Çocuklar bilimden uzaklaştırılıyor: Bu kıyıma son verilmeli!

  • 09:09 2 Haziran 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Liselere getirilen yeni sisteme ilişkin önemli uyarılarda bulunan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Kadın  Sekreteri Zeynep Aykat, “Çocuklar bilimden uzaklaştırılıyor. Bu kıyıma son verilmeli” uyarısında bulundu.
 
Milli Eğitim Bakanı, liselere getirilen yeni sistemi kamuoyu ile paylaştı. Yeni sistemde, zorunlu derslerin sayısı azaltılarak seçmeli derslerin sayısı artırıldı. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi zorunlu olurken, Matematik, Felsefe, Tarih seçmeli oldu. Konuya ilişkin konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Diyarbakır 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri Zeynep Aykat,  söz konusu uygulamayla çocukların bilimsel eğitimden uzaklaştırılmaya çalışıldığını belirterek, hükümete uyarıcı çağrılarda bulundu. 
 
‘Öğrenciler bilimsel bilgiden uzaklaştırılıyor!’
 
Bir eğitim öğretim dönemi daha son bulurken, eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunların devam ettiğini belirten Zeynep, atamalardaki liyakatsiz uygulamalar olmak üzere öğretmenlik kanunuyla beraber eğitimcilerin iş güvencelerinin elinden alınması gibi birçok sorunun çözüm beklediğini ifade etti. Ders programına getirilen değişikliklere dikkat çeken Zeynep, yeni programla öğrencilerin bilimsel eğitimden uzaklaşacağı uyarısında bulundu. Zeynep, “Eylül’de ziller yeniden çaldığında birçok problemle yine karşı karşıya kalacağız. Tüm bu sorunlara bir de ders programlarına getirilen değişiklikler eklendi. Ders programında 9, 10, 11, 12’nci sınıflarda ortak zorunlu derslerden yalnızca iki tane var. Türk Dili ve Edebiyatı ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi. Yıllarca bunun mücadelesini veriyoruz. Bunun için alanlardayız. Fakat hükümet  herhangi bir ilerleme kat etmiyor. Yine din derslerini zorunlu olarak önümüze koyuyor. Bilimsel bilgiden, bilimsel eğitimden hızla uzaklaşmanın bir yoludur ve derhal bu uygulamaya son verilmelidir. Yıllarca bunun mücadelesini verdik ve vermeye de devam edeceğiz. Bilimsel, laik ve anadilde eğitim gerçekleşinceye kadar talebimizi dillendirmeyi sürdüreceğiz” dedi.
 
‘Bu kıyıma son verilmeli’
 
Yeni düzenlemeyle getirilen zorunlu ders sayısına ilişkin bilgiler paylaşan Zeynep, hükümete ise uyarıcı çağrılarda bulunarak şunları kaydetti: “9’uncu sınıfta ortak ders sayısı 13’den 6’ya,10’uncu sınıfta 12’den 3’e, 11’inci sınıfta 8’den 3’e, 12’nci sınıfta ise 7’den 3’e indiriliyor. Söz konusu sınıflarda Türk Dili ve Edebiyatı ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri zorunlu olarak almak zorunda, geri kalan dersleri ise kendi ders programına göre isteğe göre oluşturabilir. Burada ısrarla önümüze konulmak istenen bu tabloya karşı çıkmalıyız. Çünkü ülkemiz çeşitli renkleri, kültürleri, dilleri ve dinleri ile var olan bir coğrafya. Ve bunu görmezden gelmek büyük bir kıyımdır. Bu kıyıma bir an önce son verilmesi gerekiyor.” 
 
‘Türkiye ülke sıralamasını geriden takip ediyor’
 
Her çocuğun kendi özgünlüğü olduğunu belirten Zeynep, bu özgünlüğe göre her çocuğun kendi ders programını belirleyebilmesi gerektiğini, aksi bir durumun ise hatalı olduğunu kaydetti. Türkiye’nin eğitim öğretimde dünya ülkeleri başarı sıralamasında geride olduğunu anımsatan Zeynep, neden olarak ise Türkiye’deki eğitim uygulamalarını işaret etti. Zeynep, “Bizler bilimsel eğitimden uzaklaştıkça eğitim ve öğretimdeki itibarımız geri planda kalacak hatta yerle bir olacak. Bu sorunun önüne biran önce geçilmeli eğitim öğretime hak ettiği değer verilmeli” dedi.
 
‘Zorunlu din dersi pedagojik açıdan tehlikeli’
 
Her çocuğun aynı zamanda birey olduğunu ve bu nedenle nasıl ve ne türde eğitim alabileceğini kendisinin kararı olduğunun altını çizen Zeynep, çocukların doğdukları andan itibaren bir dine maruz bırakılmasının ise yanlış olduğunu ifade etti. Zeynep, “Elbette ki din dersi görmek isteyebilir. Fakat bu çocuğun kendi isteğiyle gerçekleşmeli. Eğer dersleri seçmeli yapılabiliyorsa, bu din dersi için de böyle olmalıdır. Müslümanlığı benimsemeyen bir ailenin çocuğunun zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi almasının bir çocuğu pedagojik açıdan nasıl etkileyeceğini bir düşünsenize.  ‘Dinde zorlama yoktur’ sözünü altını önemle çizmek isterim. Din dediğiniz olgu, kişinin kendi vicdanıyla seçebileceği bir durumdur.  Söz konusu zorunlu din dersinin dayatmanın ötesinde kıyım olduğunu önemle yinelemek isterim. Ailelerin de bu konuda çocuğun kendi tercihlerini göz önünde bulundurmaları gerektiğini belirtmekte fayda var” diye konuştu.