
Berkin’siz 5 yıl: Sorumlular ceza aldığında bir çocuk daha ölmeyecek
- 09:10 11 Mart 2019
- Güncel
İSTANBUL - Polisin attığı gaz bombası fişeği sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan, 5 senedir Berkin’in olmadığını belirterek, “Emri veren de hesap verene kadar durmayacağım. Sorumlular ceza aldığında bir çocuk daha ölmeyecek" dedi.
İstanbul Taksim Gezi Parkı'nda 27 Mayıs 2013 tarihinde başlayan ve yaklaşık 2 ay devam eden olaylarda Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) verilerine göre, 12 kişi yaşamını yitirdi. 16 Haziran 2013'te Okmeydanı'nda bulunan evlerinden ekmek almak için çıkan Berkin Elvan da o 12 kişiden biri. 14 yaşındaki Berkin, polisin attığı gaz bombası fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. Yoğun bakımda 269 gün yaşam mücadelesi veren Berkin, 11 Mart 2014'te yaşamını yitirdi.
Berkin'in yaşamını yitirmesi ardından geçen 5 yılda suçluların cezalandırılması için mücadele eden anne Gülsüm Elvan, iktidar yetkilileri ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından da hedef alındı. Gülsüm, "Gidebildiği yere kadar mücadeleme devam edeceğim. Emri veren de hesap verene kadar durmayacağım" dedi.
'Çocuğum yok olmadı, yok ettirdiler'
Berkin'den sonra hayatında birçok şeyin değiştiğini belirten Gülsüm, oğlunun yokluğunu hiçbir zaman kabullenemediğini kaydetti. Gülsüm, "Benim çocuğum hasta değildi. Benim çocuğumu bir katil vurdu. Çocuğum yok oldu. Bunu kabul edemem. Eğer yaşatılsaydı bu gün benim yavrum 20 yaşında genç bir çocuk olurdu. 5 senedir Berkin yok. Arıyorum bulamıyorum. 5 sene oldu. Kabullenmiyorum. Onun özlemi, hasreti, kokusu içimi deldi götürdü. Çocuğum yok olmadı, yok ettirdiler. Bir sabah ekmeğe gitti gelmedi. Aldılar benden. Dışarı çıktığımda, arkadaşlarını gördüğümde, onun gezdiği sokakları gördüğümde hiçbir zaman kapanmayan bir yara olduğunu görüyorum. Bazıları der ki ‘zaman her şeyin ilacı.’ Benim gün geçtikçe yaram azıyor. Her şeyim eksik oluyor. Yarım bir insan gibi oldum. Çarşıyı çok sevdiği için Beşiktaş'ta futbolcu olmak istiyordu. En büyük hayali buydu. Çok seviyordu çok da güzel oynuyordu. Bebekti Berkin daha, çocuktu. Arkadaşlarıyla güzel geçinen, kavga etmeyen, dışarıda parklarda oynayan bir çocuktu" diye konuştu.
'Çocuğum 269 gün yaşamak için savaştı'
İlk defa iki gün önce doğum gününde oğlunu rüyasında gördüğünü anlatan Gülsüm, "Gerçek zannettim. Uyanamadım. Kocaman bir delikanlı. 'Ben ölmedim. Bana bir şey olmadı. Ben Bodrum'da yaşıyordum' dedi. Bir an Bodrum'a gideyim. Belki oradadır dedim. Hastaneyi, cenazeyi, onu algılayamıyorum. Onun anısını yaşatmak için elimden gelen her şeyi yaparım. Katilleri cezalandırana kadar durmayacağım. Ne yapacaklar en fazla bir tane benim kafama sıkacaklar ama benim yuhalatacak bir anam da yok. İnsan kabullenemediğinde acıdan çok öfke duyuyor. Söylediklerine göre zaten hastaneye cenazesi gitmiş. Barodan bir avukatla konuştuk. Hastanedeydik. Çocuk kendinde değildi. 'Siz torpil diyorsunuz, ne torpilinden bahsediyorsunuz? Ben gördüm çocuğu' dedi. Benim yavrum ona rağmen direndi. Bu kalp çalıştı direndi. 269 gün direndi. Çocuğum yaşamak için savaştı, yaşamadı ama bana bir mesaj verdi. 'Diren, savaş, çırpın' dedi. Bana bu güç oradan geldi. Hissediyorum" ifadelerini kullandı.
‘Emri veren de hesap verene kadar durmayacağım’
Katilin cezalandırılması için mücadele ettiğini vurgulayan Gülsüm, sorumlular ceza aldığında bir çocuğun daha ölmeyeceğini söyledi. Gülsüm, şöyle devam etti: "Çocuğumun katilini ömür boyu yatırsalar içim ferahlar mı? Hayır. İçimdeki o yara gitmez. Asla kabuk bile bağlamaz. Mahkemeye gidiyoruz evet ama adalet yok. Ben iki duruşmadır katılmıyorum. Çünkü artık onların söylediği o kadar can yakıcı ki. Tutamıyorum kendimi. Karşı tarafın avukatı tahrik edici şekilde savunma yapıyor. İnanamıyorum. Mahkemeye polisler çıkıyor ifade veriyor. Diyorlar ki 'Tanımıyorum hatırlamıyorum.' En son iki duruşma önce bir polis dedi ki 'Ben Zeytinburnu'nda görev yaptım.' Zeytinburnu ile buranın ne alakası var. Belli ki duruşmayı uzatmak için yapıyorlar. Soğutsunlar ki herhangi bir ceza verilmesin. Ama yine de vazgeçmeyeceğim. Hiçbir şekilde. Vazgeçmeyeceğim. Gidebildiği yere kadar mücadelemi edeceğim. Onu cezalandırana kadar peşini bırakmayacağım. Bu sadece katille kalmayacak. Emri veren de hesap verene kadar durmayacağım."
'Her gezmeye gideni vuracak mısınız?'
Tanık ifadelerinin çelişkili olduğuna vurgu yapan Gülsüm, "’Berkin'in cebinde bir üç tane torpil vardı’ diyorlar. Hadi diyelim üzerinde vardı ama üzerinde var diye onu suçlayamazlar. Tehlikeliyse bakkallarda da satmasınlar. Onun cebinde de patlayabilirdi. Ben zaten inkar etmiyorum. Ben çocuğuma o zaman 5 lira verdim. 2 liraya döner ayran almış kendine bir lirasını internette oyun oynamış kalan 2 lirayla ne kadar torpil gelebilir? Hesap etsinler. Hadi diyelim ki burada olduğuna inanmıyorsunuz. Hadi diyelim Okmeydanı'nda değildi de Taksimdeydi. O zaman yürüyüş var mıydı? Yok. Eylem var mıydı? Yok. Sokakta bir şey yoktu, dağılmıştı. Belki gezmeye gitti. Belki arkadaşlarıyla buluşup bir şey yapacaktı. Her gezmeye gideni vuracak mısınız? Ben bunları kabul etmem. O yüzden asla ve asla mücadelemden vazgeçmem. İki çocuğumu korumak için de her şeyi yapacağım. Kardeşlerinin mahkemesinde varlar, anmalarında varlar. Ancak kendim mücadele edeceğim. Neyin ne olduğunu çocuklarım çok iyi biliyorlar. Bana bir şey olursa onlar da kardeşlerinin mücadelesini yasal ve hukuki yollarla sürdürecekler" dedi.
'Katiller yargılansaydı çocuklar ölmeyecekti'
Sadece kendi çocuğunun değil birçok çocuğun devlet tarafından katledildiğini belirten Gülsüm, panzerlerle, akreplerle ezilen çocukların sorumlusunun mahkemeler olduğunu söyledi. Gülsüm, "Eğer mahkemelerde katiller yargılanmış olsaydı şimdi orada o çocuklar ölmeyecekti. Öldürülmeyecekti. Sadece devlet tarafından öldürülen çocuklar değil. Günümüzde çocuklar toplum tarafından da tacize, tecavüze uğruyor, öldürülüyor. Her şey yapılıyor. Başından beri tek bir amacım var o da çocuklar ölmesin. Dünyaya getirdiysek bu çocukların da yaşamaya hakkı vardır. Mücadelemi bu yönde vereceğim. Hukuk olmadığı için ceza olmadığı için toplum bu cesareti oradan alıyor. Günümüzde kadınlar öldürülüyor. Çocuklar öldürülüyor. Artık insanların içerisine öyle bir kin, nefret girmiş ki birbirlerini öldürüyorlar. Ceza olmadığı sürece daha çok bunları yaşarız" ifadelerini kullandı.
'Birleşirsek çocuklarımız yaşayacak'
Çocukları katledilen ailelere çağrıda bulunan Gülsüm, şöyle devam etti: "Tüm çocukları katledilmiş aileler lütfen susmasınlar. Ne gerekiyorsa yapın. Çocuklarınız sizin canınız. Ben bir çocuk kaybı duyduğum zaman günlerce kendime gelemiyorum. Hatırlar mısınız panzerle duvarı delip iki çocuğu daha katlettiklerinde Vali ne dedi? ‘Kader.’ Hayır kader değil. Bu kader olamaz. Kaderi siz mi yazdınız? Öldürün öldürün kader. Acının, gözyaşının ne rengi ne de ırkı var. Olamaz. Acı acıdır. Onun için kim olursa olsun haber aldığım zaman aileye ulaşmaya çalışırım. Elimizden gelene kadar yol almaya çalışıyoruz. Bizim anneler olarak birleşmemiz lazım. Sadece Gezi anneleri değil, çocuğunu ister devlet, ister polis, ister sivil tarafından kaybeden aileler olarak birleşsek çocuklarımız yaşayacak.”