Gülistan Koçyiğit: Tüm Amed halkını aileyi sahiplenmeye çağırıyoruz

  • 15:26 18 Mart 2019
  • Güncel
DİYARBAKIR - Tutuklu bulunduğu cezaevinde tecridi protesto etmek için yaşamına son veren Zülküf Gezen'in taziyesine gelen HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, polisin cenazeyi kaçırmasına ve ablukaya tepki göstererek, "Şehit bizim şehidimizdir, bütün Amed ve Kürdistan halkına aileyi sahiplenme çağrısı yapıyoruz" dedi.
 
Tekirdağ 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde İmralı tecridine karşı yaşamına son veren tutuklu Zülküf Gezen'in cenazesi gece polislerce alıkonularak defnedildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDP milletvekilleri, partililer ve aralarında çok sayıda kişinin bulunduğu kitle, Zülküf'ün Yeniköy Mezarlığı'ndaki mezarını ziyaret etmek üzere, mezarlığa gitmek istedi. Polis ablukasına alınan Yeniköy Mezarlığı'na gelen HDP'lilerin geçişine izin verilmezken, partililerin yolunu kesen polisler, mezarlık girişinde açıklama yapılmasını da engelledi.
 
Kitleye tazyikli su ve biber gazıyla saldırılması ardından HDP'liler ve kitle taziye evine gelerek burada aileyi selamladı.
 
'Şehit bizim şehidimizdir'
 
Baş sağlığı dileklerinde bulunan Gülistan, polisin taziye evini ablukaya almasına tepki gösterdi. Gülistan, "Bu ölümler yaşanmasın diye her gün haykırıyoruz, çağrı yapıyoruz. Bütün bu çağrılarımıza karşı kör, sağır kalan bir Adalet Bakanı var. Zülküf Gezen arkadaşımız İmralı tecridini protesto etmek için yaşamına son vermiştir. Bir kez daha söylüyoruz. Dün gece cenazemizi kargoya teslim ettik. Sabah aileyle birlikte buraya gelecektik ama ne yazık ki, bizim ve ailenin haberi olmadan cenazemiz Amed'e getirildi. Zorla, ailenin bile katılmasına izin verilmeden, dini vecibelerin yerine getirilmesine izin verilmeden toprağa gömüldü. Bu tutum bir korsanvari tutumdur. Devlet devlet olmaktan çıkmıştır, kendi hukukunu, yasasını çiğnemiştir. Biz alışmayacağız. Şehit bizim şehidimizdir, bütün Amed ve Kürdistan halkına aileyi sahiplenme çağrısı yapıyoruz" dedi.
 
'Sorumlusu iktidardır'
 
DBP Eş Genel Genel Başkanı Mehmet Arslan ise şunları söyledi: "Zulme karşı ses çıkarmak için bugün Kürtler bedenlerini ölüme yatırmış ve ilk şahadeti yaşadık. Bizim özelde Kürdistan halkı olmak üzere tüm Türkiye halkları AKP'nin kirli siyasetine karşı sesini yükseltmelidir. Artık Kürtler dini vecibelerini yerine getiremiyorsa, cenazelerini defin edemiyorsa, acılarının yasını tutamıyorsa bu ülkede artık vicdandan ve insanlıktan söz etmek söz konusu değildir. Bu mücadeleye adım atan herkes bizim en değerli varlıklarımızdır. Bizimde onlara sahip çıkmamız en onurlu tutumdur. Yaşananların sorumlusu iktidardır. Daha büyük acılar yaşanmadan, cezaevlerinden acı haberler gelmeden hükümet bir an önce adım atmalıdır."
 
'Dur demenin zamanıdır'
 
"Biz cezaevlerinde kimse yaşamını yitirsin istemiyoruz ama maalesef dün bir arkadaşımız cezaevinde yaşamını yitirdi. Eğer, Adalet Bakanlığı üzerine düşen görevi yerine getirseydi, bugün yaşamını yitiren arkadaşımız yaşamaya devam ederdi" diyen HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Leyla Güven'in eyleminin 131 gündür devam ettiğine dikkat çekti. Sezai, hukuksuzluğun üzerine çok daha büyük bir hukuksuzluk bindiğine vurgu yaparak, “İnsanların inançları, dinleri vardır. Bu dinlerden, inançlardan gelen hakları vardır. İnsanlar birini yitirdiği zaman dini ve inançlarına göre defin etmek isterler. Bugün, bu hak, burada herkesin gözü önünde gasp edilmiştir. Biz buradayız, bunu teşhir ediyoruz. Sürekli dini istismar edenler bir kez daha dini istismar etmiştir. İnsanların dini duyguları ile oynamışlardır. Gidin şu mezarlığın haline bakın, fotoğrafını çekin. Nerde görülmüştür bir mezarlığın TOMA'larla, polislerle kuşatıldığı, tecritleştirildiğidir” diye belirtti.  
 
Sezai son olarak, “İnsanları tecrit ettiniz, yetmedi şimdi mezarlıkları tecrit ediyorsunuz. Orada insanlar ne yetirdiklerinin dini vecibelerini yerine getirebiliyor ne de sonrasında gidip duasını yapabiliyor. Bu reva mıdır, bu nasıl bir nefret suçudur. Artık bu şirazesinden çıkmış iktidara dur demenin zamanıdır. Bugün yüzlerce, binlerce insanın yolu kesiliyor, taciz ediliyor" diyerek bu hukuksuzluğa son verilmesi çağrısında bulundu.