
14 Mart Tıp Bayramı: Sağlıkta sorunlar artıyor
- 10:48 13 Mart 2019
- Güncel
DİYARBAKIR - Diyarbakır Tabip Odası üyesi Dr. Evin Bahar Toy, sağlık çalışanlarının bir 14 Mart Tıp Bayramı’nı daha sorunlarla karşıladığını belirterek, neden olarak ise hükümetin yetersiz sağlık politikalarını işaret etti.
Osmanlı'da 14 Mart 1827 tarihinde tıp eğitiminin başlatıldığı "Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire”nin kuruluşu, 1919 yılından bu yana “14 Mart Tıp Bayramı” olarak kutlanıyor. Tıp Bayramı ilk kez 14 Mart 1919'da işgal altındaki İstanbul'da gerçekleştirilen etkinlikle kutlandı. Tıbbiye 3. sınıf öğrencisi Hikmet Boran önderliğindeki tıp okulu öğrencileri, işgali protesto için toplandı ve dönemin ünlü doktorları da destek verdi. Günümüzde 1976'dan beri sadece 14 Mart günü değil, 14 Mart'ı içine alan hafta boyunca çeşitli eylem ve etkinliklerle kutlanırken, özelikle son 16 yıldır sağlık alanındaki antidemokratik gidişata karşı bir mücadele haftasına dönüştü.
Türkiye'de sağlık alanındaki sorunların artarak devam ettiğine dikkat çeken Dr. Evin Bahar Toy, sağlık alanında yaşanan sorunları ve yol açtığı sonuçları anlattı.
'Amaç sağlıkta duyarlılık ve farkındalık yaratmak'
Diyarbakır Tabip Odası üyesi Dr. Evin Bahar Toy, 5 yılı aşkın süredir sağlık alanında çalıştığını ve şuan ise İş Yeri Hekimliği yaptığını belirtti. Sağlık alanında yaşanan sorunlara değinen Evin, Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 14 Mart Tıp Bayramı'nı farklı ele aldığını söyledi. Söz konusu tarihin daha çok hekim ve sağlık çalışanlarının sorunlarına duyarlılık ve farkındalık yaratmayı amaçladığını ifade eden Evin, sağlık çalışanların sorunlarının bir çok başlıkta değerlendirilebileceğini kaydetti.
Bu sorunların başında ise idari, mali, özlük hakları ve çalışanlara yönelik şiddet gibi sorunların geldiğini dile getiren Evin, "Geçtiğimiz süreçler, özellikle 'sağlıkta dönüşüm’ projesinin başlamasıyla birlikte hekim hastanın yanında olan kişi konumundan çıkarılıp, hasta ile karşı karşıya getirilen kişi mantığına dönüştü son yıllarda. Bu da beraberinde hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasına neden oldu. Keza şikayet alanlarının genişlemesi, hekimin tüm bunlarla mücadele edebilmesi için bir alanının kalmaması şiddetin meşrulaştırılmasına yol açtı" dedi.
'İktidarın oy kaygısı sağlık alanda sorunlara yol açıyor'
Sağlık alanında yaşanan sorunların temel nedeninin mevcut iktidarların oy kaygısı ile kimi söylemleri olduğunu ifade eden Evin, bu söylemlerin ise halkı hekime karşı şiddete teşvik ettiğini vurguladı. Son dönemlerde çokça dillendirilen ve sağlık alanında yaşanan sorunların temel gündemini oluşturan Şehir Hastaneleri’ne de değinen Evin, şöyle devam etti: "Mega binalar inşa ediliyor. O mega binalar tıpkı köprüler ve havaalanları gibi ‘yap, işlet, devret' mantığıyla büyük firmalara 40-50 yıllığına kiraya veriliyor. Nasıl ki; havaalanlarını ve köprüleri kullanan halkımız müşteri oluyorsa, hastanelerden faydalanan hastalar da devlet tarafından aynı şekilde müşteri olarak görülüyor. Ve artık hastaneler kar amacı güden ‘kârhanelere’ dönüşmüş durumda. Hizmeti devlet değil, devletin taşere ettiği firmalar sağladığı için de aynı zamanda söz konusu hastanelerin çalışan sayıları az tutularak hizmeti maksimum seviyeye taşımayı düşünürken, sağlık çalışanlarını performans ve maddi kaygılarla cendere altında tutmak amaçlanıyor."
'Ekonomik kriz sağlıkta kalitesizliğe yol açtı'
Ekonomik krizin sağlık alanındaki yansımalarına dikkat çeken Evin, özellikle son 2 yılda ülkenin kullanılan ilaçlardan cerrahi malzemelere kadar birçok kalemi Dolar bazında ithal eden konuma gerilediğini dile getirdi. Dolar ve euro kurunun yükselmesi ile beraber sağlık harcamalarının da arttığını belirten Evin, buna karşın devletin harcama oranının ise artmadığını aksine azaldığını ve bunun da sağlıkta kalitesizliğe yol açtığını aktardı. Evin, ekonomik krizin yansımalarının ise önümüzdeki günlerde daha fazla hissedileceği uyarısında bulundu.
'Sağlık alanındaki cinsiyet eşitsizliği görünür derecede'
Ayrıca kadın hekimlerin sağlık alanında karşı karşıya kaldığı sorunlara değinen Evin, sorunların başında "kadından doktor olunmaz" söyleminin geldiğini söyledi. Evin, şöyle devam etti: "Biz hekimler, özellikle de kadın hekimler bu gibi cinsiyetçi söylemlerin gölgesinde çalışma hayatında ayakta durmaya çalışıyoruz. Geleneksel ve ataerkil kalıplar aynı zamanda eğitimde fırsat eşitsizliğine yol açıyor. Bu durum ise yansımalarını kimi zaman akademik kariyerde kimi zaman ise alım süreçlerinde net bir şekilde gösteriyor. Uzmanlık alan tercihlerimizde ise özellikle ‘kadından en iyi doğum uzmanı olunur’, ‘kadından ürolog olunmaz’ gibi söylemler çokça duyulur. Kadın hekim olmanın bir başka zorluğu ise yine kadına yaklaşımın yol açtığı şiddet olayları oluyor. Çünkü şiddet yine her alanda dönüp dolaşıp kadına yöneliyor. Bu anlamda bizler için 14 Mart halk ile bir araya gelerek maruz kaldığımız durumu ifade edebileceğimiz önemli bir gün olarak düşünüyoruz."
'Savaş bir halk sağlığı sorunudur'
“Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyen Evin, 14 Mart'ın 100’üncü yılında bu sorunun aşılması çağrısında bulundu. Amed Tabip Odası olarak barışta ısrarcı olduklarını kaydeden Evin, barışın ve demokrasinin egemen olduğu bir ülkede herkesin sağlık hakkına adil olarak ulaşabileceği yarınlar temennisinde bulundu.