
Canan Güllü: Ankara sessiz, kadınlar ise sesini daha çok yükseltiyor
- 09:01 13 Kasım 2019
- Güncel
Filiz Zeyrek
ADANA - TKDF Başkanı Canan Güllü, kadına yönelik artan şiddet ve katliamların nedeni olarak AKP hükümetini işaret ederek, “AKP hükümeti İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan olmasına rağmen, uygulayıcısı olmamıştır. Ankara’da eli kolu bağlı bir hükümet görüyoruz. Biz kadınlar ise tüm engellemelere rağmen alanlarda sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz” dedi.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet, iktidarın söylemleri, mahkemelerde uygulanan indirimler, cezasızlık, savaş ve militarist politikalar, medyada yer alan programlar ile kullanılan dil nedeniyle artarak devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) verilerine göre, 2019’un Ekim ayına kadar olan süreçte 380 kadın erkekler tarafından katledildi.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, kadın katliamları, kadın kazanımlara dönük saldırıların nedenleri ve çözümüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
'Sözleşmeyi imzalayan da uygulamayan da AKP’
İktidarın İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun gibi son derece önemli olan metinleri uygulamadığına hatta "aileyi dağıtan" bir sözleşme olarak hedef gösterdiğine dikkat çeken Canan, "Nedir İstanbul Sözleşmesi" diye sorarak başlamak gerektiğini ifade etti. Sözleşmenin 2011 yılında İstanbul'da imzaya açıldığını, uygulanması için de 2012'de 6284 sayılı kanunun çıkarıldığını ve 2014'de sözleşmenin yürürlüğe girdiğini belirten Canan, "Devletin 'erkek şiddetine maruz kalan tüm kadınlar adına koruma talebini kabul ediyorum' dediği bir sözleşme. Maddelerin tüm satırlarına bakıldığımıza mekanizmaların yerli yerine oturduğunda, kanatlarının altına alındığında mağdurları koruyacak bir sözleşme. Ama biz bugün bu sözleşmeyle ilgili tarafların 'hayır efendim kadınları daha çok mağdur ediyor' iddiaları üzerine 'hayır daha iyidir tartışmaları yapmak' zorunda kalıyoruz ve birçok ilde çalışmalar yürütüyoruz" dedi.
İstanbul Sözleşmesi'nin küresel anlamda şiddeti önlemek için Avrupa Konseyi'nde imzalandığını ve Türkiye'nin de ilk imzacı ülke olduğunu hatırlatan Canan, "Bunun altını özelikle çiziyorum. AKP hükümeti sözleşmeye ilk imzasını atan ve sözleşmeyi kabul edendir ama bu sözleşmenin gereğini yapmayarak uygulamayan da kendisidir" dedi.
'İstanbul Sözleşmesi uygulanmayınca şiddet de durmuyor'
2008-2019 yılı arasında katledilen kadın sayısının 2 bin 950 olduğuna dikkat çeken Canan, "Yani bir ilçe nüfusu kadar. Kadına yönelik şiddet vakalarına tanıklık ediyorsunuzdur. Bu vakalarının birçoğu sokaklarda meydana geliyor. Bu durumların uygulayıcıları ise eş, sevgili, kardeş, ağabey yani erkek. İşte şiddetin boyutları ortaya çıkmışken, İstanbul Sözleşmesi'ni uygulamayan ve yine sahte din insanları ve tarikatların kadınları birey olmaktan öte gören zihniyetinin yansımasıyla şiddet durmuyor" diye vurguladı.
'Bakanlıkların veri bankası bile yok'
Sadece kadına yönelik değil çocuğa yönelik de her türlü şiddetin yaşandığını, Adalet Bakanlığı'nın Türkiye’deki çocuk istismarı verilerine ulaşımı engellediğini hatırlatan Canan, "Türkiye’de bu istismar vakalarıyla ilgili rakamlar, sivil toplum örgütlerinin verdiği rakamlardır. Adalet Bakanlığı veya Aile Bakanlığı'nın herhangi bir veri bankası yok. Biz aslında örgütler olarak boşuna kürek çekmiyoruz, her mahallede, her evdeki kadına, çocuğa ulaşmaya ve onunla ilgili yerel, sivil örgütlerinin mekanizmaları adına koordinasyon kurmaya, bununla birlikte bilinçlendirmeye, okullara, yargıya ulaştırmaya çalışıyoruz ama Ankara’da ise eli kolu bağlı, kadın katliamlarına sessiz bir hükümet görüyoruz" diye konuştu.
'25 Kasım'da protesto rengi kırmızı olacak'
Bu olumsuzluklar içinde kadın mücadelesinin artarak devam ettiğini belirten Canan, yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla da şu sözleri kullandı: "Türkiye’yi şiddetten arındırabilecek mekanizmalarını kullanmamakla itham etiğimiz hükümete sesleniyoruz ve diyoruz ki; şiddetsiz bir Türkiye yaratmak mümkün. Bu sloganı 25 Kasım'da her yerde göreceksiniz ve bu 25 Kasım’da protesto olarak da kırmızı renkle tanışacaksınız. Biliyorsunuz ki bu ülkede kadın kırmızı ruj sürdüğü için tecavüz eden şahsa 'tahrik indirimi' verildi. Türkiye’de sivil toplum olarak dayatılan dinsel sınırlara rağmen sınırları aşan kadınların mücadele ettiğini görüyoruz. ‘Mücadele kazandırır’ sözünün altını önemle çiziyorum."