
Türkiye’nin saldırılarına tepki: Bu savaş halkların değil emperyal güçlerin savaşı
- 09:03 12 Kasım 2019
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR - Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlattığı saldırılara birçok kadın tepki gösterdi. Mor Dayanışma aktivisti Jale Eren, “Her zaman savaşın karşısındayız, oradaki kız kardeşlerimizin yanındayız” derken, İzmir Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) üyesi Nihal Akyıldız “Bu savaş halkların değil emperyal güçlerin savaşı” dedi.
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyonlarda, Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef’in katledilmesi ve kadınlara işkence edilmesi, tepkilere neden oldu. Suriye’de devam etmekte olan savaşta kadınların hedef alınmasının, erkek zihniyetinin sonucu olduğunu belirten kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün bu nedenle bu yıl daha anlamlı olduğuna dikkat çekti.
‘Kız kardeşlerimizin yanındayız’
Mor Dayanışma aktivisti Jale Eren, Kuzey Suriye’deki savaşın emperyalist devletlerin kendi çıkarları amacıyla çıkarıldığını belirterek, kadınların ve çocukların katledildiğini, tecavüze ve hakarete maruz bırakıldığını dile getirdi. 25 Kasım’da sokaklarda olacaklarını söyleyen Jale, “Mor Dayanışma olarak da her zaman bu konuyla ilgili çalışmalarımızı ve mücadelemizi sürdürüyoruz. ‘Savaşa hayır’ diyoruz, barış istiyoruz. Önce kadına saldırılıyor. Çünkü kadının zihnini esir alacaklar ki tüm toplumu esir alsınlar. Toplumdaki diğer bireyleri kışkırtmaya çalışıyorlar. Ama kadınlar asla yılmaz. Her zaman savaşın karşısındayız, oradaki kız kardeşlerimizin yanındayız” dedi.
‘Savaşa karşıyız’
Kadın mücadelesinin her şeyden daha acil olduğunu ifade eden İzmir Kadın Dayanışma Derneği üyesi İçim Uzun, şiddetle mücadele eden bir dernek olarak, savaşlara da karşı çıktıklarını vurguladı. Erkeklerin öç alma pratiklerinin Bosna’da, Sırbistan’da yaşandığını dile getiren İçim, “Kendi geçmişimizde de var. Suriye’den gelen kadınların satıldıklarına, istemedikleri yaşlı erkeklere ikinci eş olarak satıldığına şahit olduk ve halen de oluyoruz. Öncelikle Türkiyeli kadınlar barışı desteklemeli, ‘Suriyeli istemiyoruz’ gibi üstten laflar etmemeli. Bu nefreti kırmamız lazım. Her an herkesin başına gelebilir. Bu kadınlarla yan yana durmamız lazım” ifadelerini kullandı.
‘Savaşları erkekler çıkarır’
İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü oluşumunda yer alan bağımsız feminist Bahriye Mantıcı ise, savaşları erkeklerin çıkardığını belirterek, “Savaşlarda en çok kadınlar zarar görüyor. Kadınların ayaklanması gerekir” dedi.
‘Kadın ve çocukların katledilmesi toplumun geleceğini yok etmektir’
Emperyalist devletlerin Ortadoğu’yu yeniden şekillendirdiğini söyleyen İzmir Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) üyesi Nihal Akyıldız, Türkiye’nin hakkı olmadığı halde halkı savaşın içine soktuğunu dile getirdi. “Kürdistani bölgelerin gasp edilmesi sadece petrol için” diyen Nihal, şöyle konuştu: “Savaş yeni sömürge alanlarının ortaya çıkmasını sağlıyor. Yoksa ABD’nin, Fransa’nın, İngiltere’nin, Rusya’nın dünyanın bir ucundaki Ortadoğu’da ne işleri var? Rant için. Bu ülkelerin maşa olarak kullandığı ülkeler vardır. Üçüncü dünya ülkeleri diyorlar. Bunları birbirine düşürerek yapıyorlar. Din tüccarlığı yaparak, mezhep farklılığı güderek yapıyorlar. Bu savaş halkların değil emperyal güçlerin savaşı. Bir yandan doğasını da talan etmek, halka sormadan halkı savaşa sürüklemek. En çok da bu savaşlarda kadınlar ve çocuklar zarar görüyor. Kadınların ve çocukların zarar görmesi demek, o ülkenin geleceğinin yok olması demek. İfade özgürlüğü olmadığı için insanlar savaşa karşı ‘hayır’ diyemiyor. Ama kadınlar barıştan yana olmalı ve yan yana durarak gücünü belirtmeli.”
‘Savaş kadının yaratımlarına yönelik en büyük şiddettir’
Savaşların her türlü şiddetin meşrulaştığı bir zemin yarattığını dile getiren KHK ile ihraç edilen memurlardan Maile Ariç, 25 Kasım’da kadınların en önemli gündeminin savaş olması gerektiğini dile getirdi. Maile, “Kadınları ve çocukları etkileyen savaşa karşı durmak biz kadınların görevi. Aslında savaş pek çok açıdan topluma mesaj vermek için kullanılan şiddet aracının en yükseği. Görsel şiddet, taciz, tecavüz ve en nihayetinde soykırım. Kadınlar bu yaşamı doğuruyor ve kadınların doğurduğunu asker yapıp savaşa gönderiyorlar. Bu kadının yaratımlarına yönelik en büyük şiddettir” diye konuştu.