Figen Yüksekdağ: Özyönetim sürecinde kadınlar yaşamı için direnmiştir

  • 13:11 11 Mart 2019
  • Hukuk
ANKARA - Tutuklu yargılandığı davada savunma yapan HDP önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tek suçunun iktidarın suçlarını yeterince yüzüne vurmamak olduğunun altını çizerek, "Özyönetim sürecinde kadınlar yaşamı için direnmiştir. Kendi özünü savunmak için  o topraklarda direniş sergilemiştir.  Diyarbakır'daki mitingde de bu direnişi selamlamıştım. Bugün yine selamlıyorum" şeklinde konuştu.
 
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın tutuklu yargılandığı ve hakkında hazırlanan 7 ayrı fezlekenin birleştirilmesiyle oluşturulan davanın 10'uncu duruşması, Ankara 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam ediyor.   
 
'Dava siyasi olduğu için siyasi açıklama yapacağım'
 
Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılan Figen, davanın siyasi olduğunu ve kendisinin de siyasi açıklamalarda bulunacağını söyledi. Figen,  davanın uzamasını istemediğini söyleyen mahkeme heyetine, "Ben burada diğer arkadaşlarım gibi siyaset yaptığım için, söz söylediğim için yani görevimi yaptığım için yargılanıyorum. Üzerinizde siyasi baskı olduğunun farkındayım. Fakat bugünler de geçecek ve tüm baskılara rağmen bugünlerde de doğruyu savunanlar olmalıdır. Bunlardan biri de siz olabilirsiniz, olmalısınız" dedi.
 
'Kadınların yaşam alanları sınırlandırılıyor'
 
Diyarbakır'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde yaptığı konuşması nedeniyle hakkında hazırlanan fezlekeye dair Figen, "Ülkemizde kadınlar her gün erkekler tarafından şiddete maruz kalıyor, katlediliyor. Kadınların yaşam alanları sürekli olarak sınırlandırılıyor, gece- gündüz fark etmeden özgürce sokaklarda dolaşamıyor. Her gün daha fazla artan erkek şiddeti, bugün iktidar tarafından kadınları baskı altına almanın aracı olarak kullanıyor. Şiddet faili erkekler yargı eliyle de korunuyor. Erkekler mahkemelere ön kapıdan giriyor, ceza alsa bile arka kapıdan salıveriliyor. Kadınlara yönelik şiddet biz siyasetçilere karşı başka bir biçimiyle de yönelmiştir. Kadınların siyaset yapma hakkı, iktidarın en çok saldırdığı, yok etmeye çalıştığı alan oldu. Yüzlerce siyasetçi kadın tutuklandı, yüzlercesine siyaset yasağı getirildi" dedi.
 
'Siyasi iktidar kadın düşmanıdır'
 
8 Mart'ta Taksim'de düzenlenen 17'nci Feminist Gece Yürüyüşü'ne dönük polis saldırısına ilişkin konuşan Figen, "Siyasi iktidar, biber gazlarıyla, plastik mermilerle saldırttı. Buna rağmen kadınlar korkmadı, yılmadı ve bu yürüyüşü tamamladı. Siyasi iktidar bir kez daha göstermiştir ki kadın  düşmanıdır. Bu ülkeye ve halklarımıza düşmandır" dedi.
 
'Tek suçum iktidarın yüzüne suçlarını yeterince vurmamak'
 
Figen, 8 Mart'ta Diyarbakır'da yaptığı konuşmayla ilgili şu savunmada bulundu: "Kadın siyasetçi olarak sözümü ve çözüm yollarını ifade ettim. Tecrit politikasını eleştirdim. Geçen 3 yıl haklılığımızı ortaya koymuştur. Bu süreçte gerçekleşen darbe ve krizler bu politikanın sonucudur. Çözüm sürecinde savaş, ölüm yoktu. Ekonomik kriz yoktu. Müzakerelerin bitirilmesi ve tecrit politikası yeniden ölümleri getirdi. Bugün Türkiye'nin bütün hapishanelerinde Öcalan'a dönük tecridin kaldırılması, diyaloğun ve barışın önünün açılması için açlık grevleri sürüyor. Bu kadar derin acılar yaşayan halkın taleplerini yeterince dile getirememişsem, en iyi şekilde dile getirmemişsem, benim tek suçum budur. Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği şehirlerde yaşanan yıkım ve ölümlerin hesabını yeterince soramamışsam, suçlarını iktidarın yüzüne yeterince vuramamışsam benim tek suçum budur. 8 Mart mitinginde yaptığım konuşmada suç yoktur."
 
'Özyönetim sürecinde kadınlar yaşamı için direnmiştir'
 
Konuşmayı yaptığı süreçte yaşanan siyasal atmosfere değinen Figen, "Ben o konuşmayı yapmamadan bir hafta önce Taybet Ana öldürülmüştü. Cenazesi 7 gün yerde bekletildi. Cizre'de insanlar Meclise canlı bağlandı. Oradan çıkmak istediklerini söylediler, çok kısa bir süre sonra diri diri yakıldılar bodrumlarda. Cizre'de, Sur'da hiçbir insanın hele de kadınların asla kabul edemeyeceği ahlaksızlıklar yaşandı. Öldürülen kadınların çıplak fotoğraflarını yayınladılar. Ben bu ahlaksızlıklarla ilgili mitingdeki konuşmamda ne söylemişsem bugün yine aynısını söylüyorum. Özyönetim sürecinde kadınlar yaşamı için direnmiştir. Kendi özünü savunmak için  o topraklarda direniş sergilemiştir.  Diyarbakır'daki mitingde de bu direnişi selamlamıştım. Bugün yine selamlıyorum" şeklinde konuştu.
 
Mahkeme heyeti duruşmaya saat 13.30'a kadar ara verdi.