batman’a götürüldüğü öğrenilirken, tedavi boyunca herhangi bir yetkilinin kendilerini aramadıkları, polisin ifade dahi almaya gelmediği belirtildi. M.Y.’nin evdeki bakımını ise öğrenci arkadaşlarının üstlendi.
‘Laboratuarda eksiklikler vardı’
Konu hakkında ajansımıza konuşan M., “Bek dediğimiz yani ateşin çıktığı doğal gaz ile çalışıp laboratuvar ortamında kullandığımız bir malzeme olması gerekiyordu ama o yoktu. Geçen sene çalışma ortamımız yoktu bize laboratuvar açmak için bir sınıfı tadilata aldılar. Tadilat bir yıl boyunca sürdü. Açıldı fakat bek yoktu, doğal gaz yoktu, yangın söndürme tüpü yoktu. Sadece bunlar değil daha birçok eksiklik vardı. Hocamız bize pratik dersimizi yaptırmak için ispirto aldırdı. Sınıfta benle E.T arkadaşım, çalışıyorduk. Birden nasıl oldu anlamadan patlama sesi duydum. Patlama sesini duyar duymaz yüzüm kollarım alev alıp yandı. Şoka girdim ve kendimi söndürmeye çalıştım. Diğer arkadaşım benden daha çok yandı, ona çok fazla müdahale edilemedi. Bunlar olurken yangın tüpü yoktu ve nasıl müdahale edilmesi gerektiğini kimse bilmiyordu. İlk yardım malzemeleri de yoktu” diyerek olay günü yaşananları anlattı.
‘Yanmış halde yürütüldük, yetmedi ilaçları biz temin ettik’
Olay günü tıp fakültesine yürüyerek gittiklerini kaydeden M., tıp fakültesi ile diş hekimliği arasında bayağı bir mesafenin olduğunu ve bu mesafeyi yürüdüklerinin altını çizdi. M., yaşadıklarını devamla şöyle anlattı: “Biz o halde yürüdük yetmedi, plastik cerrahına gittik. Bize bakamayacaklarını söyleyip acile gönderdiler. Acile gittiğimizde müdahale edilmedi ve bizden giriş kaydı istediler. E.T’nin kimliği laboratuarda kaldı onun kimliği getirilene kadar ona müdahale edilmedi. Sonra bizden ilaç temin edilmemiz istendi. Yanmışız elbiseler üstümüze yapışmış bir şekilde koridor koridor gezdirildik. Bize normal hasta gelmiş muamelesi yapıldı. Getirdiğimiz ilaçlarla ilk yardım yapılarak Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildik.”
Yetkililer hala sessiz
Hastaneye sevk edildikleri esnada asistan hocalarının yanlarında olduğunu söyleyen M., kendileri ile daha sonra dekanın ve bölüm hocalarının geldiğini ifade etti. M., “Hastaneye kadar da birkaç hoca eşlik etti ama daha sonra kimse ne aradı ne sordu. Kimseden ses çıkmadı. Bizden herhangi bir ifade alınmadı. Sınıfta inceleme yapılması gerekilirken o sınıf yine eğitime açıldı. Yetkililer hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Hiçbir şey yapılmadı gibi öğrencilerin ders görmesi gereken ortamlar yok. Çoğu zaman ders işleyecek sınıf bulamıyoruz. Her yıl kat be kat sınıf mevcutları yükseliyor. Buna hocalarında yapabileceği bir şey yok asıl yönetimin buna çözüm bulması gerekiyor. Hocalarımız sürekli iyi imkanlarda ders vermek istediklerini söylüyor ama ne bizim sesimiz ne de onların sesi hiçbir yetkiliye gitmiyor” diye konuştu.