
Şakran Kadın Cezaevi’nde tutsaklara işkenceye varan muamele
- 20:47 27 Mayıs 2019
- Güncel
İZMİR - Açlık grevini bitirmelerine rağmen hastaneye sevkleri yapılmayan Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsakların yakınları, tam teşekküllü hastaneye kaldırılarak tedavi edilmeleri gereken tutsakların revir odasında sandalyelerde bekletildiklerini, jandarmanın hakaret ve müdahalelerine maruz kaldıklarını söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla dün açlık grevi ve ölüm oruçlarını sonlandırdıklarını bildirmelerine rağmen İzmir’in Aliağa ilçesindeki Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklular hastaneye kaldırılmıyor. Tam teşekküllü hastanelere sevk edilme yerine cezaevi revirlerinde tedavi edilen tutsaklara, yanlış müdahalede bulunulduğu belirtildi. 4 kişilik yatak kapasitesi olan revirde 30 kişinin saatlerce sandalyede bekletildiğini kaydeden tutsak yakınları, jandarmanın tutsaklara hakaret ederek, serumlara müdahale edildiğini söyledi.
Aileler, yağlı tuzlu salçalı yiyecekler verilen tutsakların fiilen açlık grevine devam ettiğini de aktardı.
‘Kamuoyu duyarlı olmalı’
Şakran T2 No’lu Cezaevi’nde tutulan Abdurahman Yıldırım’ın kuzeni Türkan Yıldırım, tahlil için sabah saatlerinde tutsaklardan kan alındığını söyledi. Kapalı görüş esnasında jandarmanın gerginlik yaşattığını ve konuşma esnasında çok yakınlarında bulunduğunu ifade eden Türkan, “Açlık grevi bitti ama gıda verilmemiş, yağlı tuzlu ve salçalı yemekler verilmiş. Kamuoyu duysun ve duyarlı olmalı. Cezaevi önünde gerekirse tekrardan oturalım, düzgün müdahale edilmezse kalıcı hasar oluşabilir. Ne yapmak istiyorlar anlamış değilim” diye konuştu.
‘Hakaret, tahrik ve serumlara müdahale’
Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde 1 Mart’ta açlık grevine katılan Didar Bozan’ın annesi Nazlı Bozan, Didar ve arkadaşlarının halsiz olduğunu ifade ederek, şöyle dedi: “Dün saat 20.00’dan sabah saat 06.00’a kadar hastane reviri bölümünde bekletilmişler. 4 kişilik yatak kapasitesi olan odada 30 kişi sandalyelerde bekletilmişler. A-1’deki Damla Erdem kötü durumdayken serum vermişler ve vücudu reaksiyon vermiş, neredeyse ölecekmiş. Tam teşekküllü hastaneye götürülmek istenmiyor. Cezaevi revirindeki tedaviyi reddediyorlar. Tahlilleri yapılmadan direk serum verildiğini söylediler. Didar’dan sadece kan aldılar. O küçük revir odasında jandarma doluymuş ve seruma müdahale etmeye çalışmışlar. Ağıza alınmayacak hakaret etmişler ve marş okumuşlar. ‘Türkün jandarması, Türkün gücü nasıl oluyormuş’ diyerek kavga etmeye çalışmışlar.”
‘İdare çözüm üretmek yerine oyaladı’
Açlık grevine giren ilk grupta yer alan Rozerin Kalkan ve Rahşan Aydın’ın hastaneye götürüldüğünü ancak yatırılmak yerine cezaevine geri getirildiğini söyleyen Nazlı, cezaevi savcısı ve müdürü ile toplu olarak görüştüklerini belirtti. Müdürün savcıya, savcının doktora yönlendirerek oyalandıklarını dile getiren Nazlı, hastanenin ve ambulansların yetersiz oluşu gibi bahanelerle oyalandıklarını vurguladı. Nazlı, “Bu noktada duyarlı olsunlar, onlar 90, 150 gündür direniş gösterdiler, dışardakilerin de bu şekilde duyarlılık göstermeleri gerekiyor. Hasar kalmaması için doğru müdahale gerekiyor. Şu an fiili olarak açlık grevi devam ediyor” ifadelerini kullandı.
‘Doktorlar ‘ne haliniz varsa görün’ dedi’
Şakran A-1 Kapalı Kadın Cezaevi’nde 15 Şubat’ta açlık grevine başlayan Şehrivan Çoban’ın annesi Nafiye Çoban da, görüşte kızını tanıyamadığını söyledi. Şehrivan’da, diğer tutsak yakınları gibi hakaretlerde bulunan jandarmanın 4 yataklı odada beklediğini ve takılan serumlara müdahale ettiğinin altını çizdi. Nafiye, “Kızım Van, Ankara ve Tarsus’da kaldı ama İzmir’deki gibi baskı görmedim. Kanı düşük diye tedavi etmemişler. ‘Ne haliniz varsa görün’ demişler. Yağlı, salçalı, tuzlu çorba patates verilmiş. Tutsaklarda iyi bir hastaneye kaldırmadan müdahaleye izin vermemişler” dedi.