
Kendisi Gebze'de oğlu Eskişehir'de tutsak: Bu çığlıklara ses verin
- 09:20 14 Mart 2019
- Güncel
İSTANBUL - Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 64 yaşındaki Necla Alkan'ın oğlu Cihan Alkan, Eskişehir Cezaevi'nde 26 gündür açlık grevinde. Yaşadığı rahatsızlıklar nedeniyle açlık grevine dahil olamayan anne Necla, “Bir ölüm sessizliğine bürünmüşsünüz. Kaybedecek neyiniz kaldı ki? Bu çığlıklara ses verin” çağrısında bulundu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018 tarihinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in eylemi 127’nci gününde devam ediyor. Leyla’nın ardından cezaevlerine yayılan açlık grevi eylemi 1 Mart itibarıyla bütün cezaevlerine başladı.
Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan 64 yaşındaki Necla Alkan’ın oğlu Cihan Alkan, Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi'nde 20 Ocak'tan bu yana açlık grevinde. Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinden olan Necla, rahatsızlığından dolayı eyleme dahil olamadığını belirterek, açlık grevlerini değerlendirdi.
‘Tecrit bir insanlık suçudur’
Abdullah Öcalan'ın yasal hakkı olan aile, avukat ve telefon görüşü hakkının ihlal edildiğini vurgulayan Necla, “Bu bir insanlık suçudur. Bu ağır tecridin kaldırılması için Sayın Leyla Güven’in başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi kısa sürede tüm Kürdistan ve Türkiye zindanlarına, dört parça Kürdistan’a ve Avrupa ülkelerine yayıldı. Yayılmaya da devam ediyor. Bulunduğum cezaevinde de çoğu arkadaş bu direnişe dahil oldu” dedi.
'Oğlum 3 arkadaşı ile açlık grevinde’
Aylardır arkadaşlarının gözü önünde erdiğini dile getiren Necla, kendisinin yaşadığı rahatsızlıklardan dolayı açlık grevine dahil olamadığını söyledi. Necla, yaşadığı üzüntüyü ise “Yaşlı ve hasta halimle ölüme yatırılmış bedenlerini izliyorum" diye dile getirdi.
‘Kaybedecek neyiniz kaldı ki?’
Oğlu Cihan Alkan'ın uzun yıllardır tutsak olduğunu aktaran Necla, şunları dile getirdi: “Yaşam ve özgürlük savaşı veriyor. Şuan o da 3 arkadaşıyla beraber Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’nde süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde. Ayrı bir odaya almışlar. Tüm iletişim araçları ellerinden alınmış. Bir gazete bile verilmiyor. Kısa sürede çok fazla kilo verdiler. Onlar da ağır bir tecrit altına alınmışken, İmralı tecridinin kaldırılması için bedenlerini ölüme yatırdılar ve her direnişçi gibi onlar da tecrit kırılmayana kadar bu eylemden vazgeçmeyecekler.
Bir anne olarak çocuklarımızın cansız bedenlerini görmek istemiyorum. Yeterince gencecik evlatlarımızı bu yolda verdik. Onun için tüm halkımızı ve kamuoyunu duyarlı olmaya ve vicdana davet ediyorum. Zindanlara ses verin destek çıkın bu ölümleri durduralım. Yarın çok geç olabilir. Çocuklarımız bu tecridin kırılması için ölümü göze almışlarsa siz anne ve babaların zindan kapılarında sabahlamaları ve sokaklarda haykırmaları gerekirken, bir ölüm sessizliğine bürünmüşsünüz. Kaybedecek neyiniz kaldı ki? Bu çığlıklara ses verin.”