23 yıl sonra yeniden Gazi Davası: Zaman aşımına uğratmak istiyorlar

  • 09:18 12 Mart 2019
  • Hukuk
İSTANBUL - Üzerinden 24 yıl geçen Gazi Katliamı’na ilişkin açılan dava, 23 yıl aradan sonra yeniden görülmeye başlandı. Davanın zaman aşımına uğratılmak istendiğini belirten avukat Gülizar Tuncer, "Devletin eli ile gerçekleştirilmiş büyük bir katliam ve insanlığa karşı bir suç var ortada. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz" dedi. 
 
İstanbul’da Alevi yurttaşların yaşadığı Gazi mahallesinde 12 Mart 1995 tarihinde 5 kıraathane ve bir pastanenin taranmasıyla başlayan olaylarda 22 kişi yaşamını yitirmiş ve yüzlerce kişi yaralanmıştı. 3 gün boyunca devam eden olaylar daha sonra Ümraniye’ye bağlı Mustafa Kemal mahallesine (1 Mayıs Mahallesi) sıçradı. Burada gelişen protestolara dönük gerçek mermilerle yapılan polis müdahalesinde 5 kişi daha yaşamını yitirirken, 14 kişi de yaralandı.
 
18 polis beraat ettirildi
 
Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 polis hakkında “müdafaa ve zaruret sınırını aşarak faili belli olmayacak şekilde öldürmek” iddiasıyla dava açtı. Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, kamu güvenliğinin sağlanamayacağı iddiasıyla Trabzon’a taşındı. 11 Eylül 1995'te Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılama süreci 5 yıl içinde 31 duruşma yapılarak 3 Mart 2000'de karara bağlandı. Yargılanma süreci sonucunda yargılanan 20 polisten 18 i beraat ederken, 2 polis hakkında ise toplam 4 yıl 32 ay hapis cezası verildi. 
 
AİHM Türkiye’yi mahkum etti
 
Yargıtay’ın kararı 11 Temmuz 2002’de onaması üzerine yakınlarını kaybeden 22 kişi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Yargılama sonucunda mahkeme, 27 Temmuz 2005'te açıklanan kararda Gazi mahallesinde hayatını kaybeden 12 kişi ile Ümraniye'de hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödenmesine hükmetti. Olaylarda yaşamını yitiren 17 kişi için ayrı ayrı 30 bin avro tazminat verilmesine hükmeden mahkeme, böylece Türkiye'yi toplam 510 bin avro tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. Maddesi’nde düzenlenen “yaşama hakkı” ve 13. Maddesi’nde düzenlenen “milli makamlara başvuru yollarının kapatılması” hükümlerine aykırı davrandığı kararını da verdi. 
 
Zaman aşımına 5 gün kala
 
Bu kararla avukatlar, Ümraniye'deki saldırıya ilişkin soruşturma açılması talebiyle yeniden Ümraniye Başsavcılığı’na başvurdu. 10 yıl boyunca bekletilen dosya, 2015'te soruşturmanın zaman aşımına uğramasına 5 gün kala yaşanan savcı değişikliği ile kabul edildi. Ancak bu kez de İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, “zaman aşımı” gerekçesiyle dosyanın düşürülmesi kararı verdi. Mahkeme, karara gerekçe olarak ise iddianamenin kabul tarihini gösterdi. 
 
23 yıl sonra yeniden görüldü
 
Yapılan temyiz başvurusunu değerlendiren Yargıtay, zaman aşımı süresinin dolmadığına hükmetti ve kararı bozdu. Bu karar üzerine yeniden görülmeye başlanan davanın ilk duruşması 14 Aralık 2018'de görüldü. Davanın bir sonraki duruşması tanıkların dinlenmesi için 14-15-16 Mayıs 2019 tarihine ertelendi. 
 
‘Yargılananlar sadece tetikçilerdi’ 
 
Davanın açılması için yıllarca uğraş verdiklerini ifade eden Avukat Gülizar Tuncer, “Biz davayı açarken birinci talebimiz esas sorumluların cezalandırılmasıydı. Yani o dönemin siyasi ve askeri sorumlularıydı. Orada görünenler sadece tetikçilerdi. Bil fiil o katliamı işleyenlerin, katliamın talimatını verenlerin, onlara ortam ve olanak sağlayan kişilere dava açılmasını istiyorduk ve biz iddiada bulunurken bunun devlet eliyle işlenmiş bir katliam olduğunu söyledik. Bu sadece bizim iddiamız da değildi. O dönemin Emniyet Genel Müdürü Hanefi Avcı açık bir şekilde ‘olayları başlatan bir kontrgerilla grubudur’ dedi. Biz Hanefi Avcı’nın mahkemede dinlenmesini defalarca talep ettik. Ama her defasında reddedildi. Davalar zoraki açıldı ve açıldığında da olaylarda görev yapan sadece 20 polis hakkında dava açıldı. Onlardan da iki kişiye cazalar verildi. O cezalar da daha sonra ertelendi” diye konuştu.  
 
'Müşteki olarak gelenler sanık oldu’ 
 
Davanın açılması ile birlikte yakınlarını kaybedenlerin ve yaralıların ailelerinin müşteki sıfatı ile adliyeye gidip ifade verdiklerini aktaran Gülizar, "Onlara da olay yerinde bulundukları gerekçesiyle dava açıldı. Yani müşteki olarak gelenler sanık oldu" dedi. 
 
Ailelerin davanın Trabzon'a taşınması ile de mağdur edildiğini ifade eden Gülizar, "Her ay ailelerle otobüslerle oraya gidiyorduk. Ama otobüslerimiz sürekli kar maskeli özel ekipler tarafından durduruluyordu" ifadelerini kullandı. 
 
'Zaman aşımına uğratmak istiyorlar’ 
 
Aradan 23 yıl geçtikten sonra yeniden davanın görülmeye başladığının ve bir sonraki duruşmanın 14 Mayıs'ta görüleceğini hatırlatan Gülizar, şöyle dedi: "Aradan 24 yıl geçmiş hangi tanıkları bulacaksınız. Hangi delilleri bulacaksınız. Dosyayı 30 yıla sarkıtıp zaman aşımından bitirmeyi amaçlıyorlar. Ama bizim açımızdan yargılamanın başından beri vurguladığımız gibi zaman aşımı söz konusu değildir. Basit bir cinayet davası olarak görmüyoruz. Devletin eli ile gerçekleştirilmiş büyük bir katliam ve insanlığa karşı bir suç olarak değerlendiriyoruz. Dolayısıyla insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz."